"Sen burada bekle Thumper. Biz böcüklere yemek toplayacağız"
Taehyung, şirin arkadaşının telaffuzuna karşı gülümseyip Jeongguk'un yumuşacık saçlarını okşamıştı. Gözleri tombul yanaklı bedenden ayrıldığında etrafı yavaşça taramıştı.
"Bak şurada bir sürü sarı papatya var"
Jeongguk'un bırakmadığı elini daha sıkı kavrayıp onu papatyalara doğru sürüklemişti. Jeongguk neşeyle cırlayıp kısa bacaklarıyla yine zıplamaya başlamıştı.
Çimlerin arasında, altın gibi parlayan papatyaların yanına geldiklerinde Jeongguk'un elini bırakmıştı Taehyung. Yere oturup dikkatli bir şekilde papatyaları toplamaya başlamıştı.
Jeongguk bir süre kocaman gözleriyle onu izlemişti. Ardından hyungunu taklit ederek o da yere oturmuş, esmer oğlanı dikkatle izleyip çiçekleri toplamaya başlamıştı.
Sarı papatyaların arasında büyüyen küçücük mavi çiçeklere takılmıştı ışıldayan gözleri. "Hyung, mavileri de toplayalım mı? Çok güzeller"
Taehyung, Jeongguk'un maviye olan takıntısını bildiğinden gülümseyerek başını sallamıştı. Beyaz tenli ise aldığı iznin ardından mavi çiçekleri toplamaya başlamıştı. Mavilerin arasında, aynı mavi çiçekler gibi minicik çiçekler de vardı. Beyaz ve pembelerdi. Onlardan da bir sürü topamıştı.
Bir süre sonra düzinelerce çiçek toplamışlardı. İkisi de elleri arasında gökkuşağını tutuyordu. "Hyung! Bak! Bir sürü oldular!" Jeongguk heyecanla bağırıp elindeki çiçekleri Taehyung'un gözleri önünde sallamıştı fakat Taehyung çiçeklere değil de Jeongguk'un burnuna bakıp gülüyordu.
"Jeongguk, burnunda uğur böceği var"
Jeongguk "Nerede!" diyerek bağırmış, şaşı yaptığı gözleriyle burnuna bakmaya çalışmıştı. Bu tatlı görüntü büyük olanı kahkahalara boğmuştu. Jeongguk ise hala burnundaki böceği görmek için çabalıyordu.
"Hyung, göremiyorum"
Minik olan sızlandığında, Taehyung, işaret parmağını Jeongguk'un burnuna dokundurmuştu. Saniyeler sonra burnundaki uğur böceği, Taehyung'un parmağına doğru yürümüş, esmer olanın eline gelmişti.
Jeongguk şaşkınlıkla araladığı dudaklarıyla uğur böceğine yaklaşmıştı. İlk defa uğur böceği görmüyordu ama bu uğur böceği tuhaftı. Sapsarıydı.
"Uğur böcükü!"
Birden bağırmıştı Jeongguk. Heyecanlı veya mutlu olduğunda sesini ayarlayamıyordu. Uğur böceği de, minik oğlanın bağırmasıyla birden uçup gözden kaybolmuştu. Jeongguk üzülmüştü ama bir fikri vardı. Ona yemek yaparlarsa uğur böceği ona geri gelirdi.
"Belki de karnı acıkmıştır. Ona yemek yapsak böcük geri gelebilir, değil mi hyung?"
Taehyung başını onaylarcasına sallamıştı. Çiçeklerin yanında birkaç yeşil ot daha toplayıp ayaklanmıştı. Jeongguk'a elini uzatıp tutmasını beklemişti.
Jeongguk ayaklanıp hyungunun elini tutmuştu. Birlikte annelerinin yanına gitmişlerdi. İkisi de en güzel ve en büyük çiçeği anneleri için ayırmıştı. Annelerinin yanlarına geldiklerinde ikisi de annesine en güzel gördükleri çiçeği vermişti.
Sonra ellerindeki çiçekleri bir süreliğine bırakıp karınlarını doyurmuşlardı. Jeongguk tıka basa yemiş, kocaman göbüşü daha da büyümüştü. Taehyung da bir sürü yemişti be şu anda o da bir göbüşe sahipti.
Şimdi ise Taehyung getirdiği oyuncakları çıkartmış, birlikte bitkilerden yemek yapıyorlardı. Jeongguk'un görevi, yeşil otları kesmekti. Taehyung'un getirdiği oyuncak bıçakla, kesme tahtasanın üzerindeki otları kesmeye çalışıyordu. Minik dili dudakları arasından çıkmış, kaşlarını çatmıştı. Tamamen konsantre olmuş bir şekilde dikkatlice kesmeye çalışıyordu.
🍭Uğur böcükü🍭
Start from the beginning
