yanımdan ayrılacak olsan da kalbimden asla

837 70 21
                                    

++

Kamp yaptığımız günden sonra Berk eskisi gibi davranıyordu. Ben ise onun yakında öleceği gerçeğini zihnimden atıp hiç birşey olmamış gibi davranamıyordum.

Bana o gece bir açıklama daha yapmıştı.

O aslen kötü biri değildi. Sadece yanında fazla insan biriktirmemek için kötü numarası yapmıştı.

Bana da aynı şekilde yaklaşmıştı fakat bunu becerememişti. Neden ilk karşılaştığımızda benden özür dilediğini şimdi anlıyordum.

Çünkü eğer bana beni sevdiğini söylemeseydi onun peşini bırakır, öldüğünü öğrendiğim zamanda canım fazla yanmazdı.

Ama şimdi canımdan bir parça benden alınacaktı. Ben buna hazır değildim ama Berk kendini hazırlamış gibiydi.

Düşüncelere dalmışken Berk'in kolumu dürtüklemesiyle kendime geldim. "Efendim?" Dedim.

"Birşey söyleyeceğim." Dedi. Şuan onun salonunda oturmuş kahve içiyorduk.

"Ne oldu?" Dedim. Derin bir nefes aldı. Sanki çok zor birşey söyleyecek gibiydi.

"Biz hiç öpüşmedik." Dedi. Söylediği şey idrak etmeye çalışarak suratına bakakaldım.

Benim gerildiğimi anlamış olacak ki sırıttı ve önüne döndü. "Hiç söylemedim farz et." Dedi.

"Bunu sadece gideceğin için yapmak istiyorsun değil mi?" Dedim.

Aniden ağzına elini götürdü ve hıçkırıklara boğuldu. Ağlıyordu.

"Bana söz ver." Dedi. "Gittiğim zaman çok üzülmeyeceksin. Ama beni de unutmanı istemiyorum. Üzgünüm bu çok bencilce bir istek ama-" sözünü kestim.

"Hayır, seni unutmayacağım." Dedim. Sarıldık. Benimde gözüm dolmuştu.

Ertesi gün birlikte çok fazla zaman geçirdik. Tüm gün gezdik ve eğlendik. Bir sürü fotoğraf çekindik.

Akşam eve geldiğimde bastırdığım fotoğraflarımızı odamın duvarına astım.

Telefon duvar kağıdımda zaten o vardı. Her yer de o vardı. Bu beni mutlu ediyordu.

Hergün okulu asıyorduk. Çünkü sayılı günler vardı ve zamanı iyi değerlendirmek, birlikte olmak istiyorduk.

Sonraki gece Berk fenalaştı. Hastaneye kaldırmak zorunda kaldık. Ailesi de yanımdaydı.

Annesi salya sümük ağlıyordu ve ben annesine destek oluyordum.

Doktordan izin alıp Berk'in yanına girdim. Hasta yatağında yatıyordu, bende gidip yatağının köşesine sindim. "Nasılsın?" Dedim.

Hafif tebessüm etti. "Seni gördüğüm için şuan tüm neşem yerinde." Dedi. Bende tebessüm ettim. Ama acı bir tebessümdü bu.

Artık kendimi veda konuşması yapmak zorundaymış gibi hissediyordum.

"Sen benim ilk aşık olduğum kişisin. Kalbimde çok özel bir yerin var ve senin yerine asla kimseyi koymam. Başka birine aşık olsam bile. Beni çok mutlu ettin. Ama merak etme ben geç de olsa geleceğim. Bekle beni." Dedim. Tebessüm etti.

"Seni seviyorum. Seni bekleyeceğim. Umarım uzun ve mutlu bir hayatın olur." Dedi.

Daha sonra ben kendimden beklenilmeyecek bir hamle yaptım.

Berk'in üzerine eğilerek dudaklarına küçük bir buse bahşettim ardından geri çekildim.

Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Kendine gelip elini enseme bastırarak beni aşağı çekti. Bu sefer o bana uzun bir öpücük bahşetmişti.

İkimizinde gözleri doluydu fakat yüzümüz acı bir tebessüm ediyordu.

Ardından içeri hemşire girdi ve artık odadan çıkmam gerektiğini söyledi. Son kez sarılıp ayrıldık.

Ama çok zordu. İnanın ki çok zordu.

Ben hala hastane koridorunda Berk'in taburcu olması için bekliyordum. O sırada Berk'in ailesi içeri girmiş oğulları ile görüşmüşlerdi.

Doktorların tahminine göre Berk'in ölmek için daha bir ayı vardı.

Birden doktorlar Berk'in odasına koştular. Hastane koridorlarında koşarak Berk'in odasına giren hemşireleri izliyordum.

Ne olduğu idrak edememiştim. Doktorlar sedyede uzanan Berk'i yoğun bakıma alıyorlardı.

Hareket eden sedye ile birlikte bende koştum. Arkamdan da Berk'in ailesini geldiğini hissedebiliyordum.

Berk'in elini tuttum ve son olarak eline bir öpücük kondurdum. Ardından yoğun bakıma girmişti.

Berk yoğun bakımdayken bizde dışarı da bekliyorduk.

Yaklaşık beş saat bekledikten sonra Berk'in sabaha karşı ölüm haberi bayılmama neden olmuştu.

günahkâr aşık,, berk + aybike Where stories live. Discover now