18. Bölüm

7.3K 360 59
                                    

Finale son 2 bölüm🥳 Bu hikayeyi tamamlayacağım için heyecanlıyım umarım sizde öylesinizdir. Neyse çok uzatmaya gerek yok KEYİFLİ OKUMALAR💃💃


❛ ❛

Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında,
Özlemek var, beklemek var.

-Ümit Yaşar Oğuzcan

❛ ❛

Onu ilk görüşüm, adımı ilk söyleyişi, elimi ilk tutuşu, ilk sarılmamız, kalbimi ilk kırışı, ilk göz yaşımı silişi, ilk öpücüğü, ilk seviyorum deyişi...

Bu boktan durumun içindeyken tek düşündüğüm yine o oldu. Öleceğini hisseden insanın hayatı, gözlerinin önünden film şeridi gibi geçip gidermiş ya? Şu an ağlayarak söylüyorum, gözümün önünden geçip giden tek şey onun sureti.

İliklerime kadar korkuyu ve en kötüsü de yaşanmamışlıkları hissettim.

Şansıma önümde araç olmadığı için dörtlüleri yakıp var gücümle kornaya basarak son hız kırmızı ışıkta geçtim. Çalan kornalarla dikiz aynasından arkamı kontrol ettim, trafiği birbirine katmıştım. Tüm mantıklı düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. Eğer kontrollü olmazsam feci bir kazaya yol açıp üstüne üstlük başkalarının da canını tehlikeye atabilirdim. Çevre yolu tabelasını görünce hemen otobana girdim. Sürekli ışıklar çıkmayacağı için bu yolda ilerlemek daha mantıklı geldi. Telefonum çaldığında gözümü yoldan ayırmadan açıp sesi dışarı verdim.

"A alo?"

"Umut!" Yiğit Şah...

Allah'ım şükürler olsun.

"Özgür yanımda ve senin Antalya'ya gideceğini söylüyor. Neredesin? Yalan söylüyor değil mi?"

Gözlerim dolduğu için yolu görmekte zorluk çekiyordum. Son bir umut frene tekrar bastım ama hiçbir işe yaramadı. Kolumla göz yaşlarımı silip burnumu çektim.

"Umut, güzelim cevap ver hadi neredesin?"

Ağlamam şiddetlendi, dudaklarımın arasından küçük bir hıçkırık kaçtı. Dudaklarımı sıkıca birbirine bastırıp yutkundum.

"Yiğit Şah..." Tekrar burnumu çektim. "Çok, çok kötü bir şey oldu."

Kısa bir süre cevap vermedi. "Ağlıyor musun sen? Umut ne oldu, neden ağlıyorsun?" Arkadan hışırtılar geldi. "Konum at hemen yanına geliyorum."

Arka planda Özgür'ün ne oldu lan, diyen sesini duydum. Ağlamamı durdurmaya çalışarak konuştum.

"Araba sürüyorum ve... Ve frenler..." Ağlamam tekrar şiddetlendi. "Frenler tutmuyor."

Kocaman bir sessizlik. Sanki ikimizde ne olacağını anlamıştık. Yarım kaldık işte, yine yarım kadık.

"Korkma hiçbir şey olmayacak. Şimdi... Telefonu kapatmadan Özgür'e ya da bana konum at. Dikkatli ol, hızını da arttırma tamam mı canımın içi?"

Burnumu çektim. "Tamam,"

Dikkatli bir şekilde istediğini yaptım o sırada telefondan bağırış çağırış sesleri geliyordu.

"Umut, biz yola çıktık sana yetişeceğiz. Sakın panik yapma kardeşim, hiçbir şey olmayacak."

Özgür'ün telaşlı ama kontrollü sesi az da olsa içimi rahatlattı.

"Ben iyiyim yani şimdilik." Sessizce ağlayıp yutkundum. "Ama bildiğim kadarıyla birkaç kilometre sonra ışıklar var."

Yine o rahatsız edici sessizlik oldu.

KIRLANGIÇ | Tamamlandı ~ Kısa HikayeWhere stories live. Discover now