Episode 2: How Things Are Started

296 32 42
                                    

Stephen 10, Stephanie 7 yaşında

Küçük çocuk okuldan mutlulukla gelmişti. Yaşıtları gibi dördüncü sınıfa gitmesine rağmen çoğu yaşıtından çok ileride olması onu öğretmenlerinin gözdesi yapıyordu. Stephen öğrenmeye aç bir çocuktu, her daim ona anlatılandan, söylenenden daha fazlasını öğrenmek isterdi. Araştırmalarını yapar, sorular sorardı...

Stephanie daha birinci sınıf olmasına rağmen öğretmenlerini kendisine hayran bırakmıştı. Abisinin birinci sınıf öğretmeni onun da öğretmeniydi. Öğretmen kesinlikle Strange ailesinin zekasını takdir ediyordu sürekli. Stephanie'nin de abisi gibi başarılı ve öğrenmeye aç olduğu için ikisi de okullarında takdir edilen öğrenciler olmuşlardı.

O gün Stephen okulunda kendi yaşları arasında yapılan heceleme yarışmasından birinci olarak büyük, mavi bir kurdele almıştı. Bu aldığı ilk ödül olduğu için çok heycanlanmıştı küçük çocuk. Özel şöförleri onları okuldan aldığında kız kardeşine kurdelesini göserdi. Küçük kız abisinin geniş gülümsemesini görmesi gülümsemişti. Ama aklında bir soru dönüp duruyordu. Babası buna ne diyecekti? Eugene Strange ne yapacağı belli bir adam değildi. Daha önce bir ödül kazanmadıkları için şu anda ilk defa buna bir tepki gösterecekti. Ne olducağını bilmeyeceği için endişeliydi. Her daim yanında olan abisinin üzüleceğinden korkuyordu. Ama onu engelleyemezdi.

İki küçük kardeş eve geldiklerinde her zaman olduğu gibi dadıları tarafından odalarına çıkartılmışlardı. Özel öğretmenleri gelmiş ve o gün işlenecek dersleri işlemişlerdi. Hemen sonrasında ödevlerini yapmış ve o gün okuyacakları kitapları okumuşlardı. İkisi de babalarının şartlarını bitirdikten sonra birlikte vakit geçirmek istemişti. Stephen büyük mavi kurdelesini de alıp annesine göstermek istemişti. Aşağı indiklerinde annesinin misafirleri olduğunu gördü. Bu misafirler annesinin sosyetik hayatındandı. Strange ailesi bilindik ve saygın bir aileydi. Beverly Strange'in arkadaşları salonda toplanmıştı. Aslında bu bir arkadaş buluşmasında çok daha fazlasıydı. Herkes birbirlerinin evinde arada toplanır, kim ne yapmış bakılırdı. O kişi yokken yakın oldukları kişilerle onun dedikodusunu yaparlardı. Şu anda evlerindeki misafirler onları tuzağa düürmek için planlar yapacak insanlardı. İki küçük çocuk bu misafirlikleriuzun süre önce anlamış ve uzak durmayı tercih etmişlerdi. Ama anneleri onları uzak tutacak gibi değildi.

Beverly: Cathrine, çocukları çağır lütfen.

Cathrine: Hemen çağırıyorum Bayan Strange.

Fransız aksanıyla konuşmuştu dadı. Sonrasında hanımının istediğini yaparak koridorda gelmekte olan iki küçük çocuğu bulmuştu. Dadıları tarafından salona götürülen iki çocuk ne olacağını biliyordu. Anneleri onları ve başarılarını arkadaşlarına göstermek istiyordu. İki çocuk buna karşı çıkmamışlardı. Annelerinin yanına gidittiklerinde kibarca misafirlerini selamlamışlardı.

Beverly: Nasıl geçti gününüz çocuklar?

İki çocuk kısa cevaplar vermişti. Ama annelerinin bakışları ile misafirleri etkilemeleri gerektiğni anlamışlardı. Stephen yüzünde sakin bir ifade ile konuşmuştu.

Stephen: Bugün okuldaki yaşıtlarım arasında yapılan heceleme yarışmasında birinci oldum annecim.

Aldığı tebrik cümlelerine nazikçe teşekkür etmişti küçük çocuk. Annesinin ilgisi kardeşine döndüğünde ise o da kardeşine bakmaya başladı.

Beverly: Stephanie de arp derslerine başladı, uzun zaman keman çaldıktan sonra arpa başlamak istedi.

