24. Bölüm

129K 5.4K 979
                                    

Merhabalar (: multimedyada kişi analizi var. (Doğu, Maya, Gülce, Samet.) Hikayede karakter yok ama böyle hayal edebilirsiniz. Bu arada attığınız yorumlar için çok teşekkür ederim, tüm hafta boyunca ilaçlarla ayakta durabildim zorda olsa bölüm yazdım benim içime pek sinmedi ama gelecek bölüm telafisi olur :) keyifli okumalar.

Doğu keskin...

Pislik, dengesiz, piç kurusu ve aptalın tekiydi kendisine o kadar sinirliydim ki tüm öfkemi ondan çıkarmak ve suratına kusmak istiyordum. Şerefsiz.

O gece ne mi oldu? Annem odaya girdiğinde hiç acele etmeden yaslandığı masadan doğruldu anneme iyi geceler dedi ve yine hiç acele etmeden yavaş adımlarla çıktı gitti. Evet yanlış duymadınız çıktı gitti! Piç kurusu.

Ben mi? Tabiiki annemin gazabından kurtulamamış sabah 3 saat çektiği nutukta boğulmuştum. Ailemle iyi olan aramı iyice güzel bir hale sokmuştu piç. Anneme 'arkadaşım bana ulaşamayıp geçmiş olsun dilemeye gelmiş' dediğimde iyice sıvamıştım.

Sinirlerim öğlene doğru yatıştığında Doğu'nun attığı mesajla tekrar köpürmüştü attığı mesajda aynen şuydu;

"Kusura bakma güzelim, babanın çiftesiyle seksi kıçımı çizdiremezdim."

Dengesiz.

Huysuzu dışarı çıkartmıştım. Galatanın apartman dolu sokaklarında ilerlerken köşedeki parktan içeri girdim. Ayağım kaldırıma takıldığında az kalsın yeri boyluyordum, etrafa bakındım. Tamam kimse yok. Kendime güldüm. Park sessizdi etrafta tek bir çocuk bile gözükmüyordu huysuzuda kucağıma çekerek köşedeki banka oturdum. Gövdesinden tutarak havaya kaldırıp oynamaya başladım yüzünü yüzüme yaklaştırarak başının üstüne bir öpücük kondurdum.

Ve bu kaç saat sürdü bilemiyordum. Hava soğuktu üşümüştüm ama o eve dönmek istemiyordum, duvarlar üzerime geliyoruş gibi hissettiriyordu. Karşı bankta bir hareketlilik sezerek bakışlarımı oraya çevirdim. Genç bir çocuk bankın üzerine oturarak bacaklarını aralayıp başını geriye yatırdı, eliyle yüzünü sıvazlamaya başladı.

Tekrar huysuza baktım, yumuşak tüylerini okşarken elimde olmadan gülümsemiştim. Elimi kaşınan yanağıma götürdüğümde, gülümsememden dolayı belirginleşen gamzemi hissettim ah! Gerçekten olmak zorundalar mıydı? Tekrar huysuzu severken başımı kaldırıp ona baktım. Üzerinde gri bir eşofman altı beyaz bir tişört ve siyah bir hırka vardı. Bu havada böyle çıktıysa kesinlikle sıyırmış olmalıydı.

Yaslandığı yerden başını kaldırınca gözlerimiz buluştu. Ah siktir be. Bakışlarımı kaçırarak huysuzla ilgilenmeye başladım, tüylerini okşadığımdan dolayı mayışmıştı. Hey tüy yumağı kalk çabuk başının arkasındaki tüyleri çektiğimde bana hırladı. Uyuşuk. Çaktırmadan karşıdaki çocuğa baktım, ve onu bana bakarken yakaladım. Gözlerimi kaçırmadan yüzüne bakmaya devam ettim.

Esmer-kumral karışımı birşeydi, saçları hafiften sarıya kaçıyordu. Saçlarını rampa şeklinde kaldırmıştı. Bakışlarımı ondan alarak huysuza yönlendirdim. Sıkıldım ama! O sırada karşı bankta bir hareketlilik sezdim ama bakmaya cesaret edemezdim. Huysuzu rahat bırakmayarak yattığı yerden kaldırdım yanımda bir silüet hissedince başımı kaldırdım. Rampa saç yanıma oturdu. Gel sende gel, bir sen eksiktin zaten.

Huysuzla ilgilenmeye devam ederken gözlerinin odağında olduğumu anlamam uzun sürmedi, çok geçmeden sesini duydum.

"Bu köpek mi?" Diye sorunca kaşlarım benden izinsiz çatıldı. Huysuzu havaya kaldırıp inceledim.

AY VE GÜNEŞWhere stories live. Discover now