one

6.1K 212 50
                                    

Sabah uyandım her zamanki gibi lanet okuluma gidiyordum nefret ediyordum okulumdan bana hep ezik diyorlardı neden dediklerine dair hiç fikrim yoktu.Her gün aynı hakaretlere maruz kalıyordum istemiyordum okula gitmek ama babama söz vermiştim o ölmeden önce doktor olucaktım. Onun gibi hastaları iyileştiricektim.

Bundan 5 yıl önce yani ben 13 yaşındayken babam lenf kanserine yakalandı paramız yoktu annem elinden geldiğince çalışıyordu eline geçen para ile babamın hastane masraflarını karşılıyordu.Babamın iyileşmesi için Tanrıya her gün dua ediyordum ama nafileydi durumu gittikçe kötüye gidiyordu.Bir gün doktor babamın iyiye gittiği hakkında bilgi vermişti. Sevinçten havalara uçmuştum ama o gün babam ölmüştü. O günden bir kaç gün önce konuşmuştum onunla

"Oğlumun büyüp iyi bir doktor olduğunu görmek istiyorum. Hem göremesem bile benim gibi hastaları iyileştir olur mu?"
Gözünden bir kaç damla yaş süzüldü babamın. Ağlamaya başladım ellerini tuttum.

"Söz veriyorum baba doktor olucam ve hasta , yaralı ,yardıma ihtiyacı olan insanları iyileştiricem"
Demiştim ve boğazına sarıldım annemin ağladığını görmüştüm üçümüz birlikte sarılarak ağlamıştık o gün.

Babamın fotoğrafına sarılarak uyumuştum öldüğü gece içimde boşluk oluşmuştu o boşluğu kimse dolduramıcaktı.

2 yıl sonra Busan'dan Seul'e taşınmıştık babama miras kalmıştı açıkçası babam dedemin tek oğluydu ve dedem bayağı zengin biriydi dedemin ölmesi ile miras otomatik olarak babama kalmıştı babam da öldüğü için bana kalmıştı.

Saray gibi eve giriş yapmıştık annem ile ,annemle pek anlaşamazdık ama annem başarılı bir iş kadınıydı ve bana kalan şirketin başına o geçicekti.

Kapıyı orta yaşlarda bir kadın açmıştı. Üstünde beyaz bir gömlek altında siyah dizlerinden biraz daha altta olan eteği, ensesinden topuz olarak yaptığı saçları ile aşırı ciddi ve disiplini olduğu belliydi

"Hoşgeldiniz efendim buyrun yorulmuşsunuzdur odanızı gösteriyim"
Başımla onaylayıp annem ile odalarımıza yerleşmiştik

Bu hayatta gireli 3 yıl oldu halen daha alışmış değildim yeni okul yeni arkadaşlar ama Jimin ve jin dışında hiç arkadaşım yoktu. Hepsi bana ezik derdi ve arkadaş olmazdı. Hepsinden nefret ediyordum yok yere ezik durumuna düşüyordum kaç kere dayak yediğimi bile hatırlamıyordum her günüm zehir gibiydi.

Bu zehir günlerden birine daha başlıyordum duş almak için odamda olan banyoya gittim. Duşta her zaman çilekli şampuanımı ve duş jelimi kullanırdım çilekli olan her şeye bayılırdım ve cildimde bıraktığı kokuyu çok seviyorum çilek gibi kokmak çok güzel

Duştan çıktım ve okula hazırlanma gerekiyordu. İsteksiz şekilde okula giderken giydiğim klasik beyaz gömlek ,siyah bol kumaş pantolon ve siyah bol hırkamı giymiştim saçımı yıkadığım için kıvırcık olmuştu saçımın bu hâlini kimse görmemişti görse bile dalga geçecekleri için düzleştirdim ardından çilekli lip blamı sürmüştüm ve hafif böğürtlen kokan parfümümü sıkmıştım.

Hızlıca merdivenlerden alt katta inip kahvaltı sofrasından bir tane sandviç aldım.

"Jungkook kahvaltı yapsana bir sandviç ile doymazsın"

"Pek aç değilim Hwasa noona "

Diye bağırarak hızla evden çıktım. Hızla okul otobüsünün geleceği yerde beklemeye başladım aslında şoförümüz vardı ama ben okul otobüsü ile gitmek istiyorudum her zaman. Dakikalar sonra Okul otobüsüne bindim ve arkada didişen sevgili arkadaşlarımın yanına gittim gülümseyerek

"Günaydın Jimin ve Jin "

" Sana da günaydın bebeğim şu gerizekalı Jimin bir rahat durmadı sabahtan beri"

" Bana diyene bak sen rahat durmuyorsun. Sana da günaydın Jungoo"

Gülümsedim.
Kulaklığımı kulağıma takıp gözlerimi kapadım.


Evet bu 2. Ficim
Diyorum taslakları hepsini mi atsam
Büyük ihtimalle öyle yapıcamm

Sizi seviyorummm

I'm not a loser ~Taekook~Where stories live. Discover now