2. BÖLÜM

72 20 60
                                    

Saatlerdir duvarla bakışıyordu Birgen. Çok sıkılmıştı artık. Yatağından kalkıp tuvalete ilerledi. Salonda yatanı gördüğünde aklına bir hinlik gelmesini bekledi ama gelmedi. Eski formunu kaybediyordu. Tuvaletten çıktığında mutfakta Serap'la karşılaştı. Kahvaltı hazırlıyordu. Hafif kısık sesiyle konuşmaya başladı Birgen.

"Kerem ve Sedat mı gelecek?"

"Evet. Selvi Teyze seninle ilgilenmelerini istemiş."

"Artık beş kişiyiz Serap. Bunları fazladan çıkarmışsın." diyerek eline aldıklarına geri yerlerine koymaya başladı. Serap alışkanlığı için kendine kızarken Birgen mutfaktan çıkmıştı.

Ömer'in ayakucuna oturduğunda bir eliyle onu dürtüklüyordu. Böyle uyanmayacağını anladığında hiç acımadan bacağını cimciklemişti. Birkaç homurtu duyduğu sırada kapı çalmıştı.

"Kahvaltı hazır Ömer. Kaldır kıçını."

Dakikalar sonrasında herkes masaya oturmuştu. Konuşmaya kimse cesaret edemiyor birkaç çatal sesi yankılanıyordu mutfakta sadece.

"Öldü lan harbiden." dedi Sedat derin bir nefes vererek.

"Yapma ya." derken alaycıydı Birgen. Ağlamak istiyordu ama bunu sonraya saklayacaktı.

"En kötüsü de ne biliyor musun? Daha çok hayali vardı be."

Bilmez miydi Birgen? İkisinin hayalleri bir değil miydi zaten?

"Ölürken" dedi Kerem "Ölürken canı çok yanmış mıdır?" gözlerinde her an akmaya hazır gözyaşı vardı. Ağlamamak için sol elini yumruk yapmıştı. Buna rağmen alt dudağı titriyor, gözleri kızarıyordu.

"Uyuyordu ya hani. Bence çok acımamıştır canı. Ben yatırdım onu yatağa. Rahat etsin diye başka yere gidecektim ama istemedi. Bilseydim son uykusu olduğunu yatırır mıydım o yatağa? Yenik düştüm savaşta. Uyuyuverdim hemen. Çünkü beyinsiz gibi çok yorulmuştum o gün. Eğer uyumasaydım fark ederdim belki de. Bir şeyler yapardım. Yanımda olurdu şimdi."

Eline bir damla yaş düştüğünde daha fazla devam edemedi Birgen. Şimdi parmağındaki yüzükle bakışıyordu.

"Suçlama kendini Birgen."

"Ben onsuz ne yaparım Serap? Nasıl katlanırım kendime? Evet siz de acı çekiyorsunuz ama ben kalbimi kaybettim, ben kendimi kaybettim, sevdiğim adamın mezarına toprak attım ben."

"Kardeşimdi lan o benim. Sen o mezara toprak atarken yanındaki kimdi Birgen kim toprak atıyordu yanında."

"Değişmeyen tek bir şey olacaksa o da sizin kavga etmeniz olur." dedi Sedat dudağında küçük bir tebessümle.

"Onu hanımefendiye sor bana sataşan o."

"Ben miyim? Her şeyi sen başlattın."

"Neyi başlatmışım ben?"

"Kıskanıyordun bizi. Hiç yalnız bırakmadın ama şurada hakkını vermek gerek sen olmasaydın tanışamazdık."

"Benim sayemde tanıştınız ama seni Pamir'le tanıştırdım diye bir ay okulda korka korka gezdim be."

"Pamir seni bize ilk anlattığında kafasına saksı düştüğünü düşündük."

"O kadar mı cinnet bir insanım ben Sedat?"

Odadaki dört yüzde ona ifadesiz bir suratla bakına kendi sorusunu yanıtladı Birgen.

"Evet öyleyim."

"Sana okulun bahçesinde bağırarak açıldığında onu öldüreceğini düşünmüştük."

"İşte şimdi abartıyorsunuz. Ne yaptım ben size bu kadar? Birazcık kızıyorum ve birazcık hakaret ediyorum."

ACIWhere stories live. Discover now