Stephanie annesinin açıkamasından sonra misafirlere arp çalması gerektiğini anlamıştı. Ama aklında annesinin ne kadar kolay yalan söylediği de takılmıştı. Evet arp çalmaya başlamak onu mutlu etmişti ama bunu kendisi istememişti. Yine de ses çıkarmadı. Kendisine göre oldukça büyük olan arpın yanına gidip sakin bir şekilde birkaç telde parmaklarını gezdirmeye başladı. Bildiği ufak bir parçayı kısa sürede çalmaya başlamıştı. Arp çalmayı gerçeken seviyordu. Parçasını bitirdikten sonra annesinin gösterisi de bitmişti. Diğer tüm arkadaşlarına kendi çocukalarının ne kadar mükemmel olduğunu göstermişti sonuçta.

Akşam yemeği saati geldiğinde Stephen ve Stephanie dadıları tarafından akşam yemeğine indirilmişlerdi. Yemek sessizce geçerken Stephen tatlıdan önce konuşmaya başlamıştı.

Stephen: Güzel bir haberim var baba.

Sesindeki neşe aslında günün daha erken saatlerinde annesinden aldığı olumlu tepkiden kaynaklıydı. Ama şu anda annesi ona tuhaf bir bakış atıyordu. Yine de Stephen babasına bugün kazandığı kurdeleyi göstermişti. Yüzünde gülümseme vardı. Babasını gururlandırmak istiyordu. Ama babasından aldığı tepki hiç de beklediği gibi olmamıştı. Babasının yüzünde mimik bile oynamamıştı.

Eugene: Bu saçmalıklarla akşam yemeğini böldüğün için cezalısın Stephen, odana çık şimdi!

Küçük çocuk yüzünde bir hayal kırıklığı ile sakin bir şekilde sandalyesinden kalkıp odasına doğru yürümeye başlamıştı. Odasına gittiğinde aşağıdan gelen bir kırılma sesi duymuştu. Sonra da babasının öfkeyle bağırmasını. Koridora göz ucuyla baktığında kendisine doğru koşan kız kardeşini fark etmişti. Kardeşi kendi odasına girmek yerine Stephen'ın odasına girmiş ve abisine sarılmıştı. İki kardeş her daim birbirlerinin arkalarını kolluyordu.

Stephen 11, Stephanie 8 yaşında

Stephen okul bahçesinde kitap okuyordu. Bu sırada kız kardeşini fark etti. Kardeşi arkadaşlarından birinin patenlerini deniyordu. Gözlerini ondan ayırmamak için kitabını kapatmıştı ve biraz daha yaklaştı açıklık alana. Kardeşi yüzünde eşsiz bir gülümseme ile patenlerin üstünde dengede durmaya çalışıyordu. Bunu yaparken yüzünden gülümsemesi eksilmemeişti. Eğleniyor gibi günüyordu. Stephen kız kardeşinin kahkahalarla gülmesine bakıyordu. Ona seslenen arkadaşına dönüp sorusunu cevapladığında acı bir inleme doldurdu kulaklarını. Bakışları yeniden kardeşini bulduğunda onu patenlerin üstünde görmeyi beklerden yerde görmüştü. Arkadaşının ona söylediklerini umursamadan kız kardeşinin yanına koşmuştu. Stephanie sol ayak bileğini hareket ettiremediği için yerde kalmıştı. Acı dolu inlemesinden sonra ağlamamıştı. Kendisini zor tutuyordu kardeşi.

Stephen okul hemşiresi gelene kadar kardeşinin ayak bileğini sabit tutmasını sağlamıştı. Dizlerindeki kanamaya baktığında cebindeki mendili çıkartıp kardeşinin dizlerini sildi. Stephanie'nin saçlarına ufak bir öpücük kondurmuştu. Okul hemşiresi gelip bileğini burktuğunu söylediğinde Stephanie okulun revirine gitmek zorunda kalmıştı.

Tek ayağı üstünde yürümek için doğrulacağı sırada abisi tarafından kucağa alınmayı beklememişti.Abisi onunla revire gelmiş, hemşireye yardım etmişti. Hemşire Stephen'ın kardeşine olan düşkünlüğünü ve bu durumdaki soğuk kanlılığını dikkatle incelemişti. Stephen bir cerrahın soğuk kanlılığını taşıyordu.

Günün devamında Stephen kardeşine çok dikkat etmişti. Evdekilere bu olaydan bahsetmemişlerdi. İki küçük çocuk da babalarının bir ceza vereceğini düşünüyorlardı. Annelerinin umursayıp umursamayacağından emin değildi. Beverly Strange en az kocası kadar garip bir kadındı. Akşam yemeğinden sonra Stephanie odasına çıkmıştı. Ama Stephen'ın odasına geleceğini beklemiyordu. Abisi buz dolabından gizlice aldığı buz torbasını yumuşakça kardeşinin sol bileğinin üstüne bırakmıştı. Stephanie ona yumuşak bir gülümseme ile bakıyordu. Stephen kardeşinin saçlarına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktıktan sonra konuştu.

Stephen: Ben doktor olacağım Stephanie...

____
by MareenaDea

Lovers of StrangesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin