10. Bölüm

11.6K 511 193
                                    

Uzun zamandır bölüm atmadım. Kusura bakmayın gerçekten❤️

Keyifli okumalar diliyorum canlarım. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.🌸

(Unutmadan Multi: Yiğit Şah Çakır)

Çok iyi hatırlıyorum, onsuz geçen ilk yıl kendi sevgimi sorgulamıştım. Aklım sıra kendimi suçluyordum.

Vazgeçtin Umut, sevdaya sığar mı bu?

Hani asla durmayacaktın?

Hani Yiğit Şah seni yıldıramazdı?

Söylesene Umut vazgeçmek de sevdaya dahil mi?

Yoksa sen sadece kendini mi kandırdın?

Gibi gibi bin tane soru kafamda dönüp durmuştu. Sonra birgün bir yazı okudum. Şimdi anlıyorum ne demek istediğini...

Yazıda aynen şöyle diyordu:

"Şaire sormuşlar: giden midir terkeden, yoksa kalan mı?

Şair der ki; kalan gidenin gitmesine ses çıkarmıyorsa, çoktan terketmiştir."

Bu gece Yiğit Şah'ın anlattıklarından tek çıkardığım; bizim bir olmamıza ihtimal bile vermemiş, en başında kendisi vazgeçmişti.

Bense onu bir ihtimalken bile doyasıya sevmiştim. Sanırım aramızdaki fark buydu.

Şimdi sirkelenme vaktiydi, kendine gelme vaktiydi. İki damla gözyaşı döktüm, senin için çok bile!

Yiğit Şah'ın duygu dolu gözlerine bakmayı kesip ellerinin esaretinden kurtuldum. Öfkenden cayır cayır yanan tenim, boğazımda atan kalbim hiç yardımcı olmuyordu.

Üzerimdeki ceketi çıkarıp bankın üzerine bıraktım. Hareketlerim o kadar sakindi ki ortamı daha çok gerdiğimi hissettim. Derin bir nefes alıp vermeye sakinleşmeye çalıştım. Ya bu gece yılların birikmişliğini zehir gibi akıtacaktım ya da sakince 'buna da eyvallah' diyip geçecektim.

Yalnız şöyle bir durum var ki benim adım Umut Hazar. Bir zamanlar üşüdüğünde bile canımı yakan birine asla eyvallahım olmazdı.

Gecenin sessizliğini topuklu ayakkabılarımın sesi yırtarken tekrardan eski konumuma, Yiğit Şah'ın karşısına geçtim. Kahverengi gözleri çakmak çakmak parlıyordu. Yüz hatlarından gerildiği fazlasıyla belli oluyordu.

"Konuştun, dinledim. Şimdi sıra bende."

Kaşları çatıldı. Garibime bak! Seni seviyorum dedi, diye boynuna atlayacağımı falan düşünmemiştir inşallah. Korkmuşmuş! Güzel bir kahkaha patlatırdım da ayıp olmasın şimdi.

Ruhsuzca güldüm.

"Korkuyordun ha? Tek sen mi korkuyordun? Her şeyi göze almıştım ben! Benim önceliğim sendin! Dedim ki merak etme Umut onlar senin ailen illaki kabullenirler. Her Allah'ın günü kendimi cesaretlendirip yanına geldim."

Gülerek başladığım konuşmayı katlanarak artan bir sinirle bitirdim.

Ne zavallıymışım! Ben her şeyi göze almışken o en başında vazgeçmişti. Daha da sinir bozucu bir şey varsa o da her şeyi üç yıl sonra itiraf etmesiydi.

Ne yapalım şimdi paşam, sen seviyorum dedin diye eriyip bitelim mi? Ne istiyorsun?

"Ne kadar aptalmışım. Bir hiç için kendimi hırpalayıp durmuşum."

Yiğit Şah gözlerini yumdu. A-ah ne o? Ağır geldi sanırım. Yumruklarını sıkan Yiğit Şah'ın görüntüsü beni rahatlatmadı.

"Aç gözlerini ve gerçeklerle yüzleş!
Seviyormuş(!) Bırak Allah aşkına! Sen sevme beceremiyorsun."

KIRLANGIÇ | Tamamlandı ~ Kısa HikayeWhere stories live. Discover now