5

1.7K 179 113
                                    

O gün Jongdae'nin mutfağında sızıp kaldım. Zaten benim gidecek bir yerim yok. Jongdae geldiğinde sadece baktı ve odasına gitti. Umursamadı. Belki de beni kendine yakın görmüştü. Ya da her önüne geleni evine alıyordu.

Pazartesi günündeydik yine. Chanyeol ve sevgilisinin yıl dönümünün üzerinden 8 gün geçmişti. Jongdae ile bu 8 gün içinde yakınlaştığımızı düşünüyordum. Bir arkadaşım var diyebilirdim. Gerçi o yine hiç konuşmuyordu ama beni de susturmuyordu. Chanyeol'le de bu süre içinde hiç görüşmedik. Ne ben onu aramıştım ne o beni aramıştı. Zaten ben arasam da meşgulüm şu an deyip kapatacaktı yüzüme.

Bu sefer Sehun'a yaklaşmadım. Sehun'un zaten dengesini mahvetmiştim. Abisi de benim dengemi mahvetmişti, ödeşmiştik.

"Byun Baekhyun, velin geldi. Seni erken almak istiyormuş." kafamı sıramdan kaldırdım. Annem veya babam asla gelmezdi okuluma. Hatta okulumun adını bile bilmezlerdi.

Çantamı toparlayıp çıktım sınıftan. Okulun bahçesinde Jongdae'yi gördüğümde sigarasını söndürüyordu. Koşar adımlarla yanına gittim. "Velimin sen olduğunu söyleme sakın."

"En yakın arkadaşının 26 yaşında olmasının yararları vardır." söylediği şeyle durdum, o da durdu. "Yakın arkadaş mı?! Öyleyiz değil mi?! Tanrım. Beni Chanyeol gibi hiçbir şeyin olarak gördüğünü düşünmüştüm."

"Saçmalamayı kes ve yürü. Seninle bir yere gitmek istiyorum."

"Gidelim." dedim koluna sarılıp, ağırlığımı ona verirken. "Yakın arkadaşım. Kanka da diyecek misin bana?"

"Eğer susmazsan seni burda bırakıp tek başıma gideceğim."

"Tamam tamam, peki okulumu nerden bildin?"

"Söylemiştin." dediğinde gülümsemem genişledi. Jongdae boş boş bakıp yanında beni ses olsun diye tutmuyordu işte! Her şeyimi dinliyordu.

O arabasını sürerken nereye gittiğimizi defalarca sordum ama söylemedi. Sonunda pes ettim.

"Bana da araba sürmeyi öğretir misin?"

"Öğretirim."

"Gerçekten mi?! Belki ehliyet bile alırım. Gerçi babam izin vermez ama Chanyeol öder."

"Ben de öderim." dedi.

"Öder misin gerçekten?"

"Evet. Neden bana yabancıymışım gibi davranıyorsun? İlk günden beri hiç susmadan tüm hayatını anlattın. Dolabında hangi renk kıyafetin daha çoğunlukta olduğunu bile biliyorum."

"Özür dilerim. Daha önce hiç arkadaşım olmadı. Ama alışacağım!" bir şey demedi.

Yolumuzun kalanında yine ben konuştum o dinledi. Sonunda arabayı avm'nin önünde durdurdu. "Napacağız burda?"

"Bana takım elbise seçeceksin."

"Bir yere mi gidiyorsun?"

"Evet, kuzenimin düğünü."

"Ah..." kafamda direkt onun için harika bir kombin oluşturdum. "Tamam moda gurmesine bırak bu işi." dedim hevesle arabadan inerken.

Jongdae için nerdeyse 3-4 saat takım seçmiştim. Bana hiçbir şeyi beğenmediğimi söyleyip kızmıştı. Onun için çok önemli değilmiş ama annesi zorlamış. Bu akrabalarını uzun zaman sonra ilk görüşü olacakmış ve çok gerginmiş. Başka da bir şey söylemedi, Jongdae ilk defa bu kadar bilgi vermişti bana. Ben de nedenini falan sormadım, zaman geçtikçe anlatıyordu işte.

pink hair  | chanbaekWhere stories live. Discover now