günahkâr aşık,, berk + aybike

kalbimin parçalanmış küçük kırıntıları

++

Az önce bana aşık olduğunu söylemişti ve ben ne yapacağımı bilememiştim. Belki de benimle alay ediyordu bunu bilemezdim.

"Dalga mı geçiyorsun?" Dişlerini göstererek gülümsedi ve kafasını hayır anlamında sağa sola salladı.

"Sadece duygularımı söyledim." Dedi. Ne yapacağımı veya ellerimi nereye koyacağımı bilemiyordum.

Yanıma bağdaş kurup oturdu ve bana döndü. "Özür dilerim." Dedi. Ne? Neden özür diliyordu ki şimdi?

"Ne için?" Diye sordum. Burnundan hava çıkararak güldü. "Bencil davrandım." Ben hâlâ bir şey anlayamıyordum.

"Berk, neden bahsediyorsun?" Gözlerini gözlerime çıkardı. Karanlıkta koyu renkli irisleri titriyordu.

"Biz birlikte olamayız." Şaşırmıştım. İki insan birbirini seviyorsa neden birlikte olamazlardı ki?

"Neden?" Dedim. Aniden surat ifadesi sertleşti. "Sana aşık olmak yerine okulda ki bozuk kalpli kızlara aşık olmayı yeğlerdim."

Gözlerim dolmuştu. Beni aşık olabilecek kadar değerli görmüyordu. Bana aşık olmaktan nefret ediyordu. Ben gözlerinde görmüştüm bunu.

"Ağlama sakın." Dedi sessizce. Gözyaşlarımı elimle dağıttım ve çantamdan telefonumu çıkarıp saate baktım. Yeni bir güne girmek üzereydik.

"Şimdi eve git ve bir daha da karşıma çıkma. Sana aşık olduğumu düşünüp yumuşarım diye peşimden de gelme. Sana aşık olmak lanet bir şey." Dedi

Sana aşık olmak lanet bir şey.

Bu sözleri karşısında tek kelime edemedim. O kesinlikle iğrenç biriydi. Ama ondan nefret edemiyordum. Ne kadar istesem de olmuyordu.

Hızlıca ayağa kalktım ve kızgın yüzüne dahi bakmadan yanından ayrıldım.

O çok bencildi ve sahi bencil davrandım derken ne demek istiyordu ki? Bana aşık olmaktan nefret ediyorsa neden benden özür dilemişti?

O, ipleri karışık bir çocuktu ve ben iplerini çözecektim. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Bana bir daha karşısına çıkmamamı söylemişti.

Eğer gerçekten bana aşık olmaktan nefret ediyorsa onu test edecektim.

Berk Özkaya, senin bana aşık olduğun için mutlu olmanı sağlayacaktım.