"Gerçekten düşünceli birisi." Soobin derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi "Uzun zamandır ilk defa doğum günümü kutluyorum." Ardından bardağını havaya kaldırdı "Güzel bir hismiş sanırım. Sana da teşekkürler tekrardan, benim gibi birisi için böyle uğraşmak zorunda değildin."

"Senin gibi birisi?" Sesim itiraz eder gibi çıksa da haklı olduğunu biliyordum muhtemelen Taehyun'la alakalı olmasa yüzüne bakacağım bir durumda değildi "Kendini küçümsemeye çalışma."

İkimizden de daha fazla ses çıkmazken bir dakika ya geçti ya geçmedi elinde iki katlı bir pastayla Taehyun mutfak kapısından çıktı pastaya zarar gelmemesi için yavaş yavaş yürümeye başladığında bakışlarım onu takip ediyordu. Gerçi bir şey olsa da sıkıntı olacağını sanmıyordum insanlara yetmesi için aynı pastadan muhtemelen on tanesi daha mutfakta yerini almıştı.

"Yaşın kadar mum koyup pastayı delik deşik etmek istemedim." Taehyun gülerek üzerinde üç mum olan pastayı kaldırdığında salondan çıt çıkmıyordu. Taehyun'un liseden çağırdığı beş altı kişiden gelen iyi ki doğdun tezahüratları dışında hiçbir ses yoktu. Soobin anında üflemeye yeltenince Taehyun pastayı hızla kendine doğru çekti "Dilek tutmadan üfleyemezsin."

Soobin başını aşağı yukarı sallayıp gözlerini kapattı. Soobin'in gözlerini kapatmasıyla eş zamanlı olarak odada bir ses duyuldu. Anahtar sesinden sonra kapı açılmış ve içeri bu sefer şu anda en çok olmasını istemediğim ikili girmişti. Annem ve yanındaki Yeonjun pek de sakin olmayan bir şekilde tartışırken Wooyoung onları dizginlemeye çalışıyordu.

Salondaki herkesin bakışları aynı benimki gibi onların üzerine döndüğünde önce Wooyoung'un mahcup bakışlarını ardından da Yeonjun'un kızarık gözlerini görmüştüm. Daha sonra her şey çok hızlı gerçekleşmiş Yeonjun neredeyse koşar adımlarla yanımıza gelmiş Taehyun'un elindeki pastayı tuttuğu gibi yere firlatmıştı. Kalabalıktan bir şaşırma nidası gelirken olduğum yerde sadece bekledim. Alışmıştım, ne yazık ki bu aile dramaları artık beni şaşırtmıyordu.

"Sen!" dedi işaret parmağını Taehyun'a sallarken, gözü dönmüş gibiydi ellerini nereye koyacağını nereye bakacağını bile düşünemiyor gibi duruyordu "Sen ne kadar iğrenç birisin!"

"Her baktığımda burada olduğun yetmiyor gibi şimdi de gerçekten onu mu getirdin buraya?! Evime hem de. Benim evime!" Taehyun'a adım adım daha da yaklaşırken Wooyoung insanları dışarı çıkarmaya çalışıyordu ama meraklı insan topluluğuna bakarsak bu pek mümkün değil gibi duruyordu "Soobin'i aldın, kardeşimi aldın. Benden daha ne istiyorsun, daha neyi kanıtlamak istiyorsun?!"

Bu sefer Taehyun sessizliğini bozmuş o da bakışlarını Yeonjun'a dikmişti "Ne Soobin'i alması neyden bahsediyorsun sen?!"

"Öyle değil mi?" dedi Yeonjun gülerek "Sevgilimle arama sen girmedin mi? Şimdi neden hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyorsun?!"

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum bile!" Duyduklarımla kaşlarım çatılmıştı, Taehyun'u o kadar tanımıyordum ki bu konu hakkında bir fikrim yoktu bakışlarım anında gergin bir şekilde olayı uzaktan izleyen Soobin'e döndü "B-Benim gayet mutlu bir ilişkim vardı ve s-."

tag,you're it  | taegyuWhere stories live. Discover now