Be a Traitor, Be a Guardian

492 53 32
                                    

Eylül 2005:

Yavaşça oturduğu koltuğa uzandı, elindeki telefonun aşağı düşmesine izin verdi ve saçlarını açık balkondan giren rüzgarla salınması için dışarı itekledi.

Ardından kulaklıklarını düzeltip, çalan melodiye odaklandı ve hafifçe gülümsedi. Uzun zamandır, bu kadar huzurlu olduğunu hatırlamıyordu.

Biraz daha zorlasa mutlu olduğuna inandıracaktı kendini. Ardından yavaşça araladı gözlerini başucunda duran ayı görmek için.

Bembeyaz parlayan ay ve etrafındaki yıldızlara baktı gülümseyerek. Ardından tekrar kapattı gözlerini ve rüzgarı neredeyse teninin her bir yanında hissetti.

Unutmuştu. Babasını öldürürken, kocaman adamın yastığın altında nasıl boğuştuğunu, Ebisu ile ilgilenmek için sürekli ellerinin kanadığını, her kavga ettiğinde ya dudağının ya da kaşının patladığını unutmuştu.

Annesinin ona bağırdığını, ondan nefret ettiğini, nasıl gözünün önünde kötüye gittiğini... Takemichi'nin Chifuyu ve Mikey ile bu kadar yakın olmasını kıskanmayı unutmuştu.

Tek bildiği, onun için herşeyi yapacak sevgilisiydi. Gözleri kapalı bir şekilde hayaller kurmaya başladı. Yavaşça parmağının dudaklarında gezdiğini hissetti önce.

Ardından yavaşça belini kavrayan el, yavaşça onu okşamıştı. Bacakları, kendi bacaklarına dokunurken, nasıl da yumuşacık sarıldıklarını hayal etti Bishamon bir kaç gece önce yaptıkları hatayı hatırlayıp.

Ama bu, ikisi için de bir hata sayılmazdı.

Ardından saçlarını yakalamak için elini kaldırdığında, onun burada olmadığını anlaması çok sürmedi.

Gözünden bir damla yaş süzüldü büyük bir hayal kırıklığı yaşarken. Halbuki tek telefon ile yanındaydı. Yine de o, en kötüsünü düşünmüştü ağlarken: Ya bir daha ona dokunamazsam.

Gözyaşları git gide artıp, neredeyse hıçkırmaya başlayacakken sonunda telefonunu eline alıp, onu aramaya karar verdi.

Baji: Kim hastanelik oldu?

Telefonun öbür ucundaki çocuk, uykulu sesi ile konuşunca gözyaşlarını sildi kız ve burnunu çekti. Ardından hafifçe güldü ve cevap verdi.

Bishamon: Hiç kimse, seni arayamaz mıyım?

Baji yavaşça yatakta yuvarlanıp sarıldığı yastığı bıraktı ve bacaklarını iki yana açıp üzerindeki tavana doğru baktı saçlarını eliyle gözünün önünden çektikten sonra.

Gecenin bir yarısı bile olsa sesini duymak bile hoşuna gitmişti. Yine de... Cidden uykusu vardı.

Baji: Ararsın da saat sabahın 5'i.

Bishamon: Açmasaydın napim.

Baji: Kapatıyorum o zaman-

Bishamon: DUR! Dur kapatma.

Kız, bir anda yattığı yerde doğruldu sanki karşısında cidden biri varmışçasına. Aniden açılan gözleri ile, cidden de önemli bir şey söyleyecek gibiydi.

Baji: Bishamon, sen iyi misin-

Bishamon: Bugün okula geleceksin değil mi?

Baji: Evet, bir şey mi oldu?

Bishamon duyduğu cevapla birlikte tekrardan gülümsedi, ardından kendini bir anda arkaya, az önce yattığı koltuğa bıraktı.

Eli tam başının üzerinde dururken derin ve titrek bir nefes aldı. İçeri giren rüzgarla birlikte çalan rüzgar çanları, ona ilk defa ders çalıştıkları anı hatırlatmıştı.

Angels Like You // Baji X OCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin