bölüm 14

1.4K 183 230
                                    

İyi okumalar...

🕸🕸🕸

-Lalisa-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-Lalisa-

Hayat fazlasıyla zorlu ve stresli geçmişti ve geçiyordu da. Duyduğum o kelimenin her bir harfi bir bir kulaklarımdan girerek tüm vücuduma işlemişti. Hüznü parmaklarımdan saç diplerime kadar hissetmiştim. Sesindeki tını beni adeta deli etmek istiyordu. Beni istemediğini bağırıyordu sesi sanki.

O kelimeyi sarf ettiği günün ardından 1, bilemedin 2 hafta geçmişti. Bu süre zarfı boyunca beni ilk iki gün aramıştı fakat ben açmamıştım. Onun dışındada bir daha aramamıştı. Açmamıştım ve bitmiş miydi yani ilişkimiz?

O kelimeyi evden sinirle çıkıp gitmiş olmama rağmen peşimden bile gelmemişti. Ağladım o kadar yine de bir tek kelime etmedi.

Okul çıkışı arabamı almadığımdan yürüyerek eve gidecektim. Yanıma yaklaşıp konuşmak isteyen kimseyle iletişime geçmeden hızla yürümeye başladım. Her geçtiğim sokakta duvarlara asılmış iş ilanları ve afişlere bakınıyordum.

Bazı sokaklara asılmış iş ilanı afişlerini kontrol ederken bir yazı dikkatimi çekti.

'JJK Şirketin sahibi Jeon Jungkook için asistan başvuruları ve gerekli bilgilendirme için bize ulaşın...'

Aniden gözlerimin büyümesiyle afişi yerinden kopararak hızla şirkete doğru yürümeye başladım. Bir yandan elimdekini inceliyor bir yandan da sinirli soluklar alıp veriyordum. Beni aramayı düşünmüyor ama asistan arayabiliyordu öyle mi?

O mankenlere taş çıkaracak vücuda ve yüz hatlarına sahip biriydi ve bir sürü model gibi olan kızlar işe başvurmaya başlamış olmalılardı. Buna hiçbir şekilde izin veremezdim. Tamam o benimle gelecek planı kurmamış olabilrdi fakat kurabileceği gerçeğini de unutmamak lazımdı. Yani en azından bu kadar kolay pes etmemeliydim.

Şirkete vardığımda hızla hiçbir yerle ilgilenmeden sekreterin yanına varmıştım.

"Ben Jeon Jungkook Bey'le görüşmek istiyorum!"

"Asistan ilanı için mi geldiniz?" Kafamı hayır anlamında sallamama fırsat bile vermeden gözlerini devirerek elime bir kağıt tutuşturmuştu. "Bunu doldurun. Eğer uygun adaysanız zaten seçilirsiniz."diye de eklemişti.

Gözlerimi abartıyla devirerek elime vermiş olduğu kağıdı öylece baktım. Ne yani bugün onun yanına anca bu şekilde mi girebilecektim? O zaman denemeye değerdi.

Hızla önümdeki saçma asistanlık kağıdını doldurmaya başladım. Kendi adımı yazmak istemedim. Birazcık daha oyundan zarar gelmezdi fe. Ad kısmına Pranpriya olarak yazmıştım. Soyadı kısmına da Jeon. Çünkü ben gerçekten bi gelecek düşlüyordum.

trouvaille | texting Where stories live. Discover now