12. Bölüm

10K 489 236
                                    

Baya uzun zamandır yoktum. Malum yks var zaman ayıramıyorum.

20. Bölümde final yapmayı düşünüyorum. Hatta düşünmüyorum öyle olacak şdxleşldsş

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi lütfen esirgemeyin iyi okumalar diliyorum. 🌸


İşe başladığımdan beri bir hafta geçmişti. Her sabah toplantıya güler yüzle giriyor, departmandaki herkesle konuşmaya çalışıyordum.

Bu bir hafta fazlasıyla yoğun geçmişti ve geçmeye devam ediyordu. İki hafta sonraki ilk ihale beni fazlasıyla geriyordu. Bunun sebebi ihalenin büyüklüğü falan değil Oktay Topal denen adamın tepkisiydi. Adamın şeceresine kadar bakmıştım. Gün içerisinde ne yaptığını, nerelere gittiğini, ne yiyip ne içtiğini, tüm sosyal medya hesaplarını, sabıka kaydını, hakkındaki şikayetleri, mekandaki işletmeyi, kamera kayıtlarına kadar her şeyi araştırmıştım. Tabii tüm bu bilgilere tek başıma ulaşmamıştım. Barış'ın üst düzey(!) hacker arkadaşı yardımcı olmuştu. O çocuğu ne kadar sevmesem de bana çok yardımcı olmuştu. Hatta şans eseri bir şey fark etmişti. Sistemdeki açıktan sızıp öğrenmemesi gereken bir bilgiyi öğrenmiş bana da dün söylemişti.

Tüm bunların dışında geçen hafta Savaş abi ile bir konuşmamızda çok şaşırtıcı bir haber almıştım. Bana gönderdiği mailde bir şirketin raporları vardı. Meğer üniversitesiteden arkadaşının şirketiymiş ve yardımcı olmak istemiş. Bana da fikrimi, nasıl bir yol izlemelerini tavsiye ettiğimi sordu. Tabii ki bunu sadece gönderdiği raporlara bakarak söylemek yanlış olurdu. Bende firmayla görüşebileceğimi bana iletişim bilgilerini göndermesini istedim. 'Belki duymuşsundur sizin sektörde Sepetçioğlları.'dedi Savaş abi.
Şok oldum. Cihan Bey geldi aklıma belki de haklıydı. Sanırım onlarla küçük de olsa iş yapmak kaderimde vardı.

Bir de başımda büyük bela vardı ki sormayın. Baş harfi Yiğit Şah! Gerçi böyle dediğime bakmayın günahını almayayım. Bu bir hafta boyunca bana karşı aşırı düşünceli ve nazikti. Beklediğim gibi üzerime gelmemiş bana bir şeyler anlatmaya çalışmamıştı. Bu da beni daha rahat hissettiriyordu. O kadar alışık değildim ki Yiğit Şah'tan sevildiğimi duymaya ister istemez geriliyordum.

Yiğit Şah'ın bu aşık ve düşünceli hallerine dayanmak çok zordu. Bazen yumuşayacak gibi oluyordum. Sonra kendimi 'gurursuz musun kızım' diyerek topluyordum. Ama Yiğit Şah'ın o halleri dayanılacak gibi değildi. Her gün en az iki defa sebepsiz odama geliyordu. Başlarda kovuyordum ama gitmiyordu sonraki günler alışmaya başladım. Gelip odamda kahve molası veriyor bende çalışıyordum. Eğer yanında telefon konuşması yaptıysam vay halime. Kim olduğunu öğrenene kadar susmuyordu. Öğle yemeği saati geldiğinde kapımda bitiyordu. Finans departmanını geçtim artık tüm şirket aramızda bir şey olduğunu sanıyordu. Yemek için gittiğimiz restorantları Yiğit Şah ve Özgür titizlikle seçiyordu. Bu fazlasıyla garipti sonuçta altı üstü yemek yiyip geri döneceğiz benim için mekan çokta önemli değildi. Genel toplantılardan sonra Yiğit Şah özellikle fikrimi soruyordu. Karar mercii Yiğit Şah ve Özgür olmasına rağmen alakam olmayan konularda bile fikrimi sorması hoşuma gidiyordu. Son birkaç gündür de odama kaktüs getirmesi de ayrı güzeldi. Ben pek çiçek sevmezdim çünkü bakamazdım. Hem kendimi bir çiçeğe benzetirsem o da kaktüs olurdu. İkimizin de dikenleri vardı.

Ah Barış'ım, böbrek2'm benim...
Buradaki işleri hallettikten sonra Amerika'ya geri dönmüştü. Hatta bana baya bir kızarak geri döndü çünkü iş yaptıkları huysuz Sadık Bey ve Barış'ın anneannesi çok garip bir şekilde birbirlerinden hoşlanmış gibilerdi. İş için düzenlediğim yemekte ikinci bahar havası gelip geçmişti. Barış, haftalardır huysuzluk yapan ihtiyarın o geceki hallerine çok kıl olmuştu. Giderken de 'Umut inşallah bir sonraki gelişim anneannemin düğünü için olmaz!' demişti. Aklıma geldikçe gülüyordum.

KIRLANGIÇ | Tamamlandı ~ Kısa HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin