16.Bölüm

35 29 0
                                    

16.Bölüm

Mertten:

Bunu neden yapmak istemiş olduklarını henüz anlayabilmiş değilim. Olay yerine geldiğimizde yalnızca Kanın üyeleri vardı. Suzan'ın yanına gittim "diğer üyelere haber verdiniz mi?" "evet onlarda birazdan burada olacak. Canan hakkında ne biliyorsun?" "bizde görevler kimseyle paylaşılmaz bu yüzden görevi hakkında herhangi bir fikrim yok lakin Aslının evine bakarım. Görevini bitirdiği konusunda ama herkes hemfikirdir. Çünkü en son benim görevim kalmıştı." "Mert sen hemen eve git o zaman ve biraz araştırma yap. Bizde biraz daha delil toplamaya çalışıp Oda üyeleriyle mahzene dönelim. Belki de bu tehlike yalnızca Canan içindi. Bu yüzden her şeyi derin incelemeliyiz." Suzan'la birlikte Cananın yanına gittik.

Bir ormanda bulunmuştu cesedi. "herhangi bir iz var mı Can?" "hayır, hiçbir şey yok. Bir tek çizik bile yok." "tama haberleşiriz." İlyada yanıma geldi arabaya doğru geçerken "seninle gelmemi ister misin?" "sevgilim sen diğer üyelerle ilgilensen çok daha iyi olur. Zaten uzun sürmeyecek işim. Aslının bir iz veya delil bırakma olanağı olduğunu zannetmiyorum. Benimkisi bir umut sadece." "tamam, bir şey olursa hemen ara ve kendine dikkat et." "tamam." Arabaya geçtim lakin henüz kendimde değildim. Çünkü aklımda korkunç sorular vardı. Bir yandan ise kendimi suçluyordum. Onları yalnız bırakmamam gerekiyordu ne kadar problemim olursa olsun.

Derinle konuşmam gerekiyordu. O mahzende kalmış olsa gerek ki olay yerinde yoktu. Derini aramaya başladığımda anında telefonu açtı "Derin neredesin?" "Üyeleri toplamaya çalışıyorum." "onlarda herhangi bir sıkıntı var mı?" "hayır, henüz hiçbirinde bir sorun göremedim ama biliyorsun Canan da bir şey yoktu ve eğer bu örgüte yapılan bir saldırıysa kimin öleceği gerçekten muamma bir durum. Sen neredesin?" "Aslının evine gidiyorum bir şeyler bulabilme umuduyla. Mahzende görüşürüz." "görüşürüz, dikkatli olmayı unutma." "tamam." Telefonu kapattım ve yolda devam ediyordum çok az bir zaman kalmıştı.

Patikayı arabayla hızlıca çıktım. Yavaş adımlarla eve doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda içeride kimse var mı diye teyit ettim lakin Aslının evine herkesin giremeyeceği aklıma girdi bir an ve içim biraz olsun rahatlamıştı. Dikkatli adımlarla önce salondaki kitaplığı incelemeye başladım. Birbirinden alakasız tonlarca belge vardı burada. Üst kata çıkmam gerekiyordu. Merdivene doğru ilerledim ve bir anda görünmez bir engelle karşılaştım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama o an aklıma Asde geldi o ne olursa olsun geçebilirdi.

Asdeyi aradım "Acil bir durum var. Acilen annenin evine gelmen lazım." "ben zaten yukardayım şapşal. Geliyorum." "ne?" Asde merdivenlerden bir bir inmeye başladı. "beni duymadın mı hiç?" "hayır. Uyuyordum çünkü. Senin ne işin var burada?" "Annenin üyelerinden birisi ölü bulundu ve buraya araştırma yapmaya geldim lakin koruma büyüsünü aşamıyorum. Sen yaptın değil mi?" "evet. Uykum ağır gördün. Hadi gel ve bana da anlat olayı." Merdivenlerden çıkmaya başladım. "aslında hiçbir şey bilmiyoruz. Sorunda burada başlıyor. Belki de masum bir ölüm lakin illaki ardında bir neden vardır. Diğer üyeleri mahzene topladık. Şimdi bende araştırma yapıyorum." "ben buraya baya derin bakım lakin aradığın şeye ait hiçbir şey bulamadım." Odayı incelemeye başladım. Kesin bir yerlerde ince detay var ve ben orayı kaçıyorum. "ben Aslı olsam kesinlikle gizli bir bölmem olurdu. Nesneleri bu yüzden ince bir şekilde incelememiz gerekiyor." "her şey aşırı somut değil mi? Bir yatak, dolap." "yatağı hafiften oynatsak ne olabilir ki acaba?"

Yatağı yavaşça hareket ettirdik ve kenara çektik. Mermeri ince ince inceledim ama bir şeyler bulamadım. "ben Aslı olsam bütün belgeleri nerde saklardım." "annemi tanımıyorum bu yüzden bir şey söyleyemem." "ama ben birazda olsun tanıyorum. Gel benimle." Aslı dikkat çekmeyen bir yere yani mutfağa saklardı. Bir de evin önünde ayin yaptığı alan vardı.

Mutfak burasının kullanılmayan tek alanıydı. "sen üst dolaplara bak. Bende alt dolapları inceleyeceğim." "tamam." Dolaplar zaten bomboştu. Zaman kaybediyoruz belki ama yapacak başka çaremi yoktu. Bir anda lavabonun alt kısmını incelerken elime bir şey takıldı ve takılan şeye baktığımda bu bir anahtardı. "Asde bir şey buldum." "anahtar varsa bunun ucu da vardır. Peki ya basit bir anahtarsa." "umarım öyle değildir. Dışarıya çıkmamız lazım. Annenin evin önünde ayin yaptığı bir alan var. Orayı kazalım belki bir şeyler buluruz. Sonra da mahzene dönmemiz lazım." "ben kürekleri getireyim." Asde aşağıya doğru yöneldi.

Bu evin bodrum katıda mı vardı? "Asde bu evin bodrumu mu var?" "varmış. Sen bilmiyor muydun?" "hayır, bende geliyorum seninle." "tamam, gel hadi." Merdiven boşluğunun hemen altında bir kapak varmış. Oradan geçiliyormuş ama ben bunu nasıl fark edememiştim ki? Asdeyi takip etmeye devam ettim. Birkaç eşya vardı sadece. Önemsiz ve gereksiz.

"bir şeyler bulabildin mi?" "hayır, bunların hiçbiri dikkat çekici değil." "peki ya dikkat çekici olmadıkları için önemlilerse. Sonuçta bu taktiği sen uyguluyordun." "haklısın. Biraz daha derin bakmaya çalışalım." Daha derin incelemeye başladık lakin bir sonuca ulaşamadık "hadi çıkalım." Dedim ve yukarıya doğru yürümeye başladım. Asde çıktıktan sonra kapağı kapattım. Anahtar hala elimdeydi. Kapakta bir anahtar girişi vardı öylesine denemek için soktuğumda, anahtar birden ısındı velim çektim ardından anahtar kendiliğinden çevrilmeye başlandı "galiba bir şey bulduk.". Çevrildikten sonra birkaç saniye bekledik ve ardından anahtarı çıkardım ve kapağı yeniden kaldırdım. Burası değişmişti ama bu nasıl olmuştu. "değişmiş." "evet ve aradığımız şeyin burada olduğuna artık yüzde yüz inanıyorum." "bende." Ortada bir masa vardı ve masanın üzerinde birkaç kitap vardı. Bazı şeylerin artık somutlaşmaya başlaması iyi geliyordu. Dosyanın ilk sayfasını açtığımda bunun aradığımız şey olduğunu gördüm ve ilk sayfada ben vardım. "Asde buldum. Diğer belgeleri de alalım ve hemen mahzene dönelim." "tamam" arabaya dosyaları koyduk geri geldiğimizde kapağı tekrardan kapattım ve anahtar kendiliğinden çevrildi. Tekrar açtığımda eski bodrum olduğunu gördüm ve rahatladım. Anahtarı Asdeye uzattım "bu sende kalsa daha doğru olur." Anahtarı aldı ve eve tekrardan koruma büyüsü yaptı ardından arabamla mahzene doğru yol aldık. Yolculukta tek bir kelime bile etmemiştik çünkü ikimizin de kafası farklı yerlerdeydi.

"Asde sen neden evdeydin?" "biliyorum, bizimkilerden bir iz olduğu için kendimi huzurlu hissediyorum sadece. Beni götürdüğün günden beri sık sık gidiyorum. Senin annen var mıydı?" bu soru bir anda geldi. Ben bile son yaşanılanlardan sonra ne söyleyeceğimi bilmiyordum "bizimkilerin durumu çok farklı. Onlar benim en zor zamanımda yanımda yoktu ve onları affederken içimde hep bir boşluk var." "ama varlar. Hepimiz hata yaparız." "bazen zamana ihtiyacı oluyor sadece insanın." "benimde yokluklarını sindirmem için zamana ihtiyacım var." "senin olayın gerçekten çok özel. Eğer konuşmaya ihtiyacın olursa ben her zaman buradayım." "biliyorum hatta tek dostumsun." "bunu duymak onurlandırdı prensim." Gülmeye başladı "prens bir de o durum var." "ne güzel işte oğlum. Senin doğumun başlı başına zaten doğaüstü. Annen desen özel, baban desen apayrı özel. Hatta sana şeyden bahsedeyim. Annen bu hayatta tanıdığım en kıskanç insandı. Babanı bu yüzden insanların yanında yılana dönüşmüş halde durduruyordu. Açıkçası ilk başta bende babanın normal olabileceğini düşünmemiştim. Baban bütün kadınları etkileyebilecek düzeyde yakışıklıydı ama baban nasıl oluyordu da anneni kıskanmıyordu orayı hiç anlayamıyorum. Çünkü annende ayrı güzeldi." "ilahi adalet." "haklısın aslında." "peki, bir şey soracağım. Babamla nasıl yakın oldunuz?"

"İlyada yani Ketrum hafif lokma değildi dostum. Kaç defa ölümden döndüğümü saymadım ve ben zaten o zihin boşluğunda birisiyle konuşmaya ihtiyacım vardı. Babanın başka dostu yoktu. O ve annen bu hayatta birbirini çok iyi tamamlıyordu. Baban benim bu hayatta tanıdığım en onurlu insandı. İyi ki dostum olmuş diyorum bu yüzden." "anladım. Sana bir araba borcum var." "ne arabası? Sen miydin o?" "evet bendim." "sen gerçekten çılgınsın." "bu kadar mı, kızmayacak mısın?" "hayır, o işi Canın halletmiş olduğunu düşünüyorum. Hem bizim içinde unutulmaz bir gece oldu. Önemli olan hatanı anlamış olman." "anladım." Mahzene ulaşmıştık.

Yoğun araba trafiğine bakarsak bütün üyeler buradaydı. Belgeleri aldık ve Canın odasına geçtik. Odada sadece Can vardı. "Asde?" "evdeydim." "Beraber hallettik." "buldunuz mu yani?" "anlatsak sen bile şaşarsın. Şöyle bakınca gerçekten bulmamız büyük bir şanstı ama benim aklımda bir soru var." "evet." "madem bu belgeleri bizim üyelerin bilmemesi gerekiyordu. Bunun önemli bir nedeni olmalı. Ya okursak bu daha büyük bir hatayı peşinde getirirse." "okumaktan başa çaremiz yok Mert." O anda kapı birden açıldı. Giren İlyadaydı "bir üye daha öldü." "ne?"

KETRUM 1. Kitap "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin