1. Bölüm

487 23 9
                                    

Bölümdeki Şarkı : Nilgün - Yıllar yollar

Aa bu arada, Bölümlerde ufak ufak değişiklikler oldu. Askıya almıştım. Tekrardan okursanız çok memnun olurum.

Başlangıç tarihi şuraya ❤️

Normal insanlarin evlerinde oturduğu saatlerde, hatta yatmak üzere olduğu saatlerde benim mesayim başlıyordu. Şikayetim var mıydı? Eeh işte. Vampir gibi gündüz uyuyup gece uyanmaktan ,arada sarkıntılık Eden insanlardan başka hic bir şikayetim yoktu aslında.
İşimi severek yapıyorum.

Ben Dalya Yılmaz. Istanbulda tek başına ayakta kalmaya çalışan, hayattaki tek akrabasi Teyzesi ve Kuzeni olan Yetim ve Öksüz olan Dalya. Annem ve Babami cok kücük yaşta kaybettim. Konservatuar Sahne sanatları ve Müzikbölümü 4. Sınıf öğrencisiyim.
23 yaşındayım ve bir gece kulübünde Solistim.
Hayatta en iyi yapabildiğim işi yapiyorum,Şarkı söylüyorum. Son bir kez vestiyerdeki aynada kendime baktım ve çantamı alıp kapıyı kilitledim. Oturduğum mahalle çok nezih olmasada az vukuatlı bir mahalle olduğu için 5 senedir aynı yerde yaşabiliyordum.

5 sene.. Kolay geçmemişti elbette,işimi yanlış anlayanlar olmuş beni konsomatristlik yapan biri sananlar bile olmuştu. Hoş, öyle sananlar hala var. Bir mekanda çıkan herkese farklı gözle bakan cahil insanlar topluluğu..Ama artık umursamamayı öğrenmiştim galiba. Yaşam çokta kolay değildi, heleki yanlız yaşayan bir kadınsanız eğer hiç kolay değildi. Sokağa çıktığımda yüzüme vuran soğukla ürperdim. Yüzümdeki aptal sırıtışla  gözlerimin önüne düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına iliştirip ana caddeye yürüyerek bir taksi çevirdim.

20 dakikalık yolculuk sonrasında burdaydım işte.. " La Sombra ", İspanyolcada Gölge anlamını taşıyan mekan. Çok elit ve ihtişamlı bir yerdi ve bir sene sonra bile hala görkemine hayran kaldığımı itiraf etmeliyim.
Mavi Işık'ların içinde Mat siyah ' La Sombra' yazısıyla tebessüm ettim. Ilk geldiğim gün herşeyin benim açımdan bu kadar güzel ilerleyeceğini düşünmemiştim aslında. Daha önce bir çok barda sahne almış, pek hoş sonuçlar elde edememiştim.

Benim şarķı söylediğim bölüm ne kadar normalse, arka tarafta bir o kadar anormal ve illegal işler döndüğü bilgisi vardı elimde, fakat ne kadar doğru olduğu muammaydı zira Bu zamana kadar pek birşey görmesemde içerdeki kuşlar, gecenin ilerleyen saatlerinde gelen full donanımlı adamlar bunu tastikler nitelikteydi.
La Sombranın sahibin ismi dışında birşey bilmiyordum. İşe alınırken bile görmemiştim.
Ben hiç görmemiştim fakat Barmen Kerem, Barın giybetcisi hepimizi aydınlatmıştı. En başlarda çok merak etsemde , artık pekte ilgimi çekmiyordu.

Mekan henüz açılmadığı için ana Kapıdan girmiştim. Barda işiyle ilgilenen Keremi görünce sessizce yaklaşıp yüksek sesle

" Hooop, Ben geldim" diye birden Bar masasına vurunca sıçrayan Keremi görünce kahkahalarımı durduramadım.
" iyi bok yedin , gerizekalı. Aptal mısın kızım sen?. Polis sandım ya laa " deyince daha cok güldüm.

' birgün ekmek parasi yüzünden bizi de içeri atacaklar Amına koyim yaw' deyip geziyordu.  Alaycı bir şekilde
"aman ya Polis ne etcek bizi Allahını seversen" deyip tebessüm etmištim. Sanki mekan sahibi bizmişiz gibi.
Olsaydi da güzel olurdu hani, nitekim cok iş yapan gözde bir mekan.
Bu işi kuzenim Sitare sayesinde bulmuştum. Cidden çok şanslıydım, hem maaşı iyi hemde darlayan kimseler değillerdi.

Sahnede arkadaşlarla yerimizi almış prova yapmaya başlamıştık. Seviyordum ya bu işi buranın aurası çok farklıydı. Heleki slow parçalarda.. Birçok mekanın aksine biz gecenin belli saatlerinde Slow parçalar söylerdik, bu " çok azındız biraz durun" deme şeklinin en terbiyeli versiyonuydu sanırım.
Gölge'nin açılmasına bir saat vardı ve biz hazırdık.

Karo As ◇Where stories live. Discover now