*sen de benim gibi deli misin?

90 8 53
                                    

Gosoline - Halsey

*************

Impala sertçe Lip'in evinin önünde durdu, Fiona saat gecenin bir yarısı olduğuyla ilgilenmiyor gibiydi. Hızlıca arabadan inip kapıyı serçe kapattı. Öyle bir an yaşıyorlardı ki, Dean bebeği impala'nın sert kapatılan kapısını bile düşünmeden aynı hızla Fiona'nın peşinden gitti. Fiona telaşla bütün gücüyle kapıya vurmaya başladı. İçerden Fred'in ağlama sesleri geldiğinde ayak seslerinin de yaklaşıyor olduğunu hissetti, sonra kapı açıldı ve Lip'in dağılmış saçları ve uykulu gözleri ile karşılaştı. "Fiona?" dedi Lip gözlerini kırpıştırıp ablasına bakarken. Sonra bakışlarını yanındaki adama çevirdi. "FBI Dean? Neler oluyor?"
Fiona cevap vermeden Dean'i de alarak içeri girdi. Göğsü inip kalkarken ellerini şakaklarına götürüp ovdu.

"Lip, bak." dedi yüzü kötü bir şey görmüşcesine beyaz olan kadın Tami de bulundukları salona girerken, kucağındaki oğlu ile epey bir huzursuz gözüküyorlardı. Kısık sesle konuşmaya çalıştı. "Oh özür dilerim, özür dilerim ama konu acil."

"Hiçbir şey anlamıyorum Fi."
Fiona olduğu yerde yürürken Lip'i de endişelendirmişti.

"Lip hemen diğerlerini de çağırıp konuşmamız lazım. Çok acil, her şeyi açıklayacağım."

Lip bütün herkesi tek tek aradı. Aradan geçen yirmi dakikada Gallagher'lar zor da olsa Lip'lerin evinde gelebilmiş, çok geçmeden Castiel ve Sam'de onlara katılmıştı. Herkes masaya oturmuş öylece Fiona ve Dean'e bakıyordu. Zihinlerinde Fiona'nın ajanlarla ne işi olduğunu düşünüyor ve bu kadar önemli olan şeyi merak ediyorlardı.
Tami Fred'i tekrar uyutmayı zar zor başarmıştı, o yüzden hepsi sessiz olmaya özen gösterdi.

"Ee Fiona." dedi Debbie oturduğu sandalyede iyice geriye yaslamış Franny'i  kucağına yatırırken. "Anlatacak mısın artık?"

"Evet." dedi Fiona ne diyeceğini bilemeyecek. "Şey biz-"

"Yine mi evlendin?" Carl'ın bıkmış sesi biraz fazla çıkınca Tami ona lütfen sesiz ol bakışlarından birini gönderdi.

"Ne, hayır. Tamam. Frank'in en sevdiği eşyası ne olabilir, aklınıza bir şey geliyor mu?"

"Ne Frank'i be?" dedi Ian. Fiona, deminden beri merakla ona bakan baygın gözlerin anlamsızca açıldığını görmesiyle konuya yanlış yerden girdiğini fark etmesi bir oldu.

Dean'e döndüğünde onun da kendisine umutsuz bir vakaymış gibi baktığını fark etti. "Tamam. Birazdan size anlatacağım şeylere büyük ihtimalle inanmayacaksınız ama..." kendini toparlamaya çalıştı. "Frank'in hayaleti hala o evin içinde.
Dean ile Frank'in kemikleri yaktık ama hala orada kaldı. Dean, ruhunun bir şeye bağlı kaldığını düşünüyor." Odada kısık bir  kahkaha yankılanırken Fiona komik bir şey mi dediğini sorguladı.
Masanın en ucunda Ian'ın yanında oturan Mickey kahhasını gizleyemeden Ian'a döndü. "Adamım, ablan gerçekten buradan uzak kaldığı zamanlarda delirmiş." Lip ona kınayan  bakışlar atıp Fiona'ya döndü. "Fi, iyi misin? Bir şey mi kullanıyorsun?" Lip tek tek Dean, Sam ve Castiel'e baktı. Yüzlerinde diğer tüm Gallagher ailesine nazaran şaşırma ya da bir alay yoktu. Sam konuşma ihtiyacı duydu. "Buna inanmanın zor olduğunu biliyorum, hatta şu an bize deli gözü ile baktığınızı da ama gerçek bu. Hayaletler var ve ben, Dean, Cas bunları avlıyoruz. FBI'dan değiliz." Lip'in kaşları çatıldı. "Tanrı aşkına, saat sabah oluyor neredeyse kim olduğunu bile bilmediğim insanlar ve delirmiş gibi davranan ablam buraya gelmiş hayaletler var diyor! Buna nasıl inanmamızı bekliyorsunuz!" sesi kısık bile olsa öfkeliydi. Fiona'nın elleri yeniden titriyordu. "Lip, biliyorum, bu çok saçma ama bana inanmak zorundasın! Bana inanmıyorsan Dean'ın boynundaki morluklara bak! Sabah gördüğünde bu yoktu. Frank yaptı!" Carl hala yarı uyku sersemi olarak Dean'a bakıp yamukça güldü. "Ben senin yaptığını sanmıştım."
"Carl!" aynı anda yükselen sesler karşısında Carl'in yüzü düştü, göz devirdi yalnızca ona gülerek bakan Mickey'i görünce yeniden sırıttı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 14, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Güney Yakası'ndaki HayaletWhere stories live. Discover now