̶M̶̶i̶̶t̶̶s̶̶u̶̶y̶̶a̶! Mission

866 81 61
                                    

Temmuz 2004:

Bishamon çantasının askılarını sıkıca tutmuş, Ebisu'yu yeniden okuldan almak için kulağında kulaklıkları ile yolda herşeyden habersiz yürüyordu.

Bir yandan müziği dikkatle dinleyip sözlere iyice odaklanıyor, diğer yandan da aklındaki binbir düşünceyi tartıp ölçmeye ve doğru yolu bulmaya çalışıyordu.

"With the lights out, it's less dangerous
Here we are now, entertain us"

Tamam, görevi oldukça iyiydi ve güzeldi de. Peki ama Chifuyu, o tek başına mı kalmak zorundaydı? Ah tabiki hayır, onu da korumak boynunun borcuydu.

E, yine de kimse ona bir üniforma vermemişti, bu yüzden çete üyesi de sayılmazdı. Ayrıca kimse ona resmi bir şekilde bunu söylememişti, biri hariç; Draken hariç.

E, o zaman çete üyesiydi. Eğer öyleyse, neden hala üniforması yoktu peki?

Bishamon: AH! CİDDEN!

Sonunda kulaklıklarını bir hışımla bağırarak çıkardığı anda yanında geçen motorun sesini duydu ve başını o yana çevirdi. Kimin olduğundan bir haber olduğu motor hemen önünde, okulun girişinde durdu.

Ondan biraz daha uzun birisi motordan indi ve kaskını çıkarttığı an, onun Mitsuya olduğunu anladı Bishamon. Aniden Mitsuya da ona döndü ve nazikçe gülümsedi.

Bishamon bunun üzerine daha fazla düşünmeyi bırakıp oraya doğru koştu. Eğer çete üyesi olmasaydı, ona bu kadar yakın davranılır mıydı ki?

Mitsuya: Burada ne işin var Bisha-chan?

Diye sordu sakince ikisi birlikte okulun girişinden içeri yürürken. Ama aynı soru, Bishamon'un da aklını oldukça kurcalıyordu ve sonunda soruya soruyla yanıt vermeye karar verdi.

Bishamon: Asıl senin ne işin var, Ebisu'yu almaya gelmiştim ben.

Mitsuya ve Bishamon, sonunda aynı sınıfın kapısının önünde durunca birbirlerine doğru baktılar. İkisi de aynı anda sertçe yutkunduğu anda zil çaldı ve kapı açıldı.

Bu an, ikisi içinde tamamen ağır çekime alınmış gibi yaşanıyordu. Sınıftan ilk çıkan iki öğrenciden biri Mitsuya'ya, diğeri de Bishamon'a doğru koştu, minicik elleri ile onları sarmaladı ve büyük bir gülücük saldı.

İşte o anda ikisi de kardeşlerinin tamamen aynı sınıfta olduğundan ve birbirlerinden bir haber olduklarından emin oldular.

Bishamon: Oh, kardeşin mi?

Mitsuya: Evet... Ve karşısındaki küçük kızın sırt çantasını alıp kendi sırtına asarken konuşmaya devam etti. Git ablayla tanış Luna.

Küçük kız en az kendisi kadar küçük adımlarla Bishamon'a doğru yürüdü, önünde durdu ve gülümseyerek selam verdi.

Luna: Merhaba Nee-chan! Ben Luna, tanıştığıma memnun oldum.

Bishamon, küçük kızın bu kadar terbiyeli bir tabur sergilemesi üzerine oldukça şaşırmıştı. Yine de karşısınadaki kıza, gülümseyerek yanıt verdi.

Bishamon: Merhaba Luna, ben de Bishamon.

Dedi ve arkasında durup eteğini çekiştiren Ebisu'yu öne çıkarmaya çalışarak konuşmaya devam etti. Onun bu durumda hayli zorlandığını gören Mitsuya hafifçe gülümsedi.

Bishamon: Ebisu'nun ablasıyım.

/ ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ /

Bishamon: Oh cidden mi?! İkisine birlikte bakmak senin için oldukça zor olmalı.

Angels Like You // Baji X OCDär berättelser lever. Upptäck nu