Kol gibi ceza geliyor.

Küçük bir Kafe gördüğümde motoru  park ettim ve kaskımı çıkartarak içeriye girdim. Boş bir masaya oturduğumda yanıma gelen garsona döndüm, "Ne alırdınız efendim?" tebessümle sorduğu soruya tebessüm ettim. Gülümsemek gerçekten bulaştırıcı.

Önüme indirdiği menüye kısa bir bakış attım. "Ben bir kahvaltı tabağı alayım." diyerek arkama yaslandığımda, elindeki küçük deftere bir şeyler not ederek tekrar bana döndü,  "Hemen geliyor." diyerek uzaklaştığında arkasından baktım. Sıkılarak telefonu elime aldığımda time yazmak adına WhatsApp grubumuza girdim.

Gökhan is a pimp

Siz: Bu grubun ismi neden saçma?

Hasan: Elhamdülillah, bizde çok iyiyiz kardeşim sen nasılsın?

Siz: Çok şükür mümin kardeşim, geçinip gidiyoruz çocuklarla. 

Haydar Abi: Ben yaptım, olmamış mı?

Ben: Öz abim, sen yaparsın da olmaz mı? Olmamış diyenin anlından vururuz cengaverlerimle.

Ceyhun Abi: Yok Abim, sen R yapamıyorsun kasma.

Ben: Bizim vitesimizde R yok yeğenim, ilerden döneriz. Ayıktın?

Ceyhun Abi: Sonun benim yanım, akılı ol.

Ben: Dedem doğum yapıyormuş. Sonra konuşuruz.

Ekranı kapatarak masaya koydum ve etrafa bakmaya başladım. Karşı masada oturan üç kişiye gözlerimi kısarak baktım. İki adam bana dönük oturmuşken diğeri tam karşımda oturuyordu. Heybetli bedeni ve sert çehresine bir süre baktım içtiği suyla adem elması oynadığında izlemeye devam ettim.

Adam şimdi yanına gelip 'ne bakıyorsun kardeş' diyerek vursa ne yapacaksın?

Karşılık vereceğim.

Elindeki şişeyi masaya bırakarak kafasını kaldırdığında göz göze gelmiştik. Bu niye bu kadar siyah?  İki metre öteden bile sert bakan siyah gözler ile gözlerimi kısarak baktım. Adam gözüyle dövdü. Önüme indirilenler ile bakışlarımı ondan çekerek kahvaltıma başladım.

Ben olmak aç. Senin ile ilgilenmemek.

Bardağın dibindeki çayı da içerek arkama yaslandığımda siyah gözlünün şaşkınlıkla bana baktığını fark ettim.

Ne bakıyorsun oğlum? Beş ay aç gezdim ben.

Umursamadan oturduğum yerden kalkarak hesabı ödeyerek ayaklandığımda siyah gözlüde ayaklanmıştı. Motoruma binerek kaskı taktığım sıra kapıdan çıkan siyah gözlüye son bir bakış atarak oradan uzaklaştım.

Bir serüven de burada biter.

Nereden biliyorsun?

Ana yola çıktığımda gideceğim yere navigasyon açarak yoluma devam ettim. Işıklara yaklaştığımda korna çalan araçlar ile duraksadım. Beklemeye karar vererek bir süre beklediğimde ilerlemeyen araçlar ile derin bir nefes vererek motoru durdurdum. Ya bundan inmek ne kadar zor biliyor musunuz?

Kaskı sağ elimde tutarak sert adımlar ile ilerlemeye başladığımda ilerideki kalabalıktan gelen seslerle kaşlarımı çatım.

Bensiz olay mı var?

Önlere geçerek etrafa baktım, "Kardeşim bela mısın? Ne istiyorsan vereyim, yeter ki daha fazla uzatma." diyen orta yaşlı, hafif göbekli amcaya baktım.

Çok içten konuştun be amca.

Ellini sallayarak ona doğru bir kaç adım atan genç adam ile kaşlarımı çattım, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?  Ben Hamdi ağa, Devreşi aşiretinin ağası."

"Aşiret ağası olmuşta, adam olamamış." kısık sesimle yanımdaki amca güldüğünde yandan bir bakış atarak ilerledim, "Amca diyor ki 'Masrafını veririm.' anlamıyorsan farklı şekilde yardım edeyim." söylediklerimle bakışlar bana döndüğünde o adamda bana döndü.

"Sen, elinin hamuru ile karışma kadın. Bu bizim aramızda bir olay."

Kaşlarımı çatım. "Kardeşim, senin yüzünden bu güneşte ebem dönene kadar bekleyemem." dediğimde yüzünü buruşturdu.

"Terbiyesiz, sen nasıl konuşuyorsun. Az saygılı ol, kadınlığını bil!" elini sallayarak üzerime geldiğinde kafamı sola doğru yatırarak baktım.

"Kusura bakmayın Sultanım, sizden öğrendim saygıyı." dedim ve kolundan tutarak çevirip büktüm acıyla inleyerek yere çömeldiğinde sırtına doğru sert bir tekme attım. Takım elbiseli bir kaç adam silahlarını bana çevirdiklerin de belimdeki silahı çıkartarak yerdeki adama doğrultum, "Tek bir hareketinizde bu soysuz ağanızı vururum." etraf da ki şaşkın bakışları umursamadan karşımdaki korumalara bakmaya devam ettim.

Arkama bakarak silahlarını indirip önlerini iliklemeleri ile kaşlarımı daha fazla çattım. Ne oluyor lan?

Polis geldi kesin. Babana ne cevap vereceksin onu düşün Kara.

Arakama baktığımda kafedeki siyah gözlü adamı görmem ile duraksadım. Yalnız Kara hayallerini yıkmak istemem ama gözleri siyah değil, kahverengi.

Olsun, benim için siyah gözlü. Hem ne yapıyor burada?

 Arkasında ki silahlı adamlar ile dişlerimi sıktım  Aklı sıra beni mi koruyordu? Bir askeri?

 "Hamdi ağa! Saygı istiyorsan karşındakine saygı göster. Şimdi, çek arabanı aç yolu. Bir daha böyle rezalet bir olay ile karşılaşırsam acımam bilesin!" diyerek sertçe konuştuğunda yutkundum. Sesin neden bu kadar güzel? 

İstersen evleniriz?

Tüm bedenimi ona doğru çevirdiğimde silahımın ucu tam göğsüne gelmişti. Bakışları elimdeki silaha kaydı ardından gülümseyerek eli ile usulca silahımı indirdi.

Bebeğine dokundu Kara! Kendine gel! 

Kaşlarımı çatarak silahımı belime yerleştirdim ve son kez arkamı dönerek yerdekine baktım.

Sinirli bir yüz ifadesi ile bana baktığında gülümsedim ve bir kaç adım atarak yanına eğildim, "Git polise şikayet et beni. Karaca Yavuz dersen tanırlar." diyerek omuzuna sertçe vurdum ve ayaklandım. Yanından geçeceğim siyah gözlü adama bakışlarımı çevirdim, "Eyvallah bilader ama bir daha işime karışma." diyerek motoruma ilerledim.

♠️

Düzenledim birazcık.

Umarım olmuştur.

Her neyse seviliyorsunuz.

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen...

KOD ADI: SİMURGWhere stories live. Discover now