- 12. BÖLÜM -

4.9K 353 33
                                    

**********Bugün cumartesi'ydi ve benim sabah 10'da dersim vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**********
Bugün cumartesi'ydi ve benim sabah 10'da dersim vardı.

İpek'le konuşmuş, beraber gitme kararı almıştık. Dersler bittiğinde de oradaki ders çalışma odalarında ders çalışacaktık.

Bugün hava aşırı sıcak olduğu için şort giyecektim.

(Sadece kıyafetler var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sadece kıyafetler var.)

Hızlıca üzerimi değiştirdim ve aşağı indim. Alperen abi, -evet dışımdan demesem de içimden abi diye sesleniyordum artık.- işi olduğunu ve geç geleceğini söyleyip sabah erkenden çıkmıştı evden.

Hazırladığım soğuk sandviçi hızlıca yedim ve dershaneye doğru yürümeye başladım.

Yol ağzına gelince beni bekleyen İpek'le karşılaştım.

" Selam, bekletmedim değil mi?" Kafasını hayır anlamında salladı.

Daha uyanamamıştı sanırım.

" Hayır, bende yeni geldim. Hadi gidelim de şu lanet dersler bitsin ve uyuyayım." Onun bu tatlı isyanına güldüm.

Dershaneye geldiğimizde sıralardan birine oturdum.

Yemin ederim camdan atacağım kendimi şimdi. Şu lgs'ye girip kurtulmak istiyorum. Ne olursa olsun.

" Naber lan." Diyerek kafama vuran Tuna'ya bakıp bende onun kafasına vurdum.

" İyi lan." Gülerek arka sırama geçti.

Herkes yavaş yavaş sınıflara gelirken, bizim de Türkçe hocamız olan Tülay hoca içeri girdi.

Kısa bir 'günaydın' faslından sonra derse geçtik.

*******
Dersler bitmişti. Bizde burada boş boş konuşuyorduk.

" Oğlum, benim babam bu deneme sonuçlarını görse beni doğrar amına koyayım." Diye isyan eden Tuna'ya gülerken, Uraz'ı geçmiş olma mutluluğunu yaşıyordum.

(Y.N: Deniz karakterinin adını değiştirdim artık yeni adı Uraz diğer bölümleri de düzenleyeceğim <33)

" Sen benimkini görmedin herhalde kanka. 17. olmuşum lan. Sevmeseler bari." Son kısmı ritimle söylemesine herkes gülerken bende Pelin'i dürttüm.

Bana bakınca,

" Bana sene başında yazdığınız notları atar mısın?" Dedim.

"Atarım tabii. Tabi telefonumu almazlarsa..." Anlamazca ona baktım.

" Her kötü aldığımda alıyorlar." Ona üzgünce baktım.

" Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Eskiden bana da yapıyorlardı. Cidden boktan bir durum." Dedim.

Bana gülümsedi.

" Aden, canım seni kurum müdürü çağrıyormuş." Diyen Ecrin ablaya anlamazca baktım. Ne olmuştu ki?

Kafamı sallayıp, ayağı kalktım.

"Gelirim şimdi." Diyerek İpek'e hitaben konuştum ve müdürün yanına gittim.

" Aden'cim , otur lütfen konuşalım birazcık." Dediğinde kafamı sallayıp koltuklardan bir tanesine oturdum.

" Senden bir şey rica edeceğim bebeğim." Derken hafif gülümsüyordu.

" Buyrun hocam?"

" Biliyorsun ki burası eğitim veren bir kurum..." Kafamı salladım devam etmesi için. " O yüzden böyle giyinmelere pek sıcak bakmıyoruz." Deyince kaşlarımlarım havalandı.

" Kimsenin dikkati dağılmasın değil mi?" Diye cümlelerini bitirince, sinirden patlayacak duruma gelmiştim. Bu nasıl bir zihniyetti böyle?

Hafifçe gülümseyerek, 'aynen' der gibi kaşlarımı kaldırdım.

" Yani öğretmenleriniz kendilerinden yaşça küçük olan birinin özellikle de öğrencisinin bacaklarına mı bakıyor? Burası sizin de dediğiniz gibi bir eğitim kurumu ve siz şuanda bana resmen öğretmenleriniz, öğrencileriniz on dört yaşında bir kızı taciz ettiğini bana açıkça söylüyorsunuz? Bunu nasıl açıklayacaksınız?" Diyerek gülümsedim.

" Sen yanlış anladın canım-"

" Pardon hocam sözünüzü kesiyorum ama... Tam olarak onu ima ettiniz. Ve lütfen bir daha tarzıma karışmayın. Böyle giyineceğim, çünkü böyle istiyorum. Ne giyeceğim benim fikrim, benim kararım. Aksi halde bana baskı yapmaya başlarsanız abim kuruma dava açmaktan çekinmeyecektir. Şimdi izninizle eve gitmem gerekiyor. Kolay gelsin hocam." Diyerek çıktım. Böyle şeylere gerçekten gelemiyordum.

Sınıftan çantamı aldım ve konuştum.

" Benim gitmem gerek. Ders çalışacağım daha. Görüşürüüz."

" Hani burda çalışacaktık lan şerefsiz?" Pelin'e öpücük attım ve kurumdan çıktım.

Cebimde titreyen telefonu çıkararak, çalan telefonu cevapladım.

" Efedim?"

" Kurstan çıktın mı?" Diye sordu Alperen abi...

" Evet, eve gidiyorum şimdi."

" Tamam dikkatli git, eve gidince de mesaj at."

" Tamam, görüşürüz."

" Görüşürüz." Deyip telefonu kapattık.

Yavaş yavaş yakınlaşıyorduk...

******

Evet sonunda geldim. Anca yazmaya vakit bulabildim.

Büyük ihtimal linç yiyebilirim çünkü çok cringe yazdım gibi hissediyorum :')

Neyse idare edin 😚

Seviliyorsunuz, kendinize iyi bakın...

𝙰𝙳𝙴𝙽 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin