"Tarif ettin işte. Bu koku için dört yüz bileşim bir araya geliyor. Bakteriler, ölü eti yiyen böcekler bu tarif edilemez kokuda büyük bir etken." Üniteyi geri kapatırken geri kapıyı açtım. Kendini dışarı attığında daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım.

"Kokusu sanki burnumun ucunda." Tiksinircesine bakarken derin bir nefes verdim. Kolay değildi. O kokuları koklayıp bu işe girişmek.

"Normalde burnuna kokuyu gidermek için krem sürmem gerekirdi fakat o koku hem senin hemde benim için çok önemli. O yüzden sanki gül kokluyormuş gibi kokla." Söylediğim şeyle bana ters ters bakarken bir kez daha güldüm.

"Bugünlük bu kadar anı yeter." Aldığı kokudan sonra sersemlemiş gibiydi. O kokuya alışmak kolay değildi. Kusmadığına şükrediyordum.

"Siktir. Kusacağım galiba."

O ağzına sıçayım Tutku.

"Yürü tuvalete gidelim." Kolundan tutup onu tuvalete sokarken içeride kimsenin olmamasına şükrettim.

"Alpay amına koyayım!"

"Kendine küfredeni ilk defa görüyorum."

"Senin ben gelmişi geçmişini sikeyim! Burnumun direği yamuldu piç herif!" Küfürleri eşliğinde kusarken kahkahalarıma engel olamıyordum.

"Piç normal değil ki sevdiği kadın normal olsun!" Güçlükle ayağa kalkıp muslukta ağzını yıkarken kenardan peçete alıp ona uzattım.

"Daha iyi misin?" Merakla ona bakarken kendini duvara yasladı.

"Bok gibiyim." Daha fazla gülmemek için dudaklarımı ısırıp derin bir nefes aldım.

"İyi değilsen daha fazla burada beklemeyelim."

"Kendi verdiğim kararı çiğnedim. Seni evde tutacaktım. Aklımı si-" yine elimle ağzını kapatıp küfrünü bir süre engelledim. Koluna girip zemin kata çıktığımızda direk odama girip kendini koltuğa attı. Bu kadar kötü etkileyeceğini bilseydim hemen sokmazdım. Fazla erken olmuştu sanırım.

"Bu kadar kötü olacağını bil-"

"Hayır. Bir söz verdiysem tutmam gerekiyor. İyi oldu. Suç sende değil, suç seni seven Alpay'da."

"Sabahtan beri kendine küfredip duruyorsun. Ara sıra bana da giydiriyorsun farkındayım; ancak biraz daha laf edersen morg odasına seni süs niyetine koyarım." Tamam koku dayanılacak gibi değildi. Kusması da gayet normaldi. Hatta şikayet etmesi bile.

Zaten bunun dışında bir şey yapmadı Tutku.

Doğru.

"Seninle ilgilenecek vaktim çok yok. Hızlı toparlansan iyi olur." Çantamı alıp masadaki birkaç eşyayı da topladıktan sonra sandalyeye geçip oturdum. O sırada kapımın tıklanmasıyla Alpay'a kısa bir bakış atıp gel dedim.

"Rahatsızlık verdiğim için ku-"  Asistanlardan Sevde odaya girdiğinde gözleri koltukta yatan Alpay'ı görünce gözleri bir bana bir de ona gitti.

"Ne oldu Sevde?" Gözlerini Alpay'dan çekip odaya girdi. Elindeki dosyaları verince derin bir nefes verdim.

"Yasemin Hoca raporları emniyete  göndermeden önce bir göz geçirmenizi istedi." Dediğinde içimden bir küfür savurdum. Alpay'la tartıştığımız gün bütün işi Yasemin'e yüklemiştim. Ağzıma sıçmadığına şükretmek lazımdı.

"Yasemin'e çok teşekkür ettiğimi söyle. Müsait olduğunda onu yemeğe çıkaracağımı da iletirsen sevinirim."

"Şey Tutku Hocam. Yasemin Hoca dedi ki: O Tutku'ya söyle, bütün işleri bana yıkıp gittikten sonra onu affetmem için bana çok yalvaracak dedi." Ben söylediği şeyin şaşkınlığını yaşarken odada tok bir kahkaha duyuldu.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now