8. BÖLÜM

7 1 0
                                    

Neşeliydi son zamanlarda Birgen. Sanki yanında o varmış gibi. Arkadaşları tedirginlerdi. Tedirginlerdi çünkü bir şey olmamış gibi davranıyordu Birgen.

Birgen uzandığı koltukta ayağıyla biraz uzakta oturan Serap'ı dürterek onu rahatsız etmeye başlamıştı.

"Serap akşama biber dolması mı yapsan?"

"Biber dolması mı?"

"Evet, ne oldu ki? Tatlı olarak da sütlaç yaparız."

"Yanında da sütlaç yapacağız." diye kaşlarını kaldırarak ve konuştu Serap.

"Fırında yapalım ama."

"Birgen iyisin değil mi?"

Serap cevap beklemeden uyuyan arkadaşına seslenmeye başladı.

"Ömer! Çabuk gel. Koş gel Ömer!"

Serap'ın daha fazla bağırmasına gerek kalmadan Ömer salona koşarak gelmişti. Serap'ın korku dolu yüzünü ve Birgen'in şaşkın yüzünü görmek onu hiç rahatlatmamıştı. Serap'a sorgu dolu gözlerle bakarak bir cevap aradı Ömer.

"Birgen akşam için biber dolması ve sütlaç yapalım dedi."

"Ne dedi? Ne dedi?"

Ömer, Birgen'e doğru ilerleyerek elini Birgen'in alnına koydu.

"Ateşin mi var?"

Birgen kendisini Ömer'den uzaklaştırarak konuşmaya başladı.

"Ne ateşi meymenetsiz?"

"Ateşi yok. Hakaret edecek kadar da iyi." diye fısıldadı Ömer.

"Abartılacak ne var anlamıyorum gerzek andaval."

"Birgen istediğin yemeklerin ne olduğunun farkında mısın?"

Serap'ın sorusuyla duraksadı Birgen. Biliyordu ama bilmek, farkına varmak istemiyordu. Aklı birkaç yıl önceye gitti.

3 YIL ÖNCE

"Açayım mı gözlerimi?"

"Aç hadi."

Pamir ellerini gözlerinden çekerek masada duran tabaklara baktı. Sonra yanı başında belinde mutfak önlüğü sarılı olan kadına baktı. Karısına.

"Sütlaç mı yaptın?"

"Evet. Beğenmezsen yargılama ama beni. İlk kez yaptım ya ondan belki kötüdür."

Pamir karısının ellerini tutarak öpmeye başladı.

"Çok lezzetlidir eminim ki."

Tekrar öpecekken Birgen tarafından durduruldu.

"Cicim ayları ne zaman bitiyor tam olarak?" diye sordu Birgen gözlerini kısarak.

"Yedi yıldır cicim ayındayım ya ben ömrüm. Ölene kadar da kalmayı planlıyorum."

Birgen cevap vermeden bir tabak uzattı. Pamir sütlacı yediğinde artık emindi karısının her şeyi mükemmel yapabileceğinden.

GÜNÜMÜZ

Birgen kafasını sallayarak düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı.

"Canım çekti." diye fısıldadı yavaşça.

"Onun en sevdiği yemekler olabilir ama ben de seviyorum. Canım çekti işte."

"O zaman akşam biber dolmasıyla sütlaç yiyeceğiz." diyerek ayaklandı Serap.

Birgen gülümseyerek Ömer'e göz kırptı ve biraz yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Oh yemeği yine Serap'a yıktık."

"Birgen işe ne zaman gitmeye başlayacaksın?"

"İşe mi? İki hafta iznim var. İki üç gün sonra başlayacağım işte."

"İşe git de biraz hareket et diye diyorum. Kilo aldın baksana."

Yalan söylüyordu Ömer. Birgen kilo almamış aksine zayıflamıştı. O kadar çok zayıflamıştı ki Ömer on yıldır tanıdığı arkadaşını ilk kez bu kadar zayıf görüyordu.

"Kafana oturayım da o zaman olmayan beynin ezilsin."

"Aman sakın diyeyim. Olmayan beynimle yapacak işlerim var daha."

"Rahat bırak beni leylek götlü. Uyuyacağım."

"Rüyanda bir sürü leylek kovalasın seni."

Birgen ona arkasını dönerek koltukta daha rahat bir pozisyon aldı. Rüyasında Ömer'in dediği gibi leylekler kovalamadı onu. O yine Pamir'le birlikteydi. Pamir'le birlikte beraber yaşadıkları anılarındaydı Birgen hep.

SEKİZ YIL ÖNCE

"Oy benim ömrüm bugün yirmi yaşına mı basmış."

Pamir yanaklarından tuttuğu Birgen'i bırakmamaya kararlıydı. Birgen onu ittirerek sinirle soludu.

"Geçen yıl da demiştim. Niye dinlemiyorsunuz beni? Pasta almayın demedim mi ben?"

"Ama ömrüm..." dedi Pamir sinirden kıpkırmızı kesilen kadını öpmeye çalışarak.

"Tamam, bu sondu. Hadi pasta yiyelim artık."

Kerem önünde bulunan pastaya elindeki bıçakla saldırmaya çalıştığında Pamir tarafından büyük bir hakaretle karşılaşmıştı.

"Pis kereviz bırak pastayı."

"Hi! Ayıplı söz dedi." Diyen Sedat ise Serap'ı rahatsız etmekle meşguldü. Yeniden.

"Yapmayacağını söylemiştin Pamir."

"Kalbim yok mu?"

"Aman be sen de ne var pasta aldıysak. Yersen kilo mu alırsın?" dedi Ömer elleriyle garip hareketler yaparak

"Almam kilo. Hadi yiyelim madem."

Birgen pastaya doğru ilerlerken Pamir onun kulağına aklındaki şeyleri fısıldamakla meşguldü.

"Ömrüm sen sinirlenince yanakların kızarıyor hep. Elma gibi. Canım elma çekti. Elma yerine ısırsam azcık ucundan."

Birgen'in ona bir bakış atması yeterli olmuştu susması için. Dakikalar içerisinde Birgen dilek tutup pastasını üflemiş ve herkese birer dilim pasta vermişti. Arkadaşları pastasını yemeğe başlamışken elinde tuttuğu pastanın kalanını bırakmadı.

"Ömer bir baksana."

Kafasını kaldıran Ömer'in yüzüne geçirmişti Birgen pastayı.

"Artık yiyebilirim."

Gülümseyerek yerine oturan Birgen duyduğu homurtularla daha da keyiflenmişti.

"Ne dileği tuttun ömrüm."

"Söylersem gerçekleşmez belki."

"İnanıyor musun böyle şeylere gerçekten?"

"Hayır."

"Ne tuttun o zaman?"

"Hep böyle kalalım istedim."

"

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
ACIDove le storie prendono vita. Scoprilo ora