2. Bölüm

66.2K 3.3K 682
                                    


Odamda kalan son eşyalarımı da çantama koydum. Yakup yarbayın yanına gidecektim. Gerekli belgeleri vermeliydim. Sonrada direkt Mardin'e geçecektim. Tim benden beş ay önce Mardin'e gitmişti.

Hemen üzerime üniformalarımı giyinerek saçlarımı da bağladım ve odamdan çıkarak Yarbay'ın odasına doğru ilerlemeye başladım.

Koridorda gördüğüm tim ile gülümsedim. "Nasılsınız Harun Yüzbaşım?" hepsine bir baş selamı verdim ve tekrar komutana döndüm. Beni oradan alan tim... Pars timi.

"İyiyim Yüzbaşım, siz?" diyerek memnuniyetsizce konuştuğunda yüzümdeki sinir bozucu gülümseme daha da büyüdü, "Mükemmelim, her neyse gitmem gerek. Sizinle oturup, bir 'şerefsiz' olmadığımı uzun uzun konuşmak isterdim fakat görev bu beklemez." diyerek konuşmasına izin vermeden, tekrar selam verdim ve ilerledim.

Yarbay'ın odasına geldiğimde bekledim, üstüme bir bakış atarak  kapıyı tıklattım.

Ya Allah, bismillah.

Komut geldiğinde daha fazla beklemeden hemen girdim ve hazır ola geçip tekmil verdim, "Yüzbaşı Karaca Yavuz/ Trabzon emret komutanım."

Yarbay'ın yüzünde dikkatle bakıldığında ancak anlaşılacak bir tebessüm oluştu, "Otur Karaca." eli ile gösterdiği deri koltuğa bir bakış attım
ve ilerleyerek masanın tam önünde durdum.

Gözlerini kıstığında öylece bekledim. Gider ayak ceza vereceksiniz değil mi? Sağ olun komutanım, tokum.

Boğazımı temizleyerek elimdeki belgeleri uzatım, "Komutanım belgeler. İşimize yarayacak veya yaramayacak bütün belgeler burada." diyerek masaya bıraktım. Sakince eline alarak kısa bir bakış attı ve  masaya tekrar bıraktı.

Ben onları almak için ne badireler atladım. Ne tür şerefsizlerle yan yana geldim.

Derin bir nefes alarak bakışlarını bana çevirdi, "Senin gibi askerlerimiz ile ne kadar gurur duyarsak azdır... Biliyorsun ki, her güzel şeyin bir sonu vardır. Seninle burada ayrılıyoruz ama sanma ki kurtuldun. Ellim her zaman yakanda. Gidebilirsin, Allah'a emanet ol deli askerim."

Ha ben deliysem sen nesun babalık? 

Sakın bir salaklık yapıma Kara, dur yerinde.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ,"Sizde Allah'a emanet olun komutanım." diyerek selam verdim ve çıkarak odama ilerledim. Hazırladığım küçük çantayı yatağa indirerek içinden rahat bir şeyler çıkartarak giyindim. Kata bulunan nöbetçi askere odanın anahtarlarını teslim ederek çıkışa ilerledim. Bahçede çok kimse yoktu, kimse ile vedalaşamazdım da zaten.

Motoruma binerek çalıştırdım ve bir kaç kez gaz vererek çıkışa doğru sürdüm. Keşke zengin olsaydım, uçağa binerdim.

♣️

Cizre ye ulaştığımda yol üstündeki pansiyon görmem ile duraksadım. Kaskı elime alarak pansiyona girdiğimde resepsiyondaki gözlüklü teyzeye doğru ilerledim. Temiz ve tek kişilik bir oda tutarak odaya çıktım ve ayakabılarımı çıkartarak sakince yatağa oturdum.

Yatağı yeni keşfetmiş çocuk gibi bir süre bekledim. Beş ay sonra yumuşak bir yatak da yatmak, ne kadar garip bir duyguymuş.

Müşteriye yatak satmıyorsun Kara kendine gel.

Önemsemeden yüzümü yastığa gömerek gözlerimi kapattım. Saat yediye gelirken gözlerimi hafif araladım, odayı incelemem bitiğinde yastığın altındaki telefonu alarak bildirimlere baktım.

Neden hiç bildirim yok? Garip.

Çantadan çıkardığım yeni kıyafetleri giyinerek saçımı da olduğu kadarı ile topladım ve pansiyondan çıkarak motoruma ilerledim. Hâlâ bebek gibisin. Daha fazla beklemeden yola çıktım. İki saatlik yolculuk sonunda Mardin sınırlarına girmenin sevinci ile daha fazla hız yaptım.

KOD ADI: SİMURGWhere stories live. Discover now