- 3. BÖLÜM -

10.4K 636 164
                                    

**********Standart boydaki çantamı arka koltuğa atarak, sürücü koltuğuna geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**********
Standart boydaki çantamı arka koltuğa atarak, sürücü koltuğuna geçtim.

2 gün erken gidecektim. Birbirimize alışmamız lazımdı. En azından bunu çabucak yapıp normal düzenime geri dönmek istiyordum.

Radyodan kısık sesli bir müzik açtım ve böylece İzmir yolculuğu da başlamış oldu.

Beş buçuk saat sonra

İzmir'e geldiğimde bir kahve aldım. Kahveci görünce kendime bir kahve aldım. Yola erken çıkmıştım ve bir kahveye hayır demezdim.

Kahvemi bitirip avukatın gönderdiği konuma girdim. Yirmi beş dakika uzaklığındaydı buradan.

Telefonu tutucuya sabitledim ve konuma bakarak gitmeye başladım.

Biraz hızlı gelerek yirmi dakikaya orada olmuştum.

Eve bakınca babamın (!) ve o kadının asla gösteriş meraklarından eksilmemiş olduğunu anlamıştım.

3 katlı bir evin önündeydim. Ve burada üç kişi yaşıyordu. İroni.

Arabayı park edip aşağı indim.

Kapıyı çaldığımda 40'lı yaşlarında bir kadın açtığında ben konuşmadan kadın konuştu.

" Ah, siz Alperen bey olmalısınız?" Diyince kafa salladım.

" Buyrun lütfen. Aden hanım odasında ders çalışıyor." Diyince kafa salladım ve içeri geçtim.

Aslında anlam verememiştim. Annesi ve babası ölmüştü. Ve o ders çalıyordu. İlginç.

Derslerine önem veriyor olmalıydı.

Düşüncelerimden arınarak kadına döndüm.

" Yanına gidebilir miyim?" Diyince içten bir şekilde gülümseyip konuştu.

" Tabii ki, yukarıda sağdan ikinci kapı. Gösterebilirim isterseniz?"  

" Gerek yok, teşekkürler." Diyerek hafif bur şekilde gülümsedim.

Kadının tarifine uyarak bir kapının önüne gelmiştim.

Kapı açıktı. Ve sesini duyabiliyordum.

" Nesin sen? Soru mu sanıyorsun kendini? Sen, sen sadece lanetli kelimelerden oluşan bir paragrafsın. Bu ne böyle? Banane be arabanın nerede olacağından."

Kaşlarım havalandı. Soru ile mi konuşuyordu o?

Al başına belayı. Bu da deli çıktı.

O hafif söylenmelerine devam ederken içeri girdim.

Soruya kafasını, pardon soruya laf yetiştirdiği için içeri girdiğimi duymamıştı.

Soruya baktım. Aslında basitti. Ama ben konuya hakim olduğum için biliyordum.

Küçükken bu konuda takılıp kalırdım. Ve bu problemleri çözmek için bütün konu anlatımlarını dinlerdim. İstemsizce beynime kazınmıştı.

O soru ile uğraşmaya devam ederken ben sonucu bulmuştum.

Aden ise aynı yerde hata yapıp duruyordu.

" Öyle yapmayacaksın. İlk önce bölmen gerekiyor." Birden konuşmam ile korkmuş olacak ki yerinden sıçradı.

" Sen kimsin be!" Bu hep böyle bağıracaksa yandık biz anasını satayım.

" Sakin ol, küçük." Kelimeler birden ağzımdan kaçıyordu.

Alaycı bir gülüş atıp konuştu.

" Küçük? Hah! Şaka mısın sen?" Gözlerime bakıp konuşmaya devam etti. " Ben sana sırık diye dalga geçiyor muyum? Ayıp." Bunu söylemesi ile hafif bir şekilde güldüm.

" Kimsin sen?" Diyince yatağına oturup konuştum.

" Üvey abin." Bana boş boş bakıyordu.

" Tahmin ediyordum zaten." Diye mırıldandı.

" Niye sordun o zaman?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

" Niye belinde silah olan birine güveneyim ki?" Diyince sırıtarak konuştum.

" Belki değilim, nereden bileceksin?" Sorum ile birlikte hafif bir şekilde güldü.

" Üvey abimin asker olduğunu biliyorum. Şimdi sen söyle soracaksın 'peki ya yalan söylüyorsam?' o yüzden seni merakta bırakmadan cevap vereyim. Yanında kelepçe taşıyorsun. Bir katil de kelepçe taşımayacağına göre..." Dediğinde kaslarım tekrar havalanmıştı.

Kelepçeyi nasıl görmüştü bu?

Ben ona bakarken o konuşmaya devam etti.

" Otururken dikkat et." Dudağımın bir kenarı kıvrıldı. İyi bir bir gözlemciydi.

" İyi bir gözlemcisin, ufaklık." Biraz durarak tekrar konuşmaya başladım.

" O zaman benim ile gelmen gerektiğini biliyorsundur?" Dedim sorar bir şekilde.

Kafa salladı.

" Evet, biliyorum." Bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmemiştim.

" Pekala, bir gün sonra mı gitmek istersin, yoksa yarın mı?"

Omuz silkti. " Fark etmez." Konuşması ile kafa salladım.

" O zaman hazırlan gidelim." Kafa sallayıp konuştu.

" Peki, ama uzun sürebilir. Bir sürü test kitapları ve kıyafetler var." Dedi gülümseyip.

Bende kafa sallayarak rahat hazırlanması için odadan çıktım.

********
Selam!

Biliyorum bölüm kısa ama idare edin lütfen, uzatabildiğim kadar uzatmaya çalışıyorum.

Bence tadında bir bölüm oldu..

Ala Aden?

Alperen?

Bu arada sınır koyacağım :)

Sınır: 21 vote, 20 yorum.

Geçilmediği sürece bölüm gelmeyecektir, bilgilerinize.

Bu ne lan çok resmi kdnskdjdoehdkdkwofj.

Neyse.

Görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.

Seviliyorsunuz ♡

𝙰𝙳𝙴𝙽 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin