21. Bölüm

3.9K 473 229
                                    

Felix dakikalardır banyosundaki aynanın önünde durmuş dağınık kızıl saçlarına ve yüzündeki çarpık gülümsemesine bakıyordu. Son 1 haftadır göz altları da koyu halkaları misafir eder olmuştu. Hyunjin dün akşam onu eve bıraktığında sıcak bir duşun ardından güzel bir uyku çekmek istemişti ama gözlerini ne zaman kapatsa, sanki Hyunjin yeniden onu öpüyormuş gibi hissedip midesindeki kelebekler ile yeniden gözlerini açmıştı. Oysa yorgundu ve uykusu vardı. Fakat sol göğsündeki tatlı sızı ve heyecan buna engel olmuş, uyuyamamıştı.

İlk kez böylesine sıcak duygular ile sarmalanıyordu ve ilk kez birisiyle öpüşmüştü. Hyunjin hayatında ne kadar İlk varsa hepsinin sahibi olmuştu bir anda.

Aynadaki yansımasına bakıp aptal aptal sırıtmaya devam ederken kapı zili ısrarla çalmaya başlamıştı. Yüzünü kurulayarak banyodan çıkarken bu seferde kapının tokmağına vurulmaya başlanmıştı. Üstelik saat daha sabahın sekiziydi.

Felix sonunda kapıyı açtığında elbette Hyunjin'i görmeyi beklemiyordu.

"Hyun...Jin..?

"Sabah sabah seni rahatsız etmedim ya?"dedi çekinerek. Az önceki ısrarlı kapı çalmasından eser kalmamış adeta mahçup bir şekilde ona bakıyordu.

"Hayır tabii ki ama seni görmeyi planlamıyordum."

"İstersen gideyim"dedi geriye doğru hareketlenirken ama Felix koluna uzandı.

"Hayır, geç içeri Hyunjin."

İtaatkar bir şekilde sessizce içeri girerken Felix'i baştan aşağı süzüyordu. Siyah şortu, beyaz tişörtü ve dağılmış kızıl saçları ile hem çok masum hem de çok yakışıklı görünüyordu.

"Bu kadar erken gelmenin bir sebebi var mı?" Karşısına dikilmiş cevap beklercesine uzun olana bakıyordu şimdi.

"Henüz benim içinde yeni olan şeyler var" dedi Felix'i kendine doğru çekerken.

"Mesela özlem duymak gibi..." Kollarını Felix'in beline dolayıp sıkıca sarıldı. Tarif edemiyordu ama ona karşı ne kadar duygusu varsa uyandığı dakikadan itibaren -ki tıpkı Felix gibi uyuyamamıştı- dışarı taşmış ve onu Felix'in evine kadar getirmişti. Gerçekten onun için de yeniydi bu hisler. Felix ellerini Hyunjin'in sırtına çıkarıp, sarılmaya karşılık verdi. Kokusu insanı rahatlatıyordu ve gece boyu düzgün bir uyku çekemeyen Felix neredeyse mayışmış gibiydi.

"Geldiğin için teşekkür ederim. Gece boyu hiç uyuyamadım. Ve tüm suç senin. Kalbim ve zihnim tamamen seninle dolu."

Hyunjin Felix'i göğsünden uzaklaştırıp dudaklarını öptü. 

"Buna alışırsam fena olacak..."diye söylendi sıkıntıyla iç çekerken. Felix ise şaşkınca "Neye?"dedi.

"Sabahları seni görmeye, sabahları seni kollarımın arasına almaya ve sabahları seni öpmeye."

"Bu söylediklerin çok utanç verici biliyorsun değil mi?"

"Ama hoşuna gidiyor."

"Eee şey... Evet."

Hyunjin bir öpücük daha koparıp Felix'ten ayrıldı. Yanında getirdiği makinesini çıkarıp Felix'in gözü önünde salladı.

"Birkaç poz alabilir miyim beyefendi?"

"Şu an ne kadar berbat bir haldeyim görmüyor musun? "

"Hadi ama... Hem sen her zaman harika görünüyorsun. Bak saçının sağ tarafı kalkmış bile olsa fazlasıyla çekicisin"dedi kızıl saçlara dokunurken.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now