"Siz..." gözlerimi elimden geldiğince yaşartıp:

"Baba." Diye seslendim.

"K-kızım." Haluk yerinden kalkıp bize doğru geldi. Duygu karmaşası yaşıyordu. Yüzünün ifadesinden bunu anlıyordum. Şüpheciydi. Olması gereken de buydu.
Ben ona sarılmaya yeltenince bir anda etraf koruma kaynadı.

Güzel.

"Baba ne oluyor?" Ağzımdan çıkan cümleden iğrenirken Haluk korumaları geri çekti.

"O zeki bir kız. Böyle şeylere yeltenecek değil." Yanıma gelip bana sıkıca sarılırken bende sarıldım. İlk ve son sarılma olacaktı. Sadece beklememiz gerekti.

"Ben her şey için özür dilerim baba. Ben isteyerek onların tarafına geçmedim. Acar tehdit etti. Annemi öldürmekle."

"Baba izin verirsen Tutku biraz dinlensin." Koray yalanıma ayak uydurmaya çalışıyordu. İyi de etmiyor değildi.

"Tamam. Beyza bir oda ayarla hemen."

"Nasıl kurtuldun oradan? O şerefsiz herif asla seni bırakmaz çünkü."

"Beni oğluna emanet etti. Alpay denen adama. O sırada abim devreye girdi." Hala şüpheciydi. Bir süre bize güvenmeyecekti. Bunu biliyordum.

"Anladım kızım. Her şeyi sonra konuşalım. İyi görünmüyorsun." Beyza denen kız bana odayı göstermeye başladı. Şu süreçte Koray'a güvenmekten başka çarem yoktu.

Sabahın erken ve sessiz saatlerinde uyandım. Bu evin içerisinde durmak ne kadar mantıklıydı bilmiyorum. Fakat bu beni rahatsız etmeye başlamıştı. Haluk'un bana zarar vermeyeceğini biliyordum. Fakat bundan bu kadar emin değildim. En ufak bir hata ölmeme de neden olabilirdi. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Merdivenden inerken Haluk'u gördüm. Birileriyle telefonda konuşuyordu.

"Baba?" Haluk beni duyunca telefonu kapatıp yanıma geldi.

"Daha iyisin değil mi?" Daha kaç kez duyacaktım bu cümleyi? İyi misin? Bir şeyin var mı? Tiksiniyorum.

"İyiyim baba. Dün bir anda karşına çıkmam seni rahatsız etmiştir. Biliyorum."

"Hayır. Sakın öyle düşünme. İyi ki geldin. Önemli olan bu. Eğer gelmeseydin belki de Acar seni öldürecekti" Dediğinde kafamla onayladım.

"Eğer müsaitsen seninle konuşmam gerek baba."

"Şimdi işe gitmem gerek kızım. Geldiğimde her şeyi konuşuruz. Bir ihtiyacın olursa Beyza'ya söyle. Her şeyini hazırlar."

"Peki baba." Yanımdan hızlıca ayrılırken Beyza'nn yanına gittim. Mutfakta bir şeyler yapıyordu. Omzuna dokununca ufaktan bir irkildi.

"Bir şeye mi ihtiyacınız var Tutku Hanım?"

"Senin kim olduğunu biliyorum Beyza. O yüzden rol yapmayı bırak." Dediğimde elindeki bıçağı bırakıp karşıma geçti.

"İkinizin burada ne işi var? Koray böyle bir şeyden bahsetmedi." Beni az da olsa tanıyor gibiydi. Bu iyiye mi işaretti ondan emin değildim.

"Bunları sonra konuşuruz. Bu evde bir süredir varsın. Evin içerisinde kamera türü bir şeyler var mı?"

"Yok. Haluk zaten malikaneye çok uğramıyor. Fakat ikiniz geldiniz diye her an koyabilir." Dediğinde düşünmeye başladım. Haluk benim neyi ne kadar bildiğimi bilmiyordu. Fakat Koray'dan emin değildim. Her an her şey olabilirdi.

"Haluk'un şirketine nasıl girebilirim?" 

"Giremezsin. Ne sen ne de Koray. Haluk'u fazla hafife alıyorsunuz." Haklıydı. Fazla hafife alıyordum. Evin içine bu kadar rahat girmem bile şüpheciydi. Bir müddet güvenini kazanana kadar susmam gerekiyordu.

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now