Bölüm 32

3.2K 240 31
                                    

Nasıl oluyordu bilmiyordum ama her seferinde işleri batırıp arkasından sövdüren o kişi bir şekilde ben oluyordum. Sevecenlik içinde başladığım her ilişki eninde sonunda benim kötü olduğum bir senaryo ile sona eriyordu. Ben gerçekten iyi rolü yapan bir kötü müydüm yoksa iyi olmayı hiç mi hiç beceremeyen bir zavallı mıydım?

Dün gecenin ardından elbette müthiş bir baş ağrısıyla ve hala yaşandığına inanamadığım anları düşünerek uyandım. Birkaç gün içinde gerçekten değer verdiğim iki insanı da hiç istemeden üzmüş ve bana karşı sitem ettirecek duruma getirmiştim. Diyorum ya nasıl yaptığım konusunda doğru dürüst bir fikrim bile yoktu.
Jungkook ile bir şekilde hallederdik, her ne kadar bana ya benimle ya da bensiz demiş olsa da o benden gidemezdi, benim de ondan gidemeyeceğim gibi. Kırık ya da dökük biz bir şekilde beraber olacaktık. Buna olan inancım son zamanlarda daha da artmıştı ama Taehyung'u çoktan kaybetmiş gibiydim. Hayır, gerçekten kaybetmiş olmalıydım. Dün sarhoş olmama rağmen ses tonunun ne kadar kırgın olduğunu duymuştum, hayal kırıklığı ile bakan gözlerini görmüştüm, sinirle evden çıkışına da şahitlik etmiştim.

Benim ondan hoşlandığım bir gerçekti -gerçi şu an bu konuda ciddi tereddütlerim var, az sonra değineceğim- ama onu gözümde öyle büyütmüşüm ki benimle ilgilense bile gönül eğlendirmek istiyordur, diyordum. Asla benden samimi bir şekilde hoşlandığına ihtimal verememiştim. O Taehyung'du çünkü. Hayal etmek için bile fazla havalı biriydi, tanıdığım kadarıyla kötü huylu da değildi. Evet evet biraz çenesinin düşük olduğunun ve bazen konuşurken çizgiyi aştığının ben de farkındayım ancak Taehyung hiçbir zaman kötü niyetli olmamıştı. Eğer başından beri amacı farklı olsaydı dün benim dur diye bağırmamı dinlemezdi, karşı koyacak kadar aklım başımda değildi. Biraz daha bağırır ve teslim olurdum hatta zevk bile alırdım. Ama dediğim gibi kötü niyetli değildi ve her ne kadar kabullenemesem de benden hoşlanıyordu. Bunu açıkça söylememişti ama birkaç haftadır bana olan yaklaşımından anlamak pek de zor olmamıştı. Üstelik gizlemeye de çalışmıyordu sadece benden bir adım bekliyordu, sabırla onu tereddütsüzce kabul edeceğim o anın gelmesini bekliyordu.

Taehyung sandığımdan da zeki biriydi. Jungkook ve aramda geçenlerin çoktan farkına varmıştı, sadece Jungkook'un bana olan duygularını değil benim de Jungkook'a karşı duygularım olduğunu iddia edecek kadar kendine güveniyordu. Bu iddia ne kadar doğruydu bir türlü teyit edemiyordum. Jungkook ondan hoşlandığımı söylüyordu, Taehyung, Jungkook'u seviyorsun diyordu. Bir ben cevap veremiyordum bu soruya.

Taehyung'u ilk gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu, ayaklarım yere basmamıştı uzun bir süre. Gerçekten de ondan hoşlanmıştım. Yanında olmaktan, sohbet etmekten, beraber içip son derece sıradan şeyler hakkında sohbet etmek bile eğlenceliydi. Her zaman nazik ve centilmendi. Yalan söylemiyor, diyeceği her ne ise direkt yüzüne söylüyordu. Öyle sanıldığı gibi çapkın da değildi. Takıldığı herkes kendi gibi aklı başında insanlardı. Çok fazla artısı vardı, ne kadar bakarsam bakayım eksi bir taraf göremiyordum onda. Daha fazla kapılacaktım ona, kapılmalıydım ama olmadı. Böyle birini taşıyamazdım, yanında sürekli diken üstünde olmam gerekirdi. Kendimi küçük gördüğüm için söylemiyorum bunları ama onu bir kez görseniz ne demek istediğimi anlardınız. Ben sadece biraz geç fark etmiştim bunu ama yine de itmeye ya da uzaklaşmaya çalışmadım, üzerine gittim. Üzerine gittikçe anladığım şey ona karşı duygularımın olduğu değil de hayranlığımın ağır bastığıydı. Onu gördüğüm hiçbir anda ilk günkü gibi atmadı kalbim. Jungkook haklıydı, utanmaz anlarımda aklıma getirebilecek kadar bile benimsemiyordum onu. Zihnimdeki konumu gittikçe yükseliyor, yükseliyor ve dokunulmaz hale geliyordu. Ben bile dokunamıyordum. Onu sevmiyordum, ama çok beğeniyordum. Sahip olduklarına karşı imrenmiyordum ama yoğun bir tatmin hissediyordum. Bana dokunsa nasıl olurdu merak ediyordum ama hiçbir zaman da bu arzuyla dolup taşmamıştım. Günlerce aramalarına dönmüyor, kendimi onunla çene çalacak kadar istekli hissetmiyordum. Onu sevmediğim doğruydu ama tüm bu saydıklarımdan ondan hoşlanmadığım da açıkça belliydi. Zaman zaman bir araya gelmekten keyif aldığım ve her şeyine karşı hayranlık beslediğim biriydi Taehyung.

Peki dün yaşananlar? Dün gece tam bir fiyaskoydu. Aslında bakarsanız sadece tüm bunları ona da anlatmak istemiştim. Beceremedim. Taehyung'un gözünde iki kişiyle de oynayan aşağılık biri olup çıktım. Bunu telafi etmem ve her şey için özür dilemem gerekiyordu. Tabii yüzüne bakabilecek kadar kendime güvendiğim bir anda yapacaktım bunu.

***

Taehyung'u niye sevmiyorsunuz lan ne yaptı adam size
Taehyung'um yapmaz.

Selca şerefine bölüm salıyorum bunu görüp de kayıtsız kalamazdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selca şerefine bölüm salıyorum bunu görüp de kayıtsız kalamazdım. Mükemmel bir şey.

Bu arada diğer bölüm söz Jeomgguk görünecek ekfkwkfkskdks sövmeyin bana

Love u guys <3

Twin Flame [Jikook Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin