1.1 | Water : The Siege of the North-Part 1

389 60 160
                                    

Kuzey Su Kabilesi

Hermione ve Üstat Pakku'nun efsanevi fightının üzerinden tam tamına 5 gün geçmişti. Bu süreçte Harry ve Hermione bütün günlerini derslere ayırmış, ikisi de su bükmede oldukça yol katetmişti. Onlar derslerle ilgilenirken, Ron ise Prenses Yue ile zaman geçiriyordu. Hermione'nin uyuduğu bir gün Ron Harry'ye her şeyi anlatmıştı.

"Başlarda dengesiz davranmasının sebebi, nişanlı olmasıymış." dedi, Ron, kederle. "Benden hoşlanıyormuş ama nişanlı olduğu için bunun yanlış olduğunu da biliyormuş."

"Zor bir durum." dedi, Harry. "Umarım halledebilirsiniz."

Ron acıklı bir şekilde gülümsedi. "Umarım." Sonra da ekledi. "Gerçi benim aşk hayatım seninki kadar karışık değil."

Harry gözlerini kaçırarak, "Aşk hayatım falan yok benim." dedi.

Ron alayla gülümsedi. "Dostum, bana yalan söyleyebilirsin ama kendine asla. Kıpkırmızı oldun."

"Bir anda hava çok sıcak oldu. Ondan."

Ron kafasını arkaya atıp kahkahayı bastı. "Kuzey kutbundayız, Harry."

Harry bıkkınlıkla bir nefes verdi ağzından. "İyi, tamam. Kabul ediyorum. Draco'ya karşı bir şeyler hissetmeye başladım ama bizim olmamız imkansız. O yüzden konuşmaya gerek yok."

"Gidip de düşmanına karşı bir şeyler hissetmeyi nasıl başardın, anlamıyorum doğrusu."

Harry gülümsedi. "Ben de anlayamıyorum. Düşmanım olmasını geçtim o bir erkek. Bir erkeğin bir erkeğe böyle hisler besleyebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Evet ama oluyormuş demekki." dedi, Ron. "Draco da yakışıklı çocuk. Gözündeki o yaraya rağmen."

"Nasıl oldu acaba?" diye sordu, Harry. Gülümsemesi solmuştu. "Hayatı boyunca o yakışıklı yüzünde o yarayı taşıması kötü olmuş."

"Antrenman yaparken kendini yaralamıştır." dedi, Ron. "Neyse, pek de umrumda değil şahsen. Kendisini sevdiğim söylenemez. Sonuçta o düşmanımız." Sonra da yatağına uzandı. "Ben uyuyorum artık. Sen de uyusan iyi olacak."

Harry onu kafasıyla onayladı ve o da yatağına yattı. "İyi geceler."

Ron sırtını Harry'ye çevirdi. "Sana da, dostum."

-

Harry gözlerini açtığında, Ron ve Hermione'nin hala uyuyor olduğunu gördü. Yavaşça yatağından kalktı ve olduğu yerde gerindikten sonra banyoya ilerledi. Banyoda günlük işlerini hallettikten sonra da odaya geri dönüp üstünü değiştirdi ve kaldıkları odadan çıktı. Kuzey Kutbu her zamanki gibi hava kıyafetleri için oldukça soğuktu. O yüzden çıkmadan önce üstüne bir adet kürk geçirmişti.

Sabah Üstat Pakku ile olan derslere başlamadan önce soğuk havada durup, manzarayı izlemek çok hoşuna gidiyordu Harry'nin. Kuzey Su Kabilesi'nin duvarlarının ardında görünen sonsuz bucaksız okyanusu izlemek huzur vericiydi. Burada durup öylece manzarayı izlerken aklına doluşan anılara da mani olamıyordu. Hava Tapınağı'ndaki anılarını, Draco ile olan anılarını...

Ron'la dünkü konuşmalarından sonra ister istemez aklı yine sarışın oğlana kaymıştı. Elinde olmadan şu an Draco'nun nerede, ne yapıyor olduğunu merak ediyordu. Ancak içten içe bu sorunun cevabını biliyordu. Büyük ihtimalle dünyanın dört bir yanında Harry'yi arıyordu. Bu düşünceyle kendi kendine sırıttı Harry. Draco'nun şu anda Harry'nin Kuzey Kutbu'nda olduğunu bilse bile elinden gelmeyeceğini ve bu yüzden de sinir krizleri geçiriyor olduğunu hayal etti. Kuzey Kutbu çok iyi korunuyordu ve Draco'nun buraya girme ihtimali sıfırdı.

The Last Airbender | Drarry Where stories live. Discover now