18

280 13 25
                                        






Kapattığı kapıya omuzlarından tuttuğu bedeni sertçe yaslamıştı. Daha çarpılmanın verdiği etkiyi üstünden atmasına izin vermeden karşısındaki kırmızılıklara asıldı dudaklarıyla. Okulun arkasındaki öpüşmeleriyle tamamen zıt bir şekilde, vahşice öpüşüyorlardı. Birbirlerini son nefesmiş gibi içine çeken dudakların şiddeti o kadar kontrolsüzdü ki arada dişlerinin birbirine vurduğu oluyordu.

Mark kapıya yasladığı bedenin ellerinin tişörtünün ucunda gezdiğini hissedebiliyordu. Bir süre tişörtüyle oynamasına izin verdi ancak sinsice içeri sızan eli hızla yakaladı ve Jaehyun'un iki yanına sertçe sabitledi. Dudaklarını ayırdı biraz nefeslenmek için.

"Canım yanıyor."

Jaehyun söyleyene kadar tuttuğu bilekleri sıktığını ve kapıya sertçe bastırdığını bile fark etmemişti Mark. Hafif gevşetti ancak yine de bırakmadı kafasının iki yanına sabitlemiş olduğu bilekleri. Sinsi bir sırıtışla önce çenesine ardından da boynuna öpücük kondurduğu bedenin bacaklarının arasına da bir dizine yerleştirmişti. Mümkünmüşçesine daha fazla yaklaştığı bedenin kalp atışlarını göğüs kafesinde hissedebiliyorken dudakları arasına aldı narin boynu. Dilini de işin içine soktuğunda elleri arasından kayan ellerin saçları arasına karıştığını hissetti. Jaehyun'un istem dışı tuttuğu saçlara asılması ve Mark'ı kendisine daha çok bastırması bundan oldukça hoşlandığını gösteriyordu. İnlememek için aldığı derin nefesler odada yankılanıyordu.

Daha fazla dayanamadığını hisseden Jaehyun, yumuşak saçlarda dolaşan ellerini hissettirmeden Mark'ın kalçalarına getirmişti. Saçlarından ayrılan ellerle birlikte Mark da kafasını kaldırmıştı ki aniden kalçalarından tutulması ve Jaehyun'a doğru sertçe çekilmesi ile şokla aralandı ağzı.

"Sıra bende."

Şehvetten dolayı koyulaşmış sesiyle konuşan Jaehyun'a karşı koyacak gücü kendinde bulamadığı için kendisini yönlendirmesine izin verdi.

Geri geri giderek vardıkları yatağın üzerine kibarca bırakılan bedeni ile Mark, Jaehyun'un ne yapacağını sabırsızlıkla beklemeye başladı. Kendisini bıraktığı gibi üzerine yerleşen bedenin bakışları içinin erimesini sağlıyordu. Sevildiğini, değerli olduğunu hissedebiliyordu o parlak gözlerin içerisinde.

Önce üzerindeki sweatshirt yerle buluştu. Çıplak teni gözler önüne serilince içindeki heyecanın daha da arttığını fark ettiği sırada göğsünün tam ortasına bırakılan hafif öpücükle içi titremişti. Daha hızlı olmak, zaman kaybetmemek için Jaehyun'un üzerindekini de bir çırpıda çıkarttı ve yere attı. Bacakları üzerine oturan ve kıpırdamasına izin vermeyen Jaehyun, parmaklarını Mark'ın dudaklarına dokundurmuş, hafifçe aralamasını sağlamıştı. İçindeki ateşin daha da arttığını hisseden Mark ise uslu durmadı ve dudaklarında gezinen parmakları hızla ağzına kabuk etti. Dilini gezdiriyor ve emiyordu parmakları. Ağzındaki üç parmakla oyun oynar gibi oynamasını izleyen Jaehyun ise büyülenmiş gibi izliyordu sadece. Parmakları üzerinde hissettiği hafif ısırıklar bile yükselmesine yetmişti.

Daha fazla oyalanmamak için hızla pantolonlardan da kurtulduklarında ortamın havası aniden ağırlaşmıştı. Mark az önce ağzında olan parmakların şimdi deliğinin etrafında geziyor olduğu gerçeğiyle gözlerini aralayamayacak kadar mahvolmuştu. Tek tek içine yerleşen parmaklarla önce hafif bir sızlama yüzünden ilk inlemesini bırakmıştı. Sonrasında varlığına alıştığı parmaklar söylediği kelimelerin anlamlarını kaybetmesine sevep olmuştu. İçinde her ilerleyen parmakla ağzından kelimeler veya sesler dökülüyordu ancak ne dediğiğinin farkında bile değildi. Son kez en diplerine ilerleyen parmakları hissetti ve ardından da boşluğa düştü. Deliğinden ayrılan parmaklar kasılan bedeninin az da olsa gevşemesin ve uzun zamandır aralayamadığı gözlerini Jaehyun'a dikmesini sağlamıştı.

No Talk Between Us | JaeMarkTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang