içkiye dokunmadım ama neden sarhoşum

1.2K 92 11
                                    

++

Uzun bir süre sarılır pozisyonda kaldıktan sonra ağlaması dinmişti. Elimi saçlarına çıkarıp mis kokulu ve turuncu tellerini tek tek okşadım.

Yüzünü boyun girintimden kaldırıp bana baktı. "Boşversene." Dedi. "Dediklerimi unut."

"Hangi kafayla söylediğimi ben bile bilmiyorum, yardıma filan ihtiyacım yok." Diye devam etti.

Tabi ki inanmamıştım. Eminim ki onun içine oturan bir şey vardı. Onun bir sorunu vardı ve ben bunu çözmesine yardım edecektim.

"Sana inanmıyorum." Dedim. "İster inan ister inanma." Dedi.

"Ne yani, o zaman neden tam on dakikadır başını omzuma yaslayıp ağlıyorsun?" Dedim.

Cevap vermeden gidecekti ki bileğini kavradım. "Sana yardım edeceğim."

Bana döndü. "Sana yardıma ihtiyacım yok dedim. Duymadın mı?" Gülümsedim. "Öyle demen umrumda değil, ne derdin varsa çözeceğim." Dedim.

Gözlerini devirip bıkkınlıkla nefes verdi. Ayrıca gözleri hâlâ kırmızıydı, çok ağlamıştı.

"Ağlamak sana yakışmıyor." Dedim. Bana dik dik bakıp gözlerini ovuşturdu. Sonra bileğindeki elime baktı.

Elimi bileğinden çekip onu izledim yine. O da bana bakınca bakışlarımız kesişti.

"Ne bakıyorsun?" Dedi. "Daha önce hiç görmedin mi beni?" Diye de devamını getirdi.

Boğazımı temizleyip gülümsedim. "Neyse." Dedim. Elini elime kenetledim, bu yaptığıma ben bile şaşırsam bile elini bırakmadım.

Ardından onu okul çıkışına doğru yönlendirdim. Beni durdurmaya elimi bırakmaya çalışsa bile ona bir sülük gibi yapıştım.

Sonunda onunla ilk kez konuştuğum kayalığa gelmiştik. Bir kayaya oturdum. Elini asla bırakmıyordum. Onun da oturmasını bekleyip söze girdim.

"Şimdi bana biraz hayatından bahsetsene." Dedim. Şaşırdı. "Neden?" Dedi.  Gözlerimi devirdim. "Sana yardım etmem için gerekli."

O da gözlerini devirdi. "Bana yardım etmene gerek yok demiştim." Ofladım. "Ben de umrunda değil demiştim."

Güldü. İlk defa benim karşımda gülmüştü. Hatta o sadece alaycı bir şekilde gülerdi. Asla gerçek anlamda güldüğünü görmemiştim.

Ardından aklıma dün ki kız geldi. Ben de gülüyordum fakat gülüşüm yüzümde dondu.

"Ne oldu?" Dedi. Oturmamı dikleştirdim. "Sana bir şey soracağım ama bu çok mu özel olur bilemiyorum." Kafası karışık görünüyordu.

"Sor bakalım." Dedi.

"Ben," dedim. "Dün senin evine gelmiştim." Derin bir nefes aldım. "Ama seni bir kızı öperken gördüm."

Elimi bıraktı ve gözlerini sıkıca yumarak önüne döndü. "Lanet olsun." Dedi fısıltıyla.

Benim duymadığımı sanmıştı. Ama ben duymuştum.

"O düşündüğün gibi değildi." Dedi. Birkaç hafta önce beni sevmekten nefret ettiğini söyleyen çocuk şimdi gelmiş ciddi ciddi bana açıklama yapıyordu.

"Onu kullanmıştım," Dedi. "Unutamadığım biri vardı. Belki başka biri ile denersem," Dedi ve devamını getiremedi. Dili varmadı.

Gözlerim ilgiyle onu inceledi. "Kimdi o?" Dedim. Bana döndü ve gergince gözlerime baktı.

"Sen." Dedi.

Beni unutmak için soluğu başka bir bedende almıştı.

Beni unutmak istemesinin sebebi beni sevmekten nefret etmesiydi, bunu biliyordum. Ama beni sevmekten neden nefret ettiğini bilmiyordum.

"Beni sevmekten neden nefret ediyorsun?"  Dedim. "Söyleyemem." Dedi.

"Anlat bana. Neden?"

"Anlatamam."

"Anlatacaksın!"

"Hayır! Söyleyemem!"

"Anlatmak zorundasın!"

"Hayır!"

"Anla-" Biz kavga ederken aniden sözümü kesti.

"Seni istiyorum ama korkuyorum, çünkü senin gibi temiz değilim ben. Ruhumda ki pislik senin tertemiz ruhunu kirletir. Bu yüzden uzak dur benden." Dedi, ardından  koşarak ve ağlayarak yanımdan ayrıldı.

Donup kalmıştım, ne hareket edebiliyor ne de söylediklerinin etkisinden çıkabiliyordum.

Berk, ben senin pis gördüğün ruhunda kirlenmeye hazırdım.

günahkâr aşık,, berk + aybike Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin