"7+4 Olmanın Huzuru"

57 7 20
                                    

Dünyanın en güzel yerine de gitsek sanırım eve döndüğümüzde hissettiğimiz o huzuru, sıcaklığı hiçbir zaman hissedemeyiz. Aylar sonra kendi odana girmek, kendi bardağından bir şeyler içmek tüm her şeyi unutmama yetmişti.

"Moira! Gelsene içeri."

Kapının odası şak diye açılınca tabii ki gelenin Dilara olduğunu anlamak zor olmamıştı. Camdan gözlerimi çekip tüm vücudumla ona döndüğümde birbirimize gülümsedik.

"Bangtan hâlâ burada. Gitmediler. Odanla daha sonra hasret giderirsin. Hadi içeri gel şimdi."

Yanıma gelip elimden sıkıca tutup beni sürükleyerek salona götürdü. Camın önündeki yemek masasına oturmuşlar, kahkahalarla bir şeyler konuşuyorlardı ve ben odamda dinlenirken onların birlikte hazırlamış oldukları yemekleri yiyorlardı. Damla benim geldiğimi görünce Seokjin'i işaret parmağıyla göstererek;

"Bak, bence bu esprileri özlemişsindir Moira." dedi kahkahalarının arasından.

Jungkook bana bakıp burnundan soluyorken nasıl gülebilirdim merak ediyordum. Asıl küsmesi gereken bendim, o masada yalnız kalan ve daha sonra bir daha Jungkookla hiç konuşamayan kişi bendim ama trip atan kendisiydi.

"Moira artık ciddi bir insan." dedi bana bakarken Jungkook. "Baksana yanımıza bile zorla geliyor."

"Abartsaydın biraz daha." dedim yanındaki sandalyeye otururken. "Bavulumu boşalttım ve biraz dinlendim sadece."

"Biz gidince de yapabilirdin."

"Of.."

"Ya bi' susun!" Hoseok bağırınca ikimiz de kafamızı kaldırıp ona baktık.

"Ya biliyor musunuz? Bazen ikinizin kafasını birbirine vurasım geliyor." dedi Deniz. Bir yandan da elleriyle kafasındaki o sahneyi bize göstermeye çalışıyordu. Hiçbirini umursamayarak omuzlarımı silktim ve hazırladıkları yemekleri tatmaya başladım.

Jungkook ve benim konum nihayet bitmişti ve başka şeyler konuşmaya başlamışlardı. Jungkook tabağındakileri hızlı hızlı mideye indirirken dudağının kenarında kalan pirinç tanesini yok sayarak bana baktı ve "yeniden" konuşmaya başladı.

"Bana kamera şakası falan yapmıyorsunuz değil mi?"

"Aa... Nereden anladın ya?! Hatta birazdan kapıdan Hyun Won da girecek biliyor muydun bunu da?"

"Ha ha ha.."

"Sen ilk önce düzgün yemek yemeyi öğren." Hemen masada, elimin altında duran peçeteyi alıp ona uzatarak dudağını gösterdim. Hiçbir şey demeden birbirimize bakarken kapı çaldı. İkimizin de gözleri kocaman açılırken az önce şakamın gerçek olup olmayacağı ihtimalini beynimden hızlıca geçirdim.

"Yok artık.." diye mırıldandı Jungkook peçeteyi elimden alırken.

Deniz, Yoongi ve kendisi için getirdiği kahveyi masaya bıraktıktan sonra;

"Ben bakarım!" diye bağırdı ve kapıya doğru ilerledi. Hepimiz kimin geldiğini görmek için dikkatle kapıya bakıyorduk.

Kapının açılmasıyla birlikte Min Ki kendi sırt çantasını ve içinde Sürprizin de bulunduğu çantayı içeri koyup -büyük ihtimalle içinde kedi olmasaydı fırlatacaktı- atıp koşturarak yanıma geldi ve bana kocaman sarıldı.

"Hoşgeldin Moira! Geleceğini biliyordum! Beni bırakamazdın zaten!"

"Seni mi?!" dedi Damla alaycı bir ses tonuyla. Bir yandan Sürpriz'i çantadan çıkarmaya çalışıyordu. ''Bizi ne ara unuttun Min Ki?'' diye de ekledi.

Senin Sayende 2 // BTS ✅tamamlandı✅Where stories live. Discover now