187 18 84
                                    

-Selam ChanYeol, daha iyi misin?

Kafesin dışına bağdaş kurmuş ve kurbanının uyanmasını bekliyordu BB. Kucağında, eşinin ona kakaladığı ikiz çocuklarından biri vardı ve parmaklarını tutan bebeğiyle oynuyordu kendince. Bebek ise babasının kucağında, onun parmaklarını ağzına çekip emmeye çalışıyordu. Ağzına tuzlu parmağı çekemediği için garip sesler çıkardığında ise babası ona bakıyordu ama ikisi de birbirini pek umursuyor gibi durmuyordu. Bebek kendince oyun oynuyor, Kyoong ise sıkıntıdan patlamamak için ChanYeol'ün uyanmasını bekliyordu uzun bir süredir.

Yeni kıyafetleri içinde, yüzündeki yaraların şişlikleri inmiş olan ChanYeol ise duyduğu seslere bedeni korkuyla kasılarak uyanmıştı. Daha gözlerini açmadan korkmaya başlaması ise BB'nin onu uykusunda defalarca dövmesinden kaynaklanıyordu.

ChanYeol'ün uyandığını gören BaekHyun, onun iyi olup olmadığını sorarken sanki o yaraların sebebi kendisi değilmiş gibi davranıyordu. Ona kalırsa ChanYeol'ün döven de o değildi belki de.

-Bebeğim~ 'günaydın' de, bakayım oppaya.

Sesi yükselen bebeğin dedikleri anlamsızdı ama belki de bebek dilinde babasını tekrar etmişti, kimse bilemezdi.

Uyanan ChanYeol ise bu görüntüye karşı kendini yatakta geriye çektiği için ayak bileklerindeki zincirin yere değen kısmının yere sürtünmesiyle ses çıkarmıştı. Hâlâ 'Kyoong' diye hitap etse de isminin farklı bir şey olduğunu bildiği adamdan ölesiye korkuyordu. Hatta bir an önce ölmek istiyordu, canının daha fazla acımasını istemiyordu. Her ne kadar son altı gündür bir zarar vermiş olmasa da bedeni hala önceki günlerde yediği dayakların kalıntısını taşıyordu.

-ChanYeol, bebeği buraya bırakıp yukarıdan sana ve ona yemek getireceğim. Aeri'nin şu kısma gitmesine izin verme, tamam mı?

Herhangi bir cevap almadan korku dolu gözlerin ona bakmaya devam etmesine göz devirip eliyle gösterdiği işkence aletlerinin olduğu kısma bebeğin sırtı dönecek şekilde onu yere indirmişti. Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldiğinde kurbanına bebeğini temas ettirmeden emanet ettiğini bildiğinden hızlıca bodrumu terk etmişti.

ChanYeol ise günden güne daha fazla şaşırarak kafesin demir parmaklıklarına doğru emekleyen bebeğe bakıyordu. Bebeğin yanına gitmek istese bile ayağındaki zincirin boyu yetmiyordu. Ayrıca yere uzanıp elini değdirmek istese bile BB bunun hesabını yaptığından parmak ucu bile demire değmiyordu. Boşa kendini yoramazdı bir insana dokunmak için. Hem, aklında bebeğe dokunduktan sonrası yoktu. Bebeği rehin mi alacaktı? Yoksa onunla oynayacak mıydı? Hiçbir sebebi yoktu, oturduğu yerden bebeğin demirlerden ilgisini çekip açık seçik ulaşılabilir olan kesici aletlere ilerleyişini izlemekle kaldı. Bir dakika. Kesici aletler, Kyoong'un gösterip de bebeğin oraya gitmemesini söylediği yerdi. Ayrıca bebek oraya giderse kendine zarar verirdi.

-Hey!

Kyoong gibi birinin bebeği önemsediği aklının ucuna bile getiremiyordu o an. Gözünde o canavarı aile babası yapamıyordu artık.

-He-ey! Aeri?

Bebeğin ilgisini çekmeye çalışırken seslenmenin yeterli gelmemesiyle güçsüzleşen bedenini yataktan çıkarmış ve demir zincirin sesi eşliğinde çıplak ayaklarını yere sürterek gidebildiği kadar ileri gitmişti.

-Aeri, oraya gitme. Bana bak.

Sesi bile güçlü değildi ki bebek ona baksın. Bebek bir kere kafasına o aletleri koymuştu, ChanYeol nasıl kendine çekebilirdi emekleyen bebeği?

Ayağını ileri geri oynatıp ses çıkardı. Bununla bebek bir anlığına ona bakmış olsa da geri önüne dönüp yoluna devam etti.

ChanYeol, tekrar o sesi çıkarmıştı ama bu sefer daha yüksek sesliydi. Kendisi de ona bağırmaya çalışarak sesleniyordu.

BB (BaekYeol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin