「08」 bir dilek tut

2K 154 78
                                    

8. BÖLÜM 

ㅡ bir dilek tut

Aylardır dehşetle beklediğim güne gözlerimi açtığımda içimde büyümeye devam eden, yüreğimi sıkıştıran belirsiz bir huzursuzluk vardı. Duvarı boydan boya kaplayan pencerenin önündeki uzun perdeleri çektiğimde bulutlu havayla karşılaştım. Gece buralara yağmur uğramıştı, belliydi. Bu kasvetli gün, pusuya yatmış kışın onu karşılamasını bekliyordu. 

Nihayet gelmişti, beklediğimden daha da kötüydü. Hissedebiliyordum, büyümüştüm. Yirmi beş büyük, korkunç bir sayıydı gözümde. Her gün yaşlanıyordum ama bu farklıydı, kötüydü, içime kötü duygular yerleştiriyordu. Yarın ölecekmişim gibi bir his doğuyordu içime, ecelimin nefeslerini ensemde duyuyordum sanki. 

Dağınık yatağımı arkamda bırakıp dişlerimi fırçalamaya gittiğim sırada aynadaki yüzün değişmediğini gördüğümde neredeyse şok oldum. Yansımamı süzdüm bir süre, esmer tenimde yaşımı gösteren bir çizgi, kırışıklık aradım. Yoktu. On yedi yaşımdaki cildimle aynı bebeksi cilde sahiptim hala. Henüz o kadar ilerlemediğimi haykırıyordu bakışlarım. Büyümek, olgunlaşmak için ne yapmam gerekiyordu daha? Öğrenmediğim neler vardı? Deneyimsizliğimi bu kadar çabuk mu ele veriyordum?

İçimdeki huzursuzluk büyüdü, büyüdü, ciğerlerime işledi. Ailemden uzak kutladığım üçüncü doğum günüm olduğu aklıma geldi birden fakat tek bir duygu uğramadı yorgun gözlerime. Konu aileme geldiğinde yüreğimdeki bu boşluktan başka bir şeyi hissedememem normal miydi, merak ettim. Bu kadar kopuk aile bağlarımın olması bende bir anlam ifade etmiyordu, aile kavramının kan bağından daha fazlası olduğunun bilincindeydim.

Vücuduma yalnızca bir ağırlık gibi gelen kıyafetleri çıkartıp soğuk suyun altına girdim, yeni doğmuş hissetmeyi diledim. Tekrar ölmeyi daha sonrasında yeni doğmuş bir bebek gibi gözlerimi dünyaya açmak, her şeyi baştan yaşayıp attığım hatalı adımları geriye almak istedim. Çok geç olduğunun bilincinde olsam bile yeniden başlamayı istedim. Jungkook'un gözlerine ne zaman baksam karşılaştığım hayal kırıklığını geri almayı her şeyden çok istedim. 

Jungkook'un etrafa kalp kırıklıklarını toplamaya niyetliydim, ellerimi kesip kanatsa da razıydım. Yüreğinin kırık parçaları bir araya gelene kadar sıkı sarılmak istedim ona. Sonrasında aklımdan böyle bir düşünce geçtiği için tiksindim kendimden, aylar önce nefretle yanıp tutuşmamı sağlayan bakışları nasıl olur da aklıma böyle düşünceleri sokabilirdi? Mahvoluyordum. Yanımda değilken, aramızda mesafeler varken bile dağıtıyordu beni. Vücudumu daha hırçınca yıkadım, sanki ne kadar sert ovalarsam o kadar çabuk çıkacaktı Jungkook'un ruhumda bıraktığı izler.

Telefonuma gelen tehditkar mesajdan sonra aramızda geçen şey her neyse, bunun bir son bulması gerektiğine karar vermiş ve nedenini açıklama gereği duymadan onunla iletişimi kesmiştim. 

Acımasızca olduğunu bilsem de bu mesajın onu durdurmayacağının farkındaydım. Tek yolu sessizce ayrılmaktı ve ben içimdeki cesaret kırıntılarını toplayarak yapmıştım bunu. Teninden mahrum kaldığım ikinci aydı bu, zaman acı verecek kadar yavaş ve merhametsizdi.

Yeterince temizlendiğimden emin olduktan sonra Aralık ayının ortasında olmamıza aldırış etmeden sonuna kadar açtığım buz kadar soğuk suyu kapattım ve duşakabinin yanına astığım büyük havluya sarıldım. Sabahın erken bir saatinde odama büyük bir yaş pasta ile dalacaklarını bildiğim için yurtta kalmamaya karar vererek Gangnam'daki evimde geçirmiştim geceyi. Her seferinde olduğu gibi yalnızlığı tercih etmiştim kendi ellerimle.

Yatak odama geri döndüğümde bir nebze olsun ısındığımı hissetmiş ve daha fazla beklemek istemeyerek dolabımda elime ilk gelen kıyafetleri geçirmiştim üstüme. Islak saç uçlarımdan damlayan soğuk su tişörtüme düşerek kumaşı ıslatsa da aldırış etmedim. Yatağımın üstüne bıraktığım telefonumun bildirimlerle titrediğini görerek şarjı bitmek üzere olan aleti elime aldım. Grup üyelerinin hepsinden birer arama vardı, samimi olduğum şirket çalışanları ve Jimin'den mesaj geldiğini görmek içimi rahatlatmıştı. O geceden beri telefonumdan gelen her bildirim sesi yüreğimi hoplatıyor, karnımın kasılmasını sağlıyordu. Sanki tekrar Jungkook'la birlikte olduğumuz bir fotoğrafı mesaj olarak alacaktım, bu sefer haber başlığının hemen altında. Televizyon kanallarında yayınlanacak olan görüntüler şimdiden gözümün önüne geliyor, korku salıyordu yüreğime.

mad about you ㅡ vkookWhere stories live. Discover now