✟ eight - we're gonna have sex

1.4K 71 48
                                    

SMUT

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


SMUT.

&

Yatak odamın kapısını kırarcasına açtıktan sonra beni kucağına aldı. Bacaklarımı beline dolarken büyük elleri ile kalçamı kavradı. Tanrım, affet beni ama bu peder beni deli ediyordu. Ensesinden onu kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Yapıştım diyorum çünkü bu açlığımı başka kelime ile açıklamam imkansızdı. Bana hemen karşılık verirken sırtımı duvarda hissettim. Saçlarını çekiştirerek alt dudağını dişlerimin arasına alırken kalçamı sıktı. Lanet olsun, ıslanmıştım. Sırtımı duvardan ayırıp yatak ile buluşturması iki saniye sürmüştü. Yumuşak zemin ile sırtım buluşunca içimde bir kelebek fırtınası kopmuştu. Öpüşmemizi kesip üzerimde doğruldu ve gömleğinin düğmelerini yavaşça açmaya başladı. Sikeyim, fazla yavaştı. Elimi uzatıp gömleğinin düğmelerini bir çırpıda kopardım ve gömleği üzerinden çıkardım. Sıcak teni elimle buluşunca bayılacağım sanmıştım.

"Biraz sabırsız mıyız?" Dedi gülümseyerek ardından dudaklarıma uzandı. Bacak aram yanmaya başlamıştı, onu istiyordum. Içimde, üstümde, her yerimde. Vücudumdaki her bir hücre onun için yanıyor, dokunuşu için yalvarıyordu. Dudaklarımız şehvetle birkaç saniye dans ettikten sonra tişörtümü bir çırpıda üzerimden çıkardı ve sütyen giymediğim için açıkta kalan göğüslerime baktı.

"Bir sanat eserisin." Dedi ve dudaklarını köprücük kemiğim ile buluşturdu.

"Böyle şeyler söylemeye devam edersen hemen burada boşalırım sevgili peder." Başının hareket etmesinden güldüğünü anlamıştım ancak bana bunu düşünmeye fırsat vermeden dilini göğüs ucum ile buluşturdu. Siktir. Sanırım ölecektim. Dili göğüs ucuma biraz işkence ettikten sonra göbeğime ardından da iç çamaşırıma geldi. Mavi gözleri beni bulunca derin bir nefes aldım. Gözlerimin içine bakarak iç çamaşırımın üzerinden hassas bölgeme öpücük kondurdu. Bunun etkisiyle inledim. Lanet peder. Dudaklarını vücudumdan ayırmadan yavaş bir şekilde yüzüme doğru yaklaştı. Islak dudaklarını hissettiğim her santim erimeye başlamıştı. Dudaklarını dudaklarıma bastırırken elini pantolonunun kemerine attı. Kemeri çözerken yutkundum ve dudaklarımızı ayırdım. Ben doğrulurken o da bana baktı ve yutkundu. Bir eli belimde diğer eli hala kemerinde sabitti.

"Pederler randevuya çıkamıyor sanıyordum." Dedim gülümseyerek.

"Randevuda sorun yok, bunda var." Dedi ve kemerini çözüp çıkardı.

"Bu yaptıklarını Tanrı görse ne derdi?" Elleri belimi daha sıkı kavrarken derin bir nefes aldı.

"Zaten görüyor, beni de korkutan bu ya. Beni durdurmuyor." Dedi ve ardından pantolonunu da iç çamaşırı ile birlikte indirdi. Onu tamamen gördüğümde yutkundum ve iç çamaşırımı çıkarmasına izin verdim. Bacaklarımı araladığımda bana baktı.

"Biraz acıyacak, ama sonra-" sözünü kestim.

"Biliyorum biliyorum, hadi artık." Dedim çaresiz sesimle. Karşısında kıvranıyordum resmen. Onsuzluktan kıvranıyordum. Ardından onu içimde hissettim. Sadece içimde değildi ama sanki, bütün hücreleri benim hücrelerim ile birleşti. Bir bütün olduk. Her bir uvuzumda, vücudumun her santiminde o vardı. Ona aittim. Biraz acısa da yavaş hareketlerle git gel yapmaya başladığında hisse alışmaya başlamıştım. Birkaç dakikanın ardından ise hissi sevmeye başlamıştım. Onundum. Bütün gece sabaha kadar seks yapmıştık. Hayatımın en mutlu gecesinin bu gece olduğunu, onun kolları arasında uykuya daldığımda anladım. Çok mutluydum.

THE PRIEST ✟ Tom HiddlestonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin