18.BÖLÜM:"00:01"
Akın, Seni Çok Seviyorum
Sam Smith, Fire On Fire
"Seyhan?" dedi babam.
Başımı onun gözlerinden çektim. Tam arkamdaki belirsize omzumun üzerinden kısa bir bakış atıp önüme döndüm. Karşı kaldırımda duran kişilere doğru ilerledim emin adımlarla. Annemin bakışları kızarmış gözlerimde çok fazla oyalandığında kaşları sorgularcasına çatılmıştı. Babamın tam karşısında durduğum anda onunda bakışlarının gözlerime takılması çok uzun sürmemişti.
"Baba," dedim net bir tonda. Yan tarafta durmuş bizi izleyen Adar, Feti ve Yağız'a kısaca bakıp babama döndüm. "Ben Ahi'yi de yemeğe çağırdım. Hem bir zamanlar çok değer verdiğin arkadaşının oğlunun toplumun içine karışması seni mutlu edecektir." İfadesizce yüzüme bakmayı sürdürdü. "Biz artık çok iyi anlaşıyoruz" Omzumun üzerinden Ahi'ye baktım.
Bana kısaca bakıp babama dönerek gülümsedi. "O, arkadaşım oldu," dediğinde, sesindeki saf hevesi içimde hissetmiştim. Biran bu yutkunmamı sağladı. "Diğerleri umurumda değil, sen benim gelmemi kabul ediyorsan gelirim."
Babam kaldırımdan inip Ahi'nin karşısında durdu. Yüzündeki ifadesizliğin yerini samimi bir tebessüm aldığında, "Konuştuklarımızı hatırlıyor musun?" diye sorunca, Ahi başını onaylayarak salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAVAN
General FictionKapısı kapalı çikolata dükkânının önünde durdum. Saate baktım; 12: 58 Son iki dakika kalmıştı. Elimi cebime götürüp son kalan çikolatamı da yemek için çıkardığımda, poşetin rengi ürpermeme sebep oldu. Pembe. Çikolatanın pembe poşetini açıp yemeye b...