10. Bölüm - Gerçek Niyetler

3.1K 190 26
                                    

- Malfoy laneti attığında ben öldüm ama aynı zamanda içimdeki Hortkuluk da öldü Snape. Büyün beni getirdiğinde ondan kurtulmuştum.


- Merlin... Yani geride sadece...


- Nagini kaldı evet. 


Blaise Zabini... Evet anlayabiliyordu. Bakanlıktaki güçlü konumu, hemen her gün rapor vermek için Karanlık Lord' a ulaşabilmesi, yapılan bütün operasyonlar hakkında bilgi sahibi olması, Draco' ya yakınlığı... Bir muhbirin alabileceği en mükemmel bir konumdaydı.



- Ama anlamıyorum neden birden bire savaşın ortasında taraf değiştirdi?


- Çünkü annesi ölmüştü. Ve bunu yapan bizzat Karanlık Lord' un kendisiydi



////****////



Draco Malfoy bazı şeyleri birleştirmeyi başarmıştı!


***********************************



Eğer Draco ona öfkeyle veya nefretle baksaydı Hermione buna katlanabilirdi ama unutmaya başladığı bu duygusuz adama katlanamıyordu. Malfoy tıpkı Azkaban' a ilk geldiği günkü gibi ondan seviyelerce yüksekte, tüm duygularından arınmış, o dokunulmaz noktasından emirler veren birine dönüşmüştü. Dimdik duruyor, boyu her zamankinden uzunmuş gibi görünüyor, ona tepeden bakıyordu. Dudakları sımsıkı kapanmış, kelepçe büyüsünün ona dalga dalga taşıdığı karmakarışık duyguların hiçbirini yansıtmıyordu. Belki büyüye tam anlamıyla hâkim olamıyordu ama bedenine kesinlikle çok hâkimdi. Karanlık Lord' un karşısında dayanabilen bir adamdan da bundan azı beklenemezdi zaten.



Hermione bu kez kendisinin öfkelenmeye başladığını hissetti. Büyü onu kışkırtıyor, karşılık arıyor, dengelenmek istiyordu. " Konuşsana lanet olası! " Genç adamın üzerine doğru yürürken Draco' nun gri gözlerinde uyarı işaretleri parladı ama Hermione bunu umursamadı. Tam önünde durup gözlerini cesur bir Gryffindore' a yakışacak şekilde Slytherin' in gözlerine dikti. " Ben biliyorum, sen de biliyorsun. Neden ortaya dökmüyorsun? " Draco' nun yanağında bir kas tehlikeli bir biçimde attı ama çenesini kasan genç adam kendine olan hâkimiyetini yeniden kazandı. Sabrı taşan Hermione ruhundan taşmaya başlayan cesaretle Draco' nun gömleğinin önünü kavrayarak onu sarstı.



- Dilini mi yuttun be adam? Konuşsana!



Birden Draco gömleğini tutan elini bileğinden kavrayıp onu kendine doğru çekince genç adama yapıştı. " Sen ne... " Hermione Draco bileklerinden birini kavradığı için ancak diğer eliyle genç adamın geniş göğsüne dayayarak toparlanabilmişti. Başını kaldırdığında Draco' nun bu hareketi sadece onu kendinden uzaklaştırmak için yaptığını fark etti. Bileğini tutan eli dışında ona dokunmuyordu bile, aksine Draco' ya dokunan kendisiydi. Draco' nun iradesi kadar güçlü gri gözlere kaldırdı başını. Dinlediği soluklarda bir sıklaşma olmamıştı. Elinin altında çarptığını hissettiği kalbin atışlarında da... Draco Malfoy' un yüreği de her yeri gibi sert ve soğuktu. 



- Bana... Yalan söyledin. Bunca zamandır bana yalan söyledin.


Slave Hearts - DramioneWhere stories live. Discover now