4.4🔗

545 56 268
                                    

İyi okumalarr

.

Gece'den devam

Bileklerimde ki demirleri kırmaya çalışırken kulaklarıma dolan siren sesi gözlerimi sıkıca kapatmama sebep oldu.

Sese biraz olsun alışmaya çalıştım. Gözlerimi açıp etrafıma baktım, kırmızı ışıklar bulunduğum yerin her yerinde yanıp sönmekteydi.

Bir plan yapmak için düşünüp dururken bulunduğum odanın demir kapısı aniden açıldı.

Üzerime silah doğrultan üç maskeli adam karşımda duruyordu. Birisi gelip bileklerinde ki zincirleri çıkarttı.

Tam o sırada arkasında ki maskeli adam şok cihazı ile zincirlerimi çıkartanı bayılttı.

Olan biteni anlamak için çatık kaşlarla karşımda ki adamları izliyordum. Elinde ki silah ile arkasında ki adamı da vurduğunda bana yaklaştı.

"Kalk çabuk?" dedi. Sesinden anladığım kadarıyla karşımda duran maskeli kişi kızdı.

"Amacım yardım etmek. Seni Kıvanç'a götürebilirim. Hadi?"

Bir cevap vermeden yerimden kalktım. Yerde baygın yatan adamın silahını elims alıp koşarak odadan çıktım. Beni kurtaran kız önüme geçtiğinde onu takip ederek ilerlemeye başladım.

"Baba güvenmeni beklemiyordum."

"Sana güvendiğimi nereden çıkardın?"

"Tabii, sen bir karaağaç değildin sonuçta. Unutmuşum. Kuzenin inanır ama sen asla değil mi Gece?"

"Kimsin sen?"

"Bir dost diyebilirim. Kim olduğumun önemi yok inan."

"Önemi olmasa sormam."

"Peki o zaman soru sormayı bırak ve bodruma in." dedi merdivenleri işaret ederken. "İndiğinde soldan ikinci kapıyı aç, Kıvanç orada tutuluyor. Onu alır almaz buraya gel. Bekliyor olacağım."

Elimde ki silahı hazırla bekletirken koşar adımlarla basamakları indim. Solda ki koridora dönüp ikinci kapıyı açtım. Burası karanlık ve boştu. Tek bir eşya bile barınmıyordu. Kapıyı açtığımda içeriye vuran loş ışık Kıvanç'ı görmemi sağladı.

Yanına diz çöküp ağzında ki bez parçasını çıkarttım.

"Hızlı olman lazım, binaya biri sızmış ve beş dakikaya buraya geri gelirler. Konuşmalarını dinledim. Risk büyükse kendi binalarını bile patlatabilirler."

Kolunda ki kalın halatları çözüp ayak bileklerindeki halatları da hallettim. Elini tutup kendime çektim. Beraber ayağa kalkıp koşarak boş odadan ayrıldık. Ben önden ilerlerken Kıvanç hemen arkamdan geliyordu.

Merdivenleri çıktığımızda beni kurtarmak kız yüzünde ki maskeyi çıkarttı.

Kıvanç emin olup olmamakla beraber "Aslı?" dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ne Aslısı? Hangi Aslı?"

Kız maskeyi bir kenara fırlatırken "Kim olduğum önemli değil demiştim, yürüyün hadi!" diye bağırdı.

Ardı ardına yanıp sönen kırmızı ışıkların altında koşarak merdivenleri tırmanıyorduk. Çıkışı bilen kişi adının Aslı olduğunu yeni öğrendiğim kızdı bir tek. Biz de bu sebeple onun bir adım arkasından ilerlemekteydik. Siması olsun vesaire bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım bir türlü.

Çok üzerinde durmaksızın konuyu kendi kafamda dağıttım. Büyük demir bi kapıyı beraber ittiğimizde karşılaştığımız büyük çimenlik alana baktım.

Karaağaç KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin