1: otobüs yolculuğu

69 7 18
                                    

güneş, gökyüzünden çekilirken bıraktığı kızıllıklar otobüsün kirli camlarının ardından yüzüme vuruyordu, perde ise benim şansıma yırtık olduğundan çekmek hiçbir işime yaramamıştı. ikindi güneşi güzele vururmuş, n'apalım?

yanımda oturan oğlan çocuğu önümüzdeki koltuğu tekmeleyip duruyordu ve kadın da ağzını açıp bir şey dememişti daha. sabırlı birisi. başımı arkaya çevirip canım kuzenim felix'e ve sevgilisi chris'e baktım. chris felix'ten 3 yaş büyüktü ve o hâlâ reşit değil, koca bir problem, değil mi? bunu bir de ona anlatın. herif sevgilim de sevgilim diyor, chris'i boğazlamamak için zor duruyorum ben de. tüm yaz boyunca onu görecek olmasaydım daha katlanılabilir birisi olurdu belki. belki. cehennemime -nenemin evi- getirdiğim kuzenimin davetsiz misafiriydi, nam-ı diğer yaz boyunca baş düşmanım.

bu, devrilen ilk domino taşıydı.

yaz serüvenimin karmaşasını başlatan şeyin babaannemin evinde koca bir yazı geçirecek olmam değil de chris olması beni hâlâ şaşırtıyor. bunun bir sebebi, daha önce de annemin beni zorla bu eve göndermiş olması. canım neneciğim benim için tam anlamıyla bir engel sayılmaz, tamam, dünya üzerindeki favori insanım değil ama, akraba olduğumuz için daha katlanılabilir biri.

annemin beni evden kovma sebebine gelecek olursak eğer... ah, babam ve halam birbirine bayağı düşkün o yüzden evleri dip dibe. ben de el mahkum felix ile yakınım yani. bilerek ve isteyerek olmadı. sadece, hem fiziki hem de ruhi anlamda en yakınımda olan kişi her zaman felix ve ben de gayri ihtiyari bir şekilde ona bağlanmış bulundum. tamamıyla platonik bir his. benim dünyamda ensest ilişkilere yer yok. dediğim gibi, felix ile yakınız. aynı zamanda aynı yaştayız. tüm hayatımız boyunca aynı okullarda okuduk.

üç gün önce üniversiteye giriş sınavına beraber girdik ve yazı şehirde geçirmek için hiçbir sebebimiz yoktu. benim ve felix'in yani. halam ve babam da daha biz sınava girmeden tüm yazı günü gününe, hatta saati saatine planladıkları için annem, beni ve halamın izniyle felix'i şehirden kovdu.

yaptıkları tatil planından sıkılacağımızı, eğer onların yanında olursak çok yaşlı hissedeceklerini falan sıraladı. sadece kafa dinlemek istiyorum deseydi de giderdim. ama tek başıma.

felix ile değil. hele felix'in sevgilisi ile hiç değil.

nenemi seviyorum. felix'i de seviyorum. ama ikisini beraber sevmiyorum. şimdi bir de felix'in her dediğini yapan chris var. üçü birden birleşip üstüme gelecekler. onlarla kim uğraşacak peki? ben.

saatlerdir aynı yerde oturmaktan uyuşmuş bacaklarımı esnettim, gözümü acıtan güneşten kaçmak için de arkama yaslandım. felix ve chris'in yiyişme seslerini bastırmak için kulaklığımı takacaktım ki yoldaki tümsek sebebiyle kablolar elimden kaydı ve yere düştü. almak için eğilirken de kafamı ön koltuğa çarptım. yazım harika geçiyor cidden. müthiş bir başlangıç.

sonunda kulaklığı alabildiğimde mola için durduk. içerideki hava yüzünden kusmak üzereyken arkama dönüp felix'e kısaca "sigara." diyor ve yanımdaki oğlan çocuğunu kısmen ezerek dışarı çıkarken sigara dalını paketten çıkardığım gibi yakıyorum. içime derin bir nefes çekerken mola yerine bakıyorum. hiçliğin ortası. merkezden uzaklaştığımız için binalar da insanlar da seyrekleşmişti. sorun değil. insan sevmiyorum zaten. tabii bu nenemin evine varınca değişecek çünkü sahil kasabası yaz aylarında görece kalabalık oluyor. çok değil, sadece birazcık. temmuzdan sonra boşalıyor zaten.

tüm yaz pineklemek istiyorum ama bunu yapamam, nenemden olabildiğince uzak durmam lazım. çalışmak da istemiyorum. birkaç arkadaş bulmam gerekiyor ki evden çıkmak için bir sebebim olsun. felix ile de zaman geçirmek istemiyorum ve nenem de düzgün bir mazeret bulmadan evden salmıyor, bahçede çalışmak- çalıştırmak için zorla tutuyor bizi. tüm bahçe işlerini felix'e yıkmayı umuyorum açıkçası. felix'in bundan haberi yok tabii.

şoför hafifçe kornaya basarken henüz biten sigaramı yere atıp eziyorum. tekrardan otobüse yerleştiğimde felix ve sevgilisini aynı şekilde buluyorum. mola verip durakladığımızın bile farkında değillerdi bence.

bu sefer düşürmeden kulaklığımı takıp batmaya başlayan güneş için tanrıya şükrederken gözlerimi kapatıp arkama yaslanıyorum. bir, belki de iki saatlik yolumuz kalmıştı ve ben de uyumayı planlıyordum.

insan sevmiyorum bu yüzden onları kullanmak daha kolay oluyor. birkaç zengin çocuğu bulup onların arasına sıvışmak istiyorum, yerimi güvence altına almak için birinin ya da birilerinin altına girmeyi de. belki para harcamaya yer arayan yaşlı birilerinin de. evde olmamak için her şeyi hem de her şeyi yapmaya hazırım.

her şey derken hiç olmadığım kadar ciddiyim. sadece üç aylık bir süre için muhatap olacağım insanlar ile beraberken yapabildiğim kadar çok şeyi denemek istiyorum. kendi başıma yapamayacağım şeyleri özellikle. ama insanlarla seks hakkında konuşmak çok kolay sayılmaz. sapıkmışım gibi bakıyorlar yüzüme. lisede de herkes vanilya takıldığı için iletişim kurduğum insanlar çok kısıtlıydı. internetten tanıştığım birkaç kişi dışında kimse ile bir şey konuşamadım. yapmak bambaşka bir tarafta zaten. bu yaz böyle olsun istemiyorum. bdsm dediğim zaman insanların yüzüme bakıp "evet, evet! grinin elli tonu gibi yani!" de demelerini istemiyorum. getirdiğim iki valizden birinin yarısı oyuncaklarla dolu ve sadece dildo kullanacak olursam hepsini çöpe atmayı düşünüyorum.

hissettiğim huzursuzlukla gözümü açıp yan tarafa bakıyorum, çocuk ruhuma bakar gibi gözlerime bakıyor. bir an için gerçekten de zihnimi okuyabildiğini düşünüyorum. dildo falan, düşünme bunları evladım. yaşın küçük daha.

çocuk öbür tarafa dönüyor, koridorun yanında oturan annesine mızmızlanıyor sonra salyalarını akıta akıta uyuklamaya başlıyor.

ben uykuya dalamasam da kalan yol hızlıca geçiyor, ben de üç aylık cehennemime kavuşmuş oluyorum.

belki de aşık olurum. kim bilir?

xxx

ilk bölüm nazarı diyor ve 1k olmadığı için sizlerden af diliyorum

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

devrilen domino taşları || 2min [skz]Where stories live. Discover now