}7{

1.5K 184 213
                                    

“Yarın görüşürüz!”

Seungmin ve Jisung'a el sallayarak karşılık verdim ve göz ucuyla yanımda duran Miyeon'a baktım. Hyunjin ve Yuqi'nin dikkati bizden uzaklaşan ikilideydi ancak Miyeon hiçbir şeye ilgili değilmiş gibi tırnaklarını inceliyordu.

“İşiniz bittiyse gidebilir miyiz?”

Hyunjin Miyeon'a döndü. “Acelemiz mi var?”

“Var.”

Canının neye sıkıldığını anlayamasam da, “Gidelim hadi,” diyerek sahile yürümeye başladım. Bana ilk katılan Miyeon oldu ve eli elime değecek kadar yakınımdan yürüdüğü için bir an kalbimin patlayacağını zannettim.

“Eee, Minho? Nasıl gidiyor?”

“Heyecanlı. Ay! Yani iyi. İyi.”

“Sevindim. Hayatında birileri var mı?”

“Kime sorduğuna göre değişir. Bana kalırsa yok.”

Miyeon kaşlarını çatarak bana baktı. “Anlamadım. Nasıl değişir?”

“İnan, hiçbir fikrim yok. Galiba çok fazla girmek istemiyorum bu konuya da.” Birden olası bir hoşlantı durumunda ona yeşil ışık yakmam gerektiğini fark ettim. “Ama yok. Birisi yok hayatımda. Hatta hiç bu kadar yok olmamıştı.”

Biraz daha saçmala Minho.

“Tamam, anladım. Yeterli.” Gülümseyerek yüzüme baktı ve sonra tekrar önüne döndü.

“Sende işler nasıl? Nasılsın bu aralar?”

“Güzel. Seninki kadar iyi olmasa da yeterince iyi sanırım.”

“Biraz keyifsiz görünüyorsun.”

Derin bir nefes aldı. “Birisiyle yollarımızı ayırdım. Çok hoştu ancak birbirimize göre değilmişiz sanırım.”

“Birbirinize göre değilseniz en iyisini yapmışsın o halde. Sonuçta önemli olan doğru kişiyi bulmak.”

“Evet. Sanırım benim biraz daha fazla çaba sarf etmem gerekiyor. Gittikçe daha çok yorduğunu da hissedebiliyorum ama. Bir zaman sonra bırakacağım gibi duruyor.”

“Niye öyle diyorsun? Belki doğru kişi en yakınındır.”

Kafasını kaldırıp kuşkuyla bana baktı. “Yuqi mi? Yuqi'yi mi söylemek istiyorsun?”

“Hayır. Onu kastetmemiştim.” dedim biraz tepkisine şaşırarak.

“İyi bari.” Tekrar önüne döndükten sonra biraz bekledi ve tekrar konuşmaya başladı. “Jisung ve Seungmin'i seviyor musun?”

“Tabi ki. Onlar benim arkadaşlarım. Seungmin en yakın arkadaşım zaten. Jisung da iyi birisi, garip davranmadığı sürece ama sonuçta seviyorum.”

“Hmm.” Sesi biraz memnuniyetsiz çıkmış gibiydi. Yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi merak ettim. “Erkeklerden hoşlandığını biliyorsun, değil mi?”

“Evet. Bütün okul biliyormuş diye duydum. Benim için sorun değil, sonuçta ben kızlardan hoşlanırım.” Son kısmı biraz vurgulu söylemeye çalışmıştım. Okuldan çıktığımızdan beri hiçbir adım atamamış olmam can sıkıcıydı. Sanırım Miyeon'ın da hiç buna yanaşmaması beni biraz kırıyordu.

“Bütün okul mu biliyormuş?”

“Evet. Ben sadece bizim sınıf diye biliyordum ama dışarıdan aldığım bilgilere göre herkes biliyor gibi görünüyor.”

Yine memniyetsiz bir sesle onayladı. Bakışlarının daldığını fark ettiğimde, “Bir sorun mu var?” diye sordum.

Yüzüme dikkatle baktı ve sonra yine sıcacık bir gülümseme sundu. “Yok.”

Third Person ;; 2Min {✓}Where stories live. Discover now