Dünü düşününce bile başımdaki ağrı şiddetleniyordu. Yüzümü buruştururken, oturup tostumu yemeye başladım. Ağzım kağıt gibiydi, tad bile alamıyordum. Ama dün akşam az yediğim için acıkmıştım. Tostumu hızlıca yiyip, çayı içtikten sonra daha iyi hissederek ilacı aldım. Evi temizlemem gerekiyordu. Dikkat etmelerine rağmen bazı yerlere boya sıçramıştı.

İsteksizce doğrulduğumda ev, gözüme gittikçe büyüyordu, iş yapmak istemediğim zamanlar da hep böyle olurdu. Suratımı astım, bugün çok üşengeçtim. Tüm gün yatağımda uzanıp kitap okumak, çok daha cazip geliyordu. Kararsız bir şekilde evi izlerken kapı çalmaya başladı.

Vural anahtarını kullandığı için gelenin o olmadığını biliyordum. Kapıya doğru ilerlediğimde, Afra'nın sesini duydum.

Kardeşine bağırarak "Dikkat et Esra," diyordu.

Kapıyı açtığımda bana dönüp kocaman bir gülümsemeyle "Selam," dedi.

Onu karşımda görmeyi beklemediğim için şaşırmış olsam da belli etmemeye çalışarak "Hoş geldin," dedim.

"İçeri gelsene."

Geri çekildiğimde içeri girince kapıyı kapattım.

"Dün ev kirlenmiştir diye yardıma geldim."

Tam ihtiyacım olan şeydi. İçten bir şekilde "İşte buna çok sevindim," dediğimde, ikimiz de güldük.

Dikkatle yüzüme bakarken "İyi misin? Rengin solmuş," dedi.

Elimi alnıma yasladım. "Başım ağrıyor biraz ama ilaç aldım, birazdan geçer."

"Emin misin? "

Başımla onaylarken "İyiyim. Hadi başlayalım," dedim.

Afra salona girerken ellerini ince beline yasladı. "Evi mahvetmişler."

Dudaklarımı sarkıttım. "Hem de yeni temizlemiştim."

Başını bana doğru çevirdi. "Merak etme, hallederiz."

Afra telefonundan hareketli bir müzik açarken ben de temizlik malzemelerini getirdim. Toz aldığı sırada "Eşyaları değiştirmeyi düşünüyor musunuz?" dedi.

Sorusunu duyunca ona döndüm. "Bilmem, hiç konuşmadık."

Bakışları etrafta gezindi. "Yani güzel ama biraz yıpranmış gibiler."

Nasılsa sahte bir evliliğin kılıfıydı tüm bu olanlar. Bu yüzden üstünde durmadığım ayrıntılardı. Fakat Afra'yı şüphelendirmemek için aklıma gelen ilk bahaneye sarıldım.

"Anıları olan bir ev, bir süre daha böyle kalsın."

Sözlerim üzerine bu konuyu kapattık. Aklımı dünden beri kurcalayan soruyu dile getirdim.

"Afra, önereceğin bir dershane var mı?"

Sorumu duyunca şaşkınca "Neden?" diye sordu.

Elimdeki bezi bırakıp boğazımı temizledim. Bu konuyu konuşmak beni her defasında geriyordu.

"Sınava hazırlanacağım. Bir yerlerden başlamam gerek."

Okumamış olmama şaşırsa da tepki vermedi.

"Benim gittiğim bir dershane var, buraya çok uzak da değil."

Bu cevap üzerine içime dolan heyecana engel olamadım. Yakın olması benim açımdan daha iyi olurdu. Hem rahat ve tek başıma gidip gelebilirdim.

SEHER YELİ Where stories live. Discover now