92. Bölüm: Part 1 *Mektuplar ve kavuşmalar*

Start from the beginning
                                    

Koray amca cebinden arabasının anahtarını çıkarıp "Anıl arabamdan laptopu getirir misin?" Diyerek anahtarı ona uzattı.

Laptop geldiğinde Koray amca şifreyi girerek bana bıraktı. Önümüzdeki masanın üzerine koyduğumda herkes arkamızda toplanmaya başlamıştı. Bellekte iki tane video dosyası vardı. İlk dosyanın adı Alaz olduğu için diğer videoyu açmamla Simal gülümseyerek oturdu koltuğa.

"Merhaba... Hepiniz nasılsınız? İyisinizdir umarım. Bana içten içe kızmalarınızı duyar gibiyim. 'Neden daha o zamandan umutsuzluğa kapıldı?' diye. Kızmayın bana umutsuzluğa falan kapılmadım, gerçekten. Ben sadece sizlere veda edememekten çok korkuyorum. Birine veda edemeden ölmesi insana daha çok acı vermez mi? Bence veriyor. Ve böyle de olsa ben sizlere veda etmek istedim." Diyerek hafifçe gülümsedi. "Cenk bakma öyle lütfen. Kızma bana o kadar da. Şimdi bile bir yanım hiç başlatılmasını istemiyor ama olacakların en kötüsünü düşünürsek de... Bu beladan kurtulmamız için o Ruh hastasının istediğini alması gerekiyor. Yani beni... Şu anda bu videoyu izliyorsanız, gerçekten en kötüsü olmuş ve ben artık hayatta değilim demektir. Eğer iyi olduğumu bilirseniz sizler için daha kolay olur diye düşündüm. Bir de şey; Benim için o kadar da üzülmeyin olur mu?" Gözleri dolmaya başlarken çenesi titrese de gülümsemesini bozmadı. Sesini duymayı öyle çok özlemiştim. Mavi gökyüzü gözlerine bakmayı özlemiştim. Video olduğunu bildiğim halde uzanıp ona dokunmak istemiştim.

Neden ona camların arkasından bakmak zorundaydım?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Neden ona camların arkasından bakmak zorundaydım?

"Böyle olması gerekiyormuş... Sizlere bir zarar gelmemişse – umarım gelmemiştir- bende kendimce bir şeyler başarmışım demektir. Çünkü benim yüzümden zarar görmenizi asla istemiyorum. Pamir'e de kızmayın. 'Simal bunları yaparken sen neredeydin, bize neden söylemedin' demeyin. O şu anda aşağıda ve benim böyle bir şey yaptığımdan haberi bile yok. Bilse eminim çok kızardı..." Kendisini ne kadar tutsa da bir damla gözyaşı akınca gözlerim doldu ama onu bulanık görmeye başladığım için gözyaşlarımı hızla geri gönderdim. Derin bir nefes alarak gözlerini kırpıştırarak gözyaşlarını geri gönderdi o da benim gibi.

Farklı zaman dilimlerinde aynı hareketleri yapıyorduk. Sahi Simal bu videoyu çekerken ben ne yapıyordum?

"Böyle salak salak ağladığım bir video çekmek istememiştim. Güldüğüm bir video olsun istemiştim, beni en son öyle hatırlayın istemiştim. Ben olmasam da siz gülün... Hem de hep gülün." diyerek gülümsedi dudakları titrerken. Ağlamamak için savaş veriyordu kendiyle. "Aslında hepinize mektuplar yazdım ama bazı şeyleri burada da söylemek istiyorum...

Babam... Her şeyim benim. Seni çok seviyorum bunu biliyorsun ama yine de söylemek istedim. Ben senin sayende annemi kaybetmeme rağmen çok şanslı bir çocuk olduğumu hissettim. Sen olmasaydın böyle bir hayat geçiremezdim. Çünkü sen çok iyi bir babasın. Sırf bir kerecik güleyim diye yazın ortasında benim için kar yağdırmış bir babam var benim, nasıl şanslı olmam? Ondan sonra benim daha rahat seyahat edebilmem için uçak almış bir babam var benim. Hatırlıyor musun? Annemi kaybettiğimiz yıllarda insanlarla uçağa binerken bile rahatsız oluyorum diye uçak almıştın. Senin benim için yaptığın her şeyi saymaya kalksam video saatler sürer zaten." güldü ama ardından birkaç damla gözyaşı akıp çenesinin altına ulaştı. "Babam... N'olur iyi ol. Seni hiç bırakmayacağım demiştim o gün uçurumda hatırlıyor musun? Tabi ki hatırlıyorsun. Bela çeker biri olacağımı bilememişim ben. Seni çok seviyorum baba. Kendine dikkat et ve iyi bak kendine. Sakın suçlama kendini. Böyle olması gerekiyormuş." Gözyaşlarını artık tutamadığı için başını eğip gözyaşlarını sildi ve tekrar gülümsemeye çalışarak kameraya baktı.

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now