16. Bölüm

3.7K 487 13
                                    

YAZARDAN NOT: Bölümü olması gerekenden 10 gün geç  yayımladığım için hepinizden çok özür diliyorum ancak bildiğiniz gibi üç gün önce YGS sınavı vardı. Bu yüzden yazmaya vakit bulamadım, bunun için özür dilerim. Ancak bu durum böyle devam edebilir çünkü YGS sınavı istediğim gibi geçmedi ve LYS'ye çok daha fazla hazırlanmam lazım. Bu yüzden yazmaya vakit bulamayabilirim. Ama elimden geldiğince hızlı bir biçimde yazmaya özen göstereceğim. Zaten kurguyu gün içinde milyonlarca defa düşündüğümden bilgisayarın başına geçtiğimde kurgu hazır oluyor. Yalnızca yazmam gerekiyor. Her neyse notu daha fazla uzatmayayım. İyi okumalar :)

-James-
Diğer kızlar içeride Alexis'i iyileştirmeye çalışırken ben bizim grupla dışarıda bekliyordum. Hepimiz mağaranın duvarına yaslanmış, içeriden gelecek bir haberi bekliyorduk. O salak kızın bunu yaptığına inanamıyordum. Hem bana o kadar acı çektirmişti hem de sırf bana acı çektirmek için neredeyse kendini tüketecek duruma gelmişti. Bütün o acılara kızların gerçek güç düzeylerini öğrenmek için katlanmam sinirimi ayrıca bozuyordu. Gerçi şu bataklık olayının yaratıcı bir saldırı olduğunu kabul etmek zorundaydım ve ateşi kullanarak sadece acı verme fikride çok yaratıcıydı. Ne ben ne de Scott daha önce böyle bir şeyi denememiştik. Alexis'in ailesinin ve sevdiklerinin ölümüne nasıl tepki vereceğini merak etmiştim. Çünkü içinde bulunduğumuz durumda etrafımızda olanlar her zaman ölüm tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Ve en iyi böyle bir durumda bütün güçlerini kullanacaklardı. İlk olarak Alexis ile başlamıştım, daha sonra sıra diğer kızlara da gelecekti. Ama Alexis sevdiklerine çok fazla bağlıydı ve işler bu yüzden ters gitmişti. Elbette onun Raquel kadar cesur olmasını beklemiyordum ama bu kadar fazla tepki vereceğinide düşünmemiştim. Aslında Alexis ilizyonlardan kurtulduktan sonra onu etkisiz hale getirmem gerekirdi ama ilizyondan kurtulur kurtulmaz daha önce bilmediğim bir şekilde bana saldırmıştı. Ve lanet olsun ki acıyı ona zarar vermeden nasıl durdurabileceğimide bilmiyordum. Bir süre acıya katlansam da sonunda dayanamayacak noktaya gelmiştim. Şükürler olsun ki ben güçlerimi kullanmadan önce Vance aramıza girmişti ve kimsenin sözünü dinlemeyen Alexis, Vance'ın sözlerinden sonra bana saldırmayı kesmişti. Ama ben, o an o kadar çok sinirliydim ki Alexis'e en azından ufak bir ders vermek istemiştim. Onu ve kızları yerden iki- üç metre havaya kaldırdıktan sonra, zihnimden Alexis'e seçim yapmasını söylemiştim. Alexis'in gücünün sonuna geldiğini biliyordum. Bu yüzden Alexis bana hayatları için yalvaracak ve özür dileyecekti, daha sonra ise bende onları serbest bırakacaktım. Ama ya Alexis işleri çok ciddiye almıştı ya da özür dileyemeyecek kadar gururluydu. Bu yüzden son kalan gücünüde kullanarak kızları kurtarmıştı ve kendini tüketmişti. Böyle bir şey olmasını gerçekten beklemiyordum. Bizim sahip olduğumuz avantajlardan en önemlisine sahip olmadığından gücünü hemen yenileyememişti ve komaya girmişti. Ve Gregory'den duyduğuma göre bu ilk kezde olmuyordu. Alexis buraya geldiği ilk gün kendini tüketmişti. Gerçekten bu kadar sabıkalı birine denk gelmeyi nasıl başarmıştım? Odanın kapısı aniden açılınca düşüncelerim bölündü. Camilla odadan çıkıp karşımda durdu. Gözleri nefretle bakarken konuşmaya başladı
"Yardımınıza ihtiyacımız var" dedi. Sözleri üzerine şaşırsam da belli etmedim
"Nasıl bir yardım?" diye sordum.
"Geçen sefer Alexis'i güçlerimizle kendine getirmeyi başarmıştık. Ama bu gün onu iyileştiremedik. Sizinde güçlerinize ihtiyacımız var." dedi. Başımı sallayarak onu onayladım
"Ne yapmamız gerekiyor?" dedim. Camilla rahatlayarak
"Beni takip edin" dedi ve odaya girdi. Anlaşılan onu reddedeceğimizi düşünmüştü. Camilla'yı takip ederek odaya girdik. Genişçe bir oda olmasına rağmen içeride olan insanlar yüzünden oda daralmıştı. Odada Gregory, Vance, David, kızlar, doktorlar ve Alexis'in ailesi vardı. Birde üzerine odaya biz girince oda oldukça kalabalıklaşmıştı. Camilla Alexis'in yatağının yanına gitti, diğer kızlarda yatağın iki yanındalardı. Bana nefretle bakan Raquel'i görmezden gelerek Alexis'e baktım. Oldukça solgun duruyordu. Aslında bu kadar güçlü olacağını bile tahmin etmemiştim.
"Geçen sefer hepimiz güçlerimizi birleştirip Alexis'e aktarmıştık ve o uyanmıştı ama bu gün yapamıyoruz. Fazla yorgunuz, gücümüz onu uyandırmaya yetmiyor" dedi Camilla.
"Tamam o zaman biz yaparız. Ne yapmamız gerekiyor tam olarak?" dedi Brian.
"Önce Kevin sen buraya gel. Çemberde ilk başta toprak geldiğinden sen ilk sıradasın." dedi Camilla. Kevin sessiz bir şekilde yatağın kenarına gidip Camilla'nın gösterdiği yerde durdu.
"Scott, Kevin'ın yanına geç ve onun elini tut. Topraktan sonra Ateş." dedi Camilla. Scott ve Kevin'ın el ele tutuşmasına normalde olsa gülerdik ama böyle bir durumda gülmek içimizden gelmiyordu. Aslında normalde olsa şu an Alexis'in üzerinde olan onlarca elmasada gülerdim ama dediğim gibi içimden gelmiyordu.
"Brian yatağın diğer tarafına geç ve Scott'ın karşında dur ve Scott'ın elini tut. Böylece ateş ve hava bağlanacak" dedi Camilla. Brian Scott'ın karşısına geçip elini tuttuktan sonra Camilla
"Ve son olarak Kyle, Brian'ın yanına geç ve bir elini Brian'a diğer elini Kevin'a ver." Kyle yerine geçerken Camilla
"Suda çembere katıldıktan sonra çember tamamlandı. Bütün elementler topraktan başlayıp tekrar toprağa döndü." dedi.
"Bir dakika. Ben hiçbir şey yapmayacak mıyım?" dedim. Vance
"Bu gün yeterince şey yaptığını düşünmüyor musun?" dedi sinirle. Vance'a cevap vermek yerine susmayı tercih ettim çünkü oldukça sinirli duruyordu. Ve bu ortamda kavga çıkmasını istemiyordum.
"Senin yapacağın bir şey yok. En azından bildiğim kadarıyla. Geçen sefer tamamen doğaçlama bir şekilde yapmıştık ve bizim grubun elması Alexis olduğundan onun güçlerini kullanamamıştık haliyle." diye soruma cevap verdi Camilla. Anladığımı belirten bir şekilde başımı salladım.

ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin