9. BÖLÜM

13 1 1
                                    

Küçük kız saçlarındaki tokaları çözerek uzun koridorda yürümeye başladı. Bir bedene çarptığında duraksadı.

Annesi küçük kızın kollarında tutarak kaşlarını çattı.

"Tokaların nerede?"

Dudağını sarkıtarak konuşmaya başladı kız.

"Acıtıyorlardı. Çıkarttım ben de."

Annesi daha çok kaşlarını çattı. Kızının yüzüne biraz daha yaklaştığında küçük kızın ciğerleri yoğun bir parfüm kokusuyla karşılaştı.

"Güzel görün diye taktım onları. Yeterince çirkinsin zaten."

Kollarını annesinden kurtaran kız saçlarını düzeltmeye çalıştı garip bir dürtüyle.

"Çirkin miyim?"

Annesi doğrularak onun yüzüne bakmaya devam etti.

"Çok çirkinsin. Çirkin olduğun için yalnız kalacaksın hep."

"Oyuncaklarım var. Onlar varken yalnız olmam ki."

Kız annesini arkasında bırakarak yürümeye başlamışken annesi tekrar durdurdu kızı.

"Birgen ne demek biliyor musun?"

Kafasını iki yana salladı Birgen. Bilmiyordu. Bilmek de istemiyordu.

"Yalnızlığa alışmış demek."

Annesi Birgen'i arkasında bırakarak yürümeye başladığında Birgen de omuz silkerek tam aksi istikamette yürümeye başladı. Şeker yemek istiyordu.

**********************************

Birgen okulun bahçesine girdiğinde etraftaki birkaç veli ona bakmış ve öğrencileri de yanına koşmuşlardı. Bacağına sarılan çocuklara baktı Birgen. Gülümseyerek eğildi. Böylece çocuklarla boyunu eşitlemiş oldu.

"Gelmişsiniz öğretmenim." dedi kız çocuğu büyük bir mutlulukla.

"Geldim."

"Tatiliniz nasıldı öğretmenim?" dedi bir erkek çocuğu Birgen'in saçlarına dokunarak.

Ölüm kavramını bilmeyen çocuklara tatilde demişlerdi. Çok sevgili öğretmenlerini tatilde bilirlerken öğretmenleri aslında hem kalbinin hem de kendisinin cenazesindeydi.

"Güzeldi."

Ayağa kalktı Birgen. Çocukların omuzlarına dokunarak gülümsemesini bozmamaya çalıştı.

"Hadi içeri geçin artık."

Yanlarına gelen velilere baktı sonra.

"Başınız sağ olsun hocam."

"Başım sağ olsun." diye fısıldadı Birgen boynuna dokunarak. Ona bakan yüzlere kafasını salladı.

"Teşekkürler."

Arkasını dönerek çok sevdiği sınıfına gitmeye başladı.

Etrafına çember oluşturarak oturan çocuklar öğretmenlerinin mükemmel tatillerini merak ediyorlardı.

"Köpek balığı gördünüz mü?"

Dişlerini göstererek güldü Birgen. Kafasını iki yana sallayarak görmediğini belli etti.

"Pek heyecanlı değildi tatilim. Siz beni boş verin. Siz neler yaptınız ben yokken?"

Çocuklarıyla hoş bir sohbete başladı Birgen.

*************************

Birgen mezardaki adama elindeki kitabı okurken kitabı kapattı birden. İstemsizce gülümsedi.

"Burada mısın acaba?"

Etrafa bakındı sonra.

"Eğer buradaysan bir işaret gönder."

Bekledi. O işaretin gelmeyeceğini bile bile bekledi.

"Çocuklar tatilim nasıl geçti diye sordular."

Karşı taraf konuşuyormuş gibi bekledi.

"Yürüyen bir cesetle konuştuklarının farkına varmadılar neyse ki."

Tekrar bekledi. Sessizliği dinledi. O sessizlikte Pamir konuşuyordu sanki. Tahtada yazılı olan isime baktı.

Pamir Aktan

"Ya öyle işte kalbim. Gülümsedim onlara. Velilere de gülümsedim. Sonra delirdi sanacaklar beni."

Tekrar dinledi sessizliği.

"Deli değilim ben." dedi yüksek sesle.

Sustu sonra. Sessizlik cevap veremedi ona. Ağlamaya başladı Birgen. Ellerini yüzüne kapatarak döktü gözyaşlarını.

"Delirdim değil mi?"

Sımsıkı topuz yaptığı saçları başını ağrıtmaya başlamıştı. Derin bir nefes aldı.

"Çiçek getirmedim bu sefer. Kusura bakmayacaksın artık."

Gözlerini silerek devam etti.

"En çok neyi özledim biliyor musun?"

Sustu ve dinledi yeniden sessizliği, kendini.

"Her şeyini özledim tabii ki. Bir şeyi çok özledim ama."

Toprağı okşayarak konuştu.

"Sürekli derdin ya 'Seni seviyorum ömrüm.' diye. En çok bunu demeni özledim. Belime sarılmanı özledim. Akşamları televizyon izlerken bacaklarıma yatmanı özledim. Boynumdan öpmeni özledim mesela. Sonra bana gitarınla şarkılar söylemeni özledim. Beraber sütlaç yemeyi özledim. Sana kızmayı özledim en çok. Ben seni çok özledim Pamir."

Küçük bir kahkaha attı. Kahkahasına rağmen hâlâ akıyordu gözyaşları.

"Sana isminle seslendiğimde gözlerini kısıp 'Kalbim yok mu?' derdin. Bunu da özledim mesela. Sen de beni özledin mi? Hurilerle gününü gün mü ediyorsun yoksa?"

Bir cevap dinliyormuş gibi yaptı.

"Biliyorum yapmazsın."

"Belki de başka bir evrende çok mutluyuzdur Pamir."

"Doğru. Belki de hiç tanışmamışızdır."

"Beni orada bekliyorsun değil mi? Yanına geleceğim her neredeysen. Er ya da geç."

"Bu arada arkadaşlarımız diye söylemiyorum ama bir yapışkanlar. Allah düşmanımın başına vermesin. Dün Sedat'la yalnız bıraktılar beni. Ben okulda o kadar çocukla zorlanmadım. Hayır yani Sedat'la tek kalacağıma yalnız bırakmaları daha iyi olur. Zihin gücüyle uçabildiğini iddia etti. Vazgeçirene kadar canım çıktı."

"Bıraksaydım da uçsaydı camdan. Yalnız kalmazdın böylece. Eğer istersen mükemmel yöntemlerimle göndereyim onu yanına. Ben de gelebilirim bak."

"Tamam, tamam. Sustum."

Oturduğu yerden kalktı Birgen. Üstünü başını düzeltti. Gözyaşlarını geri yollayarak veda etti kalbine geri gelmek üzere.

 Gözyaşlarını geri yollayarak veda etti kalbine geri gelmek üzere

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
ACIWhere stories live. Discover now