a few last words

373 28 21
                                    

"merhaba harry." dedi mezar taşını en güzel çiçeklerle süslerken. sonrasında yavaşça çömeldi yanına. "bugün tam 2 hafta oldu. sen gideli tam 2 hafta geçti." gözünden yaşların yanaklarına süzülmesine engel olamadı.

"ses kayıtlarında ne kadar öyle olmadığını söylemiş olsan da hepsi benim suçum. evet, dinledim. her birini. baştan sona sayamayacağım kadar çok kez dinledim. sesini her özlediğimde açıp tekrar tekrar dinledim. ve hayır, fikrim değişmedi. hepsi benim suçum. olmuş ve olacak her şey benin suçum." diye mırıldanırken kendisini mezar taşına alnını dayamış ağlarken buldu.

14 gündür ne yemek yiyebilmiş ne de doğru düzgün uyuyabilmişti. "çok istedim yanına gelmeyi, yine birlikte olmayı, gözlerine bir kez daha bakabilmeyi. denedim de. yapamadım ama." sinir bozukluğuyla ufak bir sırıtma yerleşti yüzüne. "sanırım senin kadar güçlü değilmişim." titrek bir nefes verdi. "ama söz veriyorum bunu telafi edeceğim. nasıl veya ne zaman bilmiyorum ama sana söz veriyorum telafi edeceğim. tanrı beni yanına kabul edene kadar kalmış olan tüm gücümü bunun için kullanacağım. ben doğum günümü yalnız geçirdim, senin seninkini geçirmene izin vermeyeceğim sevgilim."

love in pieces  / a drarry shot /Where stories live. Discover now