🌌🌌🌌-5-

17 5 10
                                    

Kız penceresinden gökyüzüne bakarak onu düşündü. Hep aklında olan yüzü unutmuyordu. Zaten unutamazdı ki. Bi insan sevdiği bir şeyi ancak başka şeylerin zoruyla unutabilirdi.

Onu en son dün görmüştü, her zamanki gibi köpeğiyle parktaydı. Onu izliyordu. Tâ ki yanlarına 2 erkek ve uzun siyah saçlı bir kız gelene kadar. Kız düşünüyordu. Genelde yaşadığı yerdeki insanları çok iyi bilirdi ama bu yabancıları ilk kez görüyordu. Garipsedi, onları izlemeye devam etti.
Köpek sadece erkeklerden birisiyle oynuyordu. Diğer ikisi yanına yaklaşınca sahibinin arkasına koşuyordu.

Kız mutlu olmuştu. Hatta gülüyordu. Kıskanç değildi ama oradaki kızında büyük bir risk olduğunu biliyordu. Malum o kız, sevdiği çocuğu yani Barlas'a yürüyebilir hatta daha farklı şeyler yapabilirdi...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Yağ satarım, bal satarım,
Ustam ölmüş ben satarım.
Ustamın kürkü sarıdır,
Satsam 15 liradır.
Zambak,zumbak dön arkana iyi bak
Zambak zu..."

Barlas mendili 5 tur döndükten sonra istediği yere bırakıp koşmaya devam etti. Herkes arkasına dönüp gözleriyle merakla mendili aradı. Herkes çok keyif alıyordu. Kumral saçları omuzlarına gelen küçük kızda arkasına baktı ve beyaz mendili gördü. Hemen alıp koşmaya başladı kimin mendili bıraktığını bilmeden. Tam yakalayacağı sırada, onun Barlas olduğunu gördü. Umudu Bora'yı görmekti. Ancak oyunun verdiği keyiften sadece onu yakalayıp oturmak istedi. Ve yakaladı. Barlas sınıfındaki çocuklara göre biraz tombuldu, o yüzden hep dışlanırdı. Bu oyunda da olduğu gibi öğretmeni, onu her oyuna dahil ediyordu. (Ne incelik ama..)

Sonunda Barlas yakalandı ve tekrar koşmaya başladı. Hoşlandığı kızın yanında ilk defa bu kadar kısa mesafedeydi. Bu onu o kadar çok mutlu etmiştiki sonra ki oyunda mendili bıraktığı kişiyi koşturup çocuğun oturduğu yeri hızlıca kapmıştı. Anlaşılan oydu ki bu oyunlar çok uzun sürecekti...

kiraz çiçeğiWhere stories live. Discover now