Learning Mistakes

752 73 55
                                    

Ağustos 2004:

Bishamon: Bak, anladın mı? Burası go olmayacak, went olacak. Çünkü geçmiş zamanda kullanman gerekir. Geçmiş zamanda da fiillerin bazıları farklı haller alıyor.

Baji oturduğu yerden önündeki kitaba bakmak yerine ona dersi anlatan kıza bakıyordu. Önlerinde küçük bir yer masası, masanın üzerinde çeşit çeşit atıştırmalık vardı.

Arkalarındaki kitaplık baştan aşağıya mangalarla ve edebiyat kitapları ile doluydu. Odaya ilk girdiğinde, Bishamon'un oldukça zeki olduğunu düşünmesine sebep olmuştu bu durum.

Dışardan her ne kadar sert görünse de sonuna kadar öğrenmek isteyen bir kız olduğunu kolayca anlamıştı Baji.

Baji: Hmhm...

Her zamanki gibi, ona anlatılan dersten öylesine sıkılmıştı ki. Neredeyse sürekli aynı şeyleri görüyordu ama bunları öğrenmek zorunda olduğunu da biliyordu.

Ellerini yavaşça bacağından çekti ve kolunun birini tutup arkaya doğru esnediğinde sırtından çıkan kütlemeler ile Bishamon bir anda ona döndü.

Kimse istese de, istemese de bu kadar ses çıkarmazdı, bu kesinlikle imkansızdı...

Bishamon: Omurganı mı kırdın sen?

Baji esnerken bir eliyle ağzını kapatıyor, diğer eliyle de Bishamon'a doğru sorun olmadığını işaret ediyordu. Sonunda elini ağzından çekip ona doğru gülümsedi.

Baji: Yok canım daha neler.

Bishamon: İstersen koltuğa oturabiliriz.

Baji: Gerek yok, sen devam et.

Bishamon: Peki o zaman...

Kız, yeniden önündeki kitaba doğru eğildiğinde hali hazırda açık olan camdan serin bir rüzgar girdi içeri. Camın önündeki rüzgar zilleri narin bir ses çıkardı Bishamon'a eşlik ederek.

Yine her zamanki gibi toplanamayacak kadar kısa olan saçlarını bir çözüm olarak kulağının arkasına sıyırdığında Baji bir kere daha büyülenmişcesine ona bakalaldı.

Bu kız için emin olduğu tek bir şey vardı; ona aşıktı.

Bir anda içinde büyük bir bencillik belirdi Baji'nin. Bishamon'un rahatça dokunabildiği saçlara, o da dokunmak istiyordu.

Hemde bunu öylesine yapmak istiyordu ki, Bishamon'u bile bunu yaparken kıskanıyordu. Kendi kendine bunun ne kadar aptalca olduğunu düşünüp gülümsedi.

Dışardan oldukça sert duran ve ne olursa olsun kavga arayan biri olmanın ve böyle şeyler hissetmenin verdiği aptallıkla Bishamon'un saçına giden elini fark edememişti bile.

Bishamon: Bir şey mi oldu?

Kız, kızarmış yüzü ile sadece karşısındaki çocuğa bakıyordu. Ne yapacağını öylesine şaşırmıştı ki, elini bile geri çekmeye cesaret edemiyordu.

Yine de bu durumdan zerre kadar şikayetçi değildi. Hatta Baji gibi sert birinin ona karşı böyle davranması, hoşuna bile gitmişti.

Baji bir anda kendine gelip de ne yaptığını anladığında hafifçe geri çekildi büyümüş gözleri ile. Kalbinin nasıl çarptığını duyabiliyordu adeta. Bunun üzerine hemen elini çekip sadece durumu toparlamak için bir şeyler uydurmaya çalıştı.

Baji: Ah şey, saçında bir şey vardı da.

Bishamon: Oh... Teşekkürler

Dedi sakince. Sadece bunları diyebildi. Saçları yeniden önüne dökülürken yüzüne küçük bir gülümseme yayıldığını Baji asla görmemişti.

Angels Like You // Baji X OCWhere stories live. Discover now