tepemde güneş var ama istediğim senin sıcaklığın

1.4K 88 50
                                    

++

"Aybike!" Sesin geldiği yöne başımı çevirdiğimde sınıf arkadaşım Tolga ile karşılaşmıştım.

Şaşırmıştım çünkü genelde Tolga ile konuşmazdık. "Efendim." Dedim.

Yanıma kadar koştu. Koşarken elindeki çantayı omzuna asmaya çalışıyordu.

"Selam, n'aber?" O bana hâl hatır mı soruyordu? "İyiyim, sen?" Diyebildim sadece.

"Ben de iyiyim. Bir şey sormak için durdurdum seni." Dedi. Onu dinlemeye başladım.

"Senin Kimya notların çok iyi, acaba öğle arasında beni biraz çalıştırabilir misin?" Diye sordu.

"Tabi, neden olmasın." Dedim ben de. Aslında onu çalıştırmak istemiyordum çünkü ondan fazla hoşlanmıyordum. Ama bu bir fırsattı. Eğer Berk birlikte zaman geçirdiğimizi görürse ne tepki verecek merak ediyordum.

"O zaman öğle arasında okul kafeteryasında buluşuruz." Dedi, ben de onayladım.

Az sonra öğle arası geldiğinde Kimya için gerekli kitapları ve notları alıp sınıftan çıktım ve kafetarya için yola koyuldum.

Vardığımda Tolga daha gelmemişti. Ama etrafı biraz süzdüğümde Berk'e gözlerim takılmıştı. Fakat o beni farketse bile gözlerimiz bir saniye falan buluşmuştu. Biraz onun suratını ve bedenini inceledim.

Baktıkça daha çok etkilendiğim için gözlerimi ondan çekip Berk'in arka çaprazında olan masaya oturdum ve Tolga'yı beklemeye başladım.

Tolga az sonra gelip yanıma oturdu. Berk arkasını dönüp bize bir göz attı. Tolga ve ben ona bakmasakta bize döndüğünü görmüştüm.

Tolga ile kendimize iki kahve alıp "Nasılsın, iyi misin?" faslını geçtik.

"İstersen ilk önce konunun üstünden geçelim, sonra değerlendirme testlerini çözeriz." Dedim. O da gülümseyerek "Nasıl istersen." Dedi.

Konuyu anlatmaya başlamıştım fakat garip bir şekilde kendimi Tolga ile otururken huzursuz hissediyorum. Ayrıca Tolga'ya her kafamı çevirdiğimde onu bana bakarken yakalıyordum. Bu normal miydi?

Konu anlatımım bitince ona döndüm. "Anladın mı?" Dedim. Gülümsedi ve kafasını eline yasladı. "Bilmem, anlatsana bir daha." Dedi.

"Sen dinlediğine emin misin?" Dedim. Bana yaklaşmaya başladı, ta ki burunlarımız değmesine santim kalana kadar.

"Seni izlemekten dinleyemiyorum." Dedi. Ardından ensemden tutup beni kendine çekti. Ne yapmaya çalıştığını asla anlamıyordum.

Dudaklarıma yaklaştı. Geri çekilemiyordum, asabım bozulmuştu. Zangır zangır titriyordum ve vücudum kaskatı kesilmişti.

Nefesini hissederken korkuyla gözlerimi kapattım açtığımde ise Tolga'yı yerde ağzı kanlar içinde bulmayı beklemiyordum.

Korkuyla ayağa kalktım ve etrafa baktım.

Berkti.

Tolga'ya yumruk atmıştı ve gözleri sinirle beni süzüyordu. Etraftaki öğrenciler Tolga'ya yardım etmeye çalışırken Berk yanıma gelip bileğimden kavradı ve beni kızlar tuvaletine soktu.

Şaşkınlıktan hâlâ bir şey söyleyemiyordum. Birlikte bir kabine girdiğimizde kapıyı örtüp kilitledi.

Beni duvara yasladı ve elini yanımda ki duvara yasladı. "Aptalsın." Dedi. "Beni böyle yola getiremezsin." O her zamanki gibiydi. Aptallıktan eser yoktu.

"Seni yola getirmeye çalıştığım filan yoktu." Dedim zorlukla. Alayla güldü.

"Ya," Dedi dalga geçerek. "sen beni aptal mı sandın?" Dedi. Yutkundum.

Onun yüzüne bile bakamıyordum. O kadar utanıyordum ki bulunduğumuz durumdan. Sadece göğsünü izliyordum o da yukardan bana bakıyordu.

"Bir daha asla böyle bir şey yapma, seni korumak istemekten nefret ediyorum. Seni sevmekten nefret ediyorum. Lanet olsun," Dedi ve soluklandı. "Senden nefret etmek istiyorum." Dedi.

Bu dediği şeyler cidden çok ağırdı. Yine gözlerim dolmuştu ve gözyaşlarım benden izinsiz yanaklarımdan süzüldü.

Ardından kapının kilidini açıp dışarı çıktı. Bense saatler boyunca orada kalıp sessizce ağladım. O benim sevgimi haketmiyordu.

günahkâr aşık,, berk + aybike Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin