27. Bölüm

3.3K 431 576
                                    

"Kızıl!"

Felix sesin geldiği yöne başını çevirdiğinde karşısında gördüğü bedenle belli belirsiz yüzünü buruştu.

"Jisung..."dedi ortalama bir ses tonuyla. Ona kızıl demesi pek hoşuna gitmemişti. Bunu duymaktan hoşlandığı tek isim Hyunjin'di. Jisung da bunu fark etmiş olacak ki yanına yaklaşırken yüzüne endişeli bir ifade yerleştirdi.

"Seni şaşırtmış olmalıyım. Hyunjin sana Kızıl dediği için bende öyle seslenmek istemiştim"

"Anladım... Ama biliyorsun ismim Felix... İsmimle seslenirsen mutlu olurum."

"Ah sadece Hyunjin'e özel bir durum sanırım, anladım" dedi bir elini Felix'in omuzuna atarken, hafiften gülümsüyordu da.

"E ne yapıyorsun?"dedi soru dolu bakışlarını Felix'e yöneltirken.

Saat 9'du ve ilk dersinin başlamasına henüz yarım saat vardı. Ve o bu süreyi kütüphaneden aldığı kitapları teslim etmek için kullanma planları kurmuştu. Lakin Jisung'un aniden bu kadar samimi davranması kafasını karıştırıyordu.

"Kitapları teslim etmem gerekiyor. Yarım saat sonra da dersim var."

"Hyunjin seninle gelmedi mi?"

"Hayır... Sanırım uykusu ağır bastı. Bugünkü derslerine girmeyecekmiş"dedi omuz silkerek.

"Seni uykuya sattı yani..." Felix, Jisung'un söylediklerine anlam verememiş gibi kısa bir an baktı.

"Neden beni satmış olsun anlamadım?"

"Sonuçta sevgilisiniz değil mi? Seni bırakabilirdi."

Felix hâlâ bu garip konuşmayı neden yaptıklarını bilmiyordu. Üstelik fazla gereksizdi. "Sevgili olmamız her dakika benimle olacağı ya da dersi olmasa bile beni okula bırakacağı anlamına gelmez. Üstelik... "dedi Felix etrafına bakarken "Changbin hyung da burada yok. Sanırım aynı şey değil mi?"

Jisung hafifçe başını sallarken Felix'in böylesine konuşkan olmasını ilginç bulmuştu. Çünkü normalde konuşmak yerine dinlemeyi tercih eden biri gibi görünüyordu. En azından hayatlarına dahil olduğu bu kısa sürede bunu az çok anlamıştı. Ya da kedisiyle çok konuşmuyordu, bilmiyordu.

"Bu akşam biraz takılalım mı ne dersin?"

Felix kaşları havada ciddi olup olmadığını sorgularcasına Jisung'a baktı.

"Hadi ama... Hyunjin kaç yıllık dostum. Onu kendine aşık eden adamı biraz tanımak istiyorum. Gerçi bunu yapmak için biraz geç kaldık ama olsun."

"Bu garip bir sebep oldu... Ama olur, takılabiliriz tabii."

"Hyunjin'e ve Changbin'e ben haber veririm."

"Ben yapabilirdim..."

"Hayır hayır. Haber vereceğim ama onlar bugünlük saf dışı kalacak."

"Bu biraz..." Felix cümlesini tamamlamaktan vazgeçip "Peki, tamam"dedi. Jisung'a çok alıştığı söylenemezdi ama içten içe onu tanımak istiyordu. Belki onun da dediği gibi en büyük etken Hyunjin'di. Sevgilisinin en yakınını tanımak güzel olabilirdi. Ki kişisel olarakta ona karşı bir yakınlık hissediyordu zaten. Sadece Felix bu konularda fazlasıyla çekingen oluyordu.

"Güzel, dersin kaçta bitiyordu?"

"Bugün çarşamba ve oldukça yoğun bir ders programım var. Sanırım 5-6 gibi çıkmış olurum."

"Anlaştık. Beni bekle, birlikte gideriz."

"Ama senin derslerin daha erken bitmiyor mu?"

"Sorun değil seni beklerim."

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now