10. DERİNLERE GÖMÜLMÜŞ RUH PARÇASI

504 65 26
                                    

Selamlar, biz geldik!

Keyifli okumalar. <3

Seksendört - Kendime Yalan Söyledim

10. DERİNLERE GÖMÜLMÜŞ RUH PARÇASI

*Gizli kalan, yasaklı parçalar bize neden anlatılmıyor? Yoksa yasaklar çiğnenmek için değil midir?*

Kulağımda, daha önce duyulmaya tenezzül edilmemiş şarkılar, kelimeler, şiir mısraları, kitaplarda ki en özel paragraflar. Bileklerimde pranga, karşımda ki kişiye dokunamıyorum. Prangalar çok ağır, ruhuma ulaşamıyorum. Ruhum burada, benimle ama bir parçası eksik. O yok. Onsuz olmuyor. Derine gömülmüş, bileğimde ki pranga yüzünden ona ulaşamıyorum. Kim taktı o prangayı oraya? Kim beni ruhumun en güzel parçasından ayırdı? Yoksa ben mi yaptım? Ben mi, bilerek ulaşamayayım, dokunamayayım diye yaptım? Öyleyse neden yaptım?

Ulaşamıyorum sana ruhumun en güzel parçası, kalbimi bütünleyen parçam. Her ne kadar yasak olsan da, ulaşmak istiyorum sana. Neden birbirimize yasakladın bizi? Neden yaptın bunu bize? Ben sende saklıydım, ruhumun en güzel parçası, ama şimdi yoksun. Yasak bir şeyler yaptın. Dokunamıyorum sana. Bilerek prangalar taktım bileklerime sana ulaşamayayım diye. Çok özlüyorum, çok istiyorum. Kalbim parçalanıyor. İstiyorum seni ruhumun en güzel parçası, neden o kadar gömdün kendini? Neden en derinlerdesin? Neden? Görmüyor musun, nasıl acıyorum görmüyor musun? Duyamıyor musun çığlıklarımı? Az daha bağırayım mı? Duyar mısın beni, ruhumun en güzel parçası, duyar mısın...

Duymuyor, yıllardır bağırıyorum duymuyor. İmdat, diye bağırıyorum, anlamıyor. Bana hep gözlerimi okuduğunu söylerdin, emin misin peki buna? Yoksa anlıyorsun da, hiç mi sızlamıyor o vicdanın?

Elimde ki peyniri de kahvaltı masasına yerleştirdim. Beynime gereksiz düşünceler dolmuştu. Sanırım yavaş yavaş zihnime etki eden hücrelerimi kaybediyordum.

Mesajın atanın kim olduğunu çok merak ediyordum. IP adresini bulabilmek için çokça uğraşmıştım sabaha kadar. Ama ne yazık ki, öyle iyi kilitlenmişti ki bunu bulabilmek için bir yazılım mühendisine ihtiyacım vardı.

Aklımda ki isim, günlerdir aklımdan çıkarmaya çalıştığım isimdi. Neden onu düşünüyordum ki? Neden? Başka yazılım mühendisi yok muydu sanki?

Ona yardımcı olmuştum. Daha doğrusu Aynur Hanım'a yardımcı olmuştum.

Daha önce Celâl ile dosya çalışmamız olmuştu. Elbet başka birisini daha bulabilirdim, ama ne kadar güvenilirdi ki? En fazla ne kadar güvenebilirdim?

Ama Celâl'i tanıyordum. Onu biliyordum, beni terk etmişti belki ama bu bile bende güven bozukluğu bıraksa da, başka işlerini titizlik ile yaptığını biliyordum. Alt tarafı bir kişinin IP adresini bulmasını isteyecektim. Yapardı bence, yapabilirdi.

Ufacık bir süresini alacaktı. Güvenirdim, işinin yapışına güvenirdim. Sevgisine güvenmezdim, gelecek vaat eden sözlerine güvenmezdim ama işini yapışına güvenirdim.

Yine güvenimi boşa çıkartacak mısın Celâl?

Kahvaltı masasına oturup usul usul yemeye başladım. Günümü öğünsüz geçiremiyordum. En az iki öğün yemek zorundaydım. Aç olmaktan nefret ediyordum.

Ve üşümekten.

Hadi ye.

Ooo Hanımefendi, günaydın.

Sana da aşkım.

Iyy, aşkım deme bana.

Güzellik?

DÖVÜŞ OYUNU (+21)Where stories live. Discover now