13

1.3K 107 88
                                    

Tek istediğim şey sensin

{Final bölümü...}

[Jungkook'tan]

Her şey boka sarmıştı. Hisselerimi devretmiştim. Şuan tasarım işimden ve otelden başka bir varlığım yoktu. Her şeyden öte Jimin yoktu. O delikten çıktığımda her şeyin bir oyun olduğunu anlamıştım.
Sikeyim ki ben buna kandım.

"Bana onu bul Namjoon."
"Jungkook arıyoruz..."
Elimde ki içki bardağını yere atıp öylece yanda ki yastığa sarıldım. Odasından o yastığı almış kokusunu içime çekiyordum.
Onu seviyorum... hiç şüphesiz, ya da adı her neyse.

Kapı açıldığında içeri gelen beden ile duraksamıştım. Bu bir hayal miydi yoksa birden çıkagelmiş miydi?
"Jimin..."
Hızla yanıma gelip sarıldığında ellerimi saçlarında gezdirirken "Seni çok özledim baba..." diye mırıltılı tınısı beni benden alırken olanları kavramaya çalışmam cabasıydı.
Namjoon hyung odadan ayrılırken yalnız kalmanın verdiği rahatlıkla kucağıma alıp oturdum ve gözlerine baktım.

"Her şeyi anlatacaksın bana."
Gömleğimin düğmeleri ile oynarken kafasını sallıyordu. "Peki baba." Güzel dudaklarını benimklileriyle birleştirirken en sevdiğim şekilde dinledim onu.

...

Hala kucağımdayken çıplak sırtını okşadım.
"Neden bana ulaşmaya çalışmadın?"
"Her yerde gözleri vardı..."
"Güzel bebeğim, güzel oğlum... güzel sevgilim."
Dakikalar önce iz kalan boynundaki kızarklıkları okşarken bacaklarıma damlayan menileri ve ıslaklığı ile elimi deliğine götürürken beklediği şey buymuş gibi mırıldanmıştı.
"Seni gözümün önünden ayırmayacağım."

"Peki hisseler..."
"Umrumda değil, Jeon Jungkook'u yıkmak için hisselere kalmadım. Markalar peşimde dolaşıyor."
"Ben de dolaşıyorum."
Kafasını kaldırıp baktığında gülümsedim ve alnına dudaklarımı bastırdım.

Doğrulup tişörtünü üstüne geçirdiğinde ellerimi kalçalarından çekmeden yüzünü izledim ve elini karnına koydum.
"Burada küçük bir bebek olduğunu düşündüm bir kaç kez biliyor musun..."
Bunu söylememi beklemiyordu, ben de beklemiyordum.

"Ama sonra kendi kendime dedim ki: Daha o bir bebekken...senin oğlunken nasıl o küçük karnına bir bebek sığdırsın?"
"Jungkook bu imkansız bir şey."
"Hayalinin güzelliğine kapılırken o gerçeği kimse söylemedi bana."

Dudaklarına kondurduğum buse ile tavırlarım hoşuna gitse de alışamamıştı.
"Her şey çok güzel olacak... söz veriyorum."

...

[Jimin'den]

Artık bir annem yok, babam zaten hiç olmadı. Tek ailem Jungkook. Şimdi ise bir rüyaydaymış gibiydi her şey. 1 ay geçmiş şimdi ise cama sıçrayıp aşağı süzülen yağmur damlaları eşliğinde kapalı havayı sürüyordum.
Belimde ki ellerle kafamı omzuna yasladım. Bunu yapmasını seviyordum.
"Bu gün internette bir şey gördüm."
"Sen internete girer miydin ki kook?"
Şöminenin verdiği huzur ve sessizliğine karışan kıkırtımla burnunu boynuma sürtmüştü.

"Ve bir şey öğrendim."
"Neymiş?"
"Basorexia."
Başımı hafif çevirip dinlemeye devam ettim.
"O ne demek?"
"Birini aniden öpme isteğiymiş."
Dudaklarımı kısaca öpüp çekildiğinde anın verdiği hoşnutlukla bakakalmıştım sadece.

"Ve ben seni sürekli öpmek istiyorum."
"Şimdi anladım, beni ihmal ettiğinin farkına vardın ve böyle ört bas etmeye çalışıyorsun."
"Çok kurnazsın Jeon Jimin."
"Babam öğretti"
Mırıldandığım şeyi duymasının ardından yüzünde oluşan sırıtma ile pencereye baktı.

"Şimdi odama gitmem gerek, işlerim var."
"Huh git tabi."
Gülümsememe kanıp giderken bu sefer mırıldandığım şeyi duyduğunu sanmıyorum.

"Nasıl olsa yine bana geliceksin..."

[Yazardan]

Aradan bir kaç saat geçmiş Jungkook şakaklarını ovarak önünde ki kağıtlara bakıyordu. Saatlerdir tasarım yapıp beğenmiyor ve aslında güzel olan onlarca tasarım çöpü boyluyordu.

Beklediği mailin geldiğini düşünerek bildirim gelen telefonunu eline aldığında rehberinde ki kayıtlı olan "Oğlum." dan bir mesaj gelmişti. Gerçekten...ne kadar üşengeçti?
Mesaja tıkladığında karşısına çıkan fotoğrafla kaşlarını kaldırmıştı.

ne kadar üşengeçti?Mesaja tıkladığında karşısına çıkan fotoğrafla kaşlarını kaldırmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oynayalım mı?

Ayağa kalkıp odanın kapısını açtığında bunun hesabını soracakken düşen zincirli tasma ile kapı koluna asılı kırbaç ve bir kısmı sallanan zinciri aldı. Küçüğü arsızlaşmıştı buna ne şüphe.
Odaya girdiğinde dizlerinin üstünde çıplak bir şekilde oturan ve ellerini uyluklarının üstüne koyan sevgilisine baktı.

"Oynamak mı istiyorsun bebeğim?"
"Evet baba ."
Dizlerini kırıp küçüğün önünde eğilmişti.
"Benimle kirli konuş."
"Evet baba, beni inlemekten konuşamayacak hale getir istiyorum."

Gülümseyip ayağa kalktı büyük olan ve yavaşça kapıyı kapattı.

-SON-

[AĞLIYORUM BİTTİ LAN RESMEN BİTTİ HUW...AMA OKUNMA ARTTIKÇA FALAN ÖZEL BÖLÜM GELİCEK ŞİMDİ ZIRLAMAYA GİDİYORUM]

Basorexia °JikookWhere stories live. Discover